© Sporanki 2010

Diyadin, Kaplan ve kırılan umutlar

Diyadin, Kaplan ve kırılan umutlar

Mustafa Kaplan geçen sezon Ankaragücü’nde yakaladığı başarı ile herkesi şaşırtmıştı. Düştü denen takımı ligde tutmayı başarmıştı. Ankaragücü camiası Kaplan’ı takip etmedi ise aradan geçen sürede neler yaptığını kısa bir özet geçeyim…

Sezon başında Gençlerbirliği ile anlaştı. İyi transferler yapıldı. Genç oyuncu oynatma sevdası Mustafa Hoca’nın geçen sezon biriktirdiği kredisinin erimesine neden oldu. Hazır olmayan oyuncuları sahaya sürünce hem maçları, hem o genç oyuncuları kaybetti.

Bir ara takımdan gönderilmesi gündeme geldiğinde ekran karşısında “Başkan öl dese ölürüm” ifadesini kullandı. Şimdi hala aynı şeyi yapar mı bilmiyorum ama bu demecinden 1 hafta sonra görevine son verildi.

Kadroyu çok iyi tanıdığından Ankaragücü için kağıt üzerinde en uygun aday olarak Mustafa Kaplan görünüyordu. Bana göre Metin Diyadin ile devam edilmeliydi.

Ankaragücü, seyircisinin cezalı olduğu Gaziantep maçını kaybetti. Maçtan sonra sonra rakip takımın hocası Sumudica “Bu maçı Tanrı’nın yardımı ile kazandık” dedi. Kazandığı maçlar da dahil sezonun en iyi futbolunu oynamıştı Ankaragücü.

Sonraki hafta bu aralar ligin en formda takımı olan Başakşehir ile deplasmanda oynadı. Maçı 2-1 kaybetmesine rağmen oynadığı futbol umut vermişti. Maçı izleyenler “Ankaragücü’ne çok yazık oldu” demişti. En azından 1 puanı hak eden bir oyun ortaya koymuştu.

Bu iki maçta önce zorunluluktan, sonra bilinçli olarak Metin Hoca Kitsiou’yu orta sahada oynattı. Yüksek top tekniği ile takımını ileriye taşıyan oyuncu oldu. Ankaragücü’nün orta sahada pas yapamama sorununu Kitsiou ile çözmüştü Metin Hoca.

Skor olarak istenen sonuçlar gelmese de oynanan oyun takımın düzeleceğini müjdeliyordu. Eldeki yetersiz kadro ile Süper Lig’deki rakiplerine oyunda üstünlük sağlaması devre arasında yapılacak takviyeler ve iyi bir hazırlık kampı ile ligde kalınabileceğinin sinyallerini veriyordu.

Süper Lig’in bilindik ezberi ile üst üste kaybedilen 2 maç sonrasında Diyadin ile yollar ayrıldı. Görevde olduğu kısa sürede takımın kondisyonunun her geçen gün iyiye gittiğini, takım oyununun oturduğunu ve alternatif arayışlarının sonuç verdiğini gözlemledim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Metin Diyadin işini iyi yapar ama reklamını yapamaz. Bu yüzden gittiği kulüplerde çalışmalarının meyvelerini toplayacağı zamana kadar çalışamadı.

Trabzon maçında coşkulu tribünleri önünde Kaplan ile ilk maçına çıktı Ankaragücü. Yeni hoca etkisi sadece 10 dakika sürdü. Sonrasında Trabzon oyun üstünlüğünü eline geçirdi. Savunmada Yalçın, orta sahada Faty ve Canteros’un ayakta duracak hali yoktu. Daha ilk yarı tamamlanmadan iki gereksiz müdahale ile Faty kendini oyundan attırıp takımını 10 kişi bıraktı. O anda maçın sonucu belli oldu.

Mustafa Kaplan gelince takım oyunu başlangıç ayarlarına dönmüş. Metin Diyadin’in kazanımlarına reset atılmış. Sezon başında olduğu gibi, topa sahip olma oranı düşmüş. İleride çoğalamama ve orta sahada top tutamama hastalıkları nüksetmiş.

Sezon başından beri beklenmedik bir şekilde üstün performans gösteren kaleci Korcan Trabzon maçında yediği ilk iki golü çıkarabilirdi. Bu işler böyledir. Bir oyuncu her zaman kapasitesinin çok üzerinde oynayamaz.

Saha içinde Cebrail ve Orgill’in inatçı oyunu dışında yazacak olumlu bir şey bulamıyorum. Ankaragücü yönetiminin parasal sorunları çözmek için çaba sarfettiğini ve sonuç almaya başladığını duyuyorum. İlk yarının sonuna kadar 2 galibiyet daha alınabilirse ara transfere ligde kalma umudu ile girer Ankaragücü. Mustafa Hoca devre arasına kadar takımın başında kalmayı başarabilirse geçen sezon yapılan isabetli transferlerin tesadüf olup olmadığını anlama şansını yakalarız.

Berbat oyuna, kötü sonuca rağmen takımını coşkulu bir şekilde destekleyen Ankaragücü taraftarı inanın çok daha iyisini hak ediyor. Bu takım ligde kalırsa yine taraftarı sayesinde kalacak.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER