Dersin adı: Devre arası transferleri nasıl yapılır?

Geçtiğimiz hafta, Yeni Malatyaspor galibiyetiyle birlikte büyük bir moral depolayan Ankaragücü, Süper Lig Cemil Usta sezonunun 22. haftasında Eryaman Stadında Fenerbahçe'yi konuk etti.
Büyük bir seyirci desteğiyle oynanan karşılaşmada, oyun kontrolünü baştan sona elinde tutan Ankaragücü, böylesine etkili bir oyun neticesinde Fenerbahçe'yi 2-1 mağlup etti.
Karşılaşma öncesi, maç kadrolarını gösteren esame listeleri açıklandığı zaman Ankaragücü taraftarlarını derin bir endişe kaplamıştı. Çünkü, takımın en önemli gol silahı Dever Orgill ilk 11'de yer almıyordu.
Hafif sakatlığı bulunan Orgill'in yerine, Gerson Rodriguez santrafor bölgesinde, Konrad Michalak ile Saba Lobjanidze ise kanat pozisyonunda maça başladı.
Orta saha Ricardo Faty, Daniel Lukasik ve Sedat Ağcay üçlüsünden oluşurken, defans kurgusu ise Kitsiou-Ante Kulusic-Alihan Kubalas ve Thiago Pinto dörtlüsünden oluştu.
Maça 4-3-3 taktiğiyle başlayan Ankaragücü, biraz da büyük Ankaragücü taraftarının verdiği enerjiyle, müthiş bir güven ile çıktı sahaya. Maça müthiş bir tempo ve iştahla başlayan Ankaragücü, bu iştahının karşılığını 13.dakikada Saba Lobjanidze'nin golü ile aldı.
23.dakikada Ankaragücü, yine etkili bir hücum organizasyonunda Michalak'ı, Fenerbahçe kalecisi Altay ile karşı karşıya bıraktı ama Michalak bu uygun fırsatı değerlendiremedi. İlk yarının Fenerbahçe adına en net pozisyonu 18.dakikada Tolga Ciğerci ile geldi. Tolga'nın sert şutunu, Ankaragücü kalecisi Ricardo Friedrich harika bir refleksle kurtardı. Malatyaspor maçında pek top gelmediği için anlaşılamamıştı ama, Ricardo Friedrich iyi bir kaleci gibi duruyor.
İlk yarının büyük bölümünde olduğu gibi, ikinci yarıda da oyun kontrolü tamamen Ankaragücü'nün elindeydi. Nitekim 75.dakikada, Gerson Rodriguez'in ceza yayı üzerinden attığı şık golle, maçı 2-0'a getirdi Ankaragücü.
90+6'da Serdar Aziz'in temdit golü niteliğinde attığı gol Fenerbahçe'nin puan alması için yeterli olmadı ve Ankaragücü "kedinin fare ile oynadığı gibi oynamak" deyimine uygun bir futbolla Fenerbahçe'yi devirerek, Yeni Malatyaspor önünde alınan 3 puandan sonra, kümede kalma yolunda ekstra bir üç puan daha aldı.
Taraflı tarafsız tüm spor kamuoyunda hakim olan ortak bir kanı vardır. Sezonun devre arasında yapılacak olan transferlerin çok kritik olduğu ifade edilir hep.
Bana göre de devre arası transfer dönemi zorlu bir süreçtir. Ya talip olunan oyuncuların maliyeti yüksektir, ya talip olunan oyuncular kendi takımlarında fazla forma şansı bulamıyordur, ya da talip olunan oyuncuların kronik sakatlığı vardır.
Ankaragücü kulübünde ise, durum biraz daha zor ve çetrefilliydi. Çünkü transfer yasağı, transfer döneminin son gününde kalktı.
Fatih Mert ve yönetim kurulu, bana göre bu süreçte son derece iyi bir sınav verdi. Hem yasağı kaldırdılar, hem de iyi bir planlama yapmış olacaklar ki, yasak kalkar kalkmaz takıma inanılmaz kaliteli isimler takviye ettiler.
İşte Gerson Rodrigues... İşte Saba Lobzhanidze... İşte Konrad Hubert Michalak... İşte Daniel Lukasik...
Bir taraftan transfer yasağını kaldırmak için gece gündüz çalışırken, bir taraftan transfer döneminin son gününde hem yasağı kaldırıp hem de takıma kaliteli isimler takviye etmek... Bana göre, müthiş bir planlamanın ve becerinin ürünüdür.
Bu süreçte hiç olumsuz icraatleri yok mu? Elbette var.
Daha önceki yazımda da belirttiğim üzere, bu süreçteki en büyük yanlışlarından biri, Beşiktaş'tan Orkan Çınar'ı transfer etmeleri oldu.
Hangi nedenle üç senedir hemen hemen hiç oynamamış bir oyuncuyu transfer ettiklerini hiç anlayamadım. Nitekim Ankaragücü formasıyla bir dakika bile süre almaması, bu düşüncemi haklı çıkarıyor sanırım! Ama, gönlüm hiçbir genç sporcunun yok olup gitmesine razı olmadığından, tekrar formunu kazanıp kadroya girmesini ve yıllarca futbol oynamasını tüm içtenliğimle arzu ederim.
Fatih Mert ve yönetim kurulu, tüm kulüplere ve spor kamuoyuna "Devre arası transferleri nasıl yapılır?" konulu güzel bir ders vermiştir!
Kendilerini gönülden tebrik ediyorum.