© Sporanki 2010

Hector Canteros faktörü

Hector Canteros faktörü

Düşme / düşmeme tartışmalarını bir tarafa bırakarak, Ankaragücü için bir kısa durum tespiti yaparak başlayalım. Öncelikle arkadaşlarıma son haftalarda sürekli “çok hesap kitap yapmayın, sonuçta biz kazanamazsak, yapılan hesap ve kitabın hiç bir geçerliliği yoktur” dedim.

Nitekim en kritik maçları kazanamadık, kazanamadık, kazanamadık...

Bırakın çok önce oynanan Kayserispor, Konyaspor, Gazinatep FK'yla Ankara’da uzatma dakikalarında yediğimiz gollerle yenildiğimiz maçları...

Geçin hakem hatalarıyla kaybettiğimiz puanları...

Sadece ama sadece pandemi arasının ardından oynanan Gaziantep FK, Göztepe, Alanyaspor ve Antalyaspor maçlarının sadece ikisini alabilseydik bu iş tamamdı.

Yine Ankaragücü’ne özel büyük bir iş yapmış olacaktık.

Çok mu zordu bu maçları almak?

Tabii ki de hayır! Zor değildi.

Gaziantep’de net pozisyonları son vuruşların yetersizliğinden gol yapamadık.

Göztepe maçında yeterli mücadeleyi gösteremedik, amatörce bir gol yedik.

Alanyaspor maçında penaltıyı bile atamadık.

Antalyaspor maçında savaşmadık ve pozisyon üretemedik. Ürettiklerimizi çok kolay heba etik.

Bütün bunlar bize takım kalitesindeki zayıflığı gösterir.

Düşünün net pozisyona giriyorsunuz final pasını yapamıyorsunuz...

Net pozisyona giriyorsunuz son vuruşu yapamıyorsunuz...

Penaltı kazanıyorsunuz, kaçırıyorsunuz...

Pas verirken topun şiddetini bile ayarlayamıyorsunuz...

Rakibe kendiniz asist yapıyorsunuz...

Orta sahada üretemiyorsunuz...

Savunmada hatalar yapıyorsunuz...

Forvette beceriksizsiniz...

E bunlar oluyorsa küme düşersiniz...

Üstelik bu saydığım son maçlarda hemen hemen hiç hakem kurbanı olmadık. Tam aksine maçlarımız gayet güzel yönetildi.

Peki iyi de bunların sorumlusu kim veya kimler?

İşte burada çok isim var.

Eski yönetim, eski teknik direkörler, mevcut yönetim, mevcut teknik direktör ve futbolcular...

Tabii küme düşmüş bir takımın ardından suçlu bulmak o kadar kolay ki.

İstediğin kadar bulursun. Saymakla bitmez...

Yetersiz kadro ve büyük mali borçla kulüp mevcut yönetime teslim edildi. Uzun süre mevcut yönetim bu tablonun altında ezildi. Daha sonra kaynak bulundu. Ama bulunan kaynak iyi kullanılamadı. İstenen ve katkı verecek transferler yapılamadı. Hoca tercihlerinde büyük hatalar yapıldı. Alınan transferlerde büyük yanlışlar yapıldı. Kadro kalitesi Süper Lig ayarına getirilemedi. Ve kadrodaki mevcut isimler yeterince savaşmadılar, mücadele etmediler. Geçen sezonun 2.yarısındaki coşku yoktu.

Bütün bunların üzerine birde Ankaragücü’nün her şeyi taraftar olmayınca düşmek kaçınılmaz oldu.

Düşünsenize bıçak kemiğe dayandığı bir Başakşehir, bir Antalya, bir Alanya maçları taraftarlı oynansaydı nasıl bir ambians oluşurdu.

Ankaragücü taraftarı takımı ateşleyip, iteklerdi resmen.

**

Eski yönetimin büyük bir yanlışla elinde tutamadığı bir Dje dje, bir Boyd, bir Sacko bu sezon yoktu...

Üstelik bırakın bunları mevcut yönetiminin gönderdiği bir Moke, bir Canteros elde tutulsa bile işler daha farklı noktada olurdu.

Yabancı kontenjanında tercih yanlışları yapıldı. Faty yerine Moke, Miloş veya Scarione yerine Canteros tercih edilseydi belki Ankaragücü düşmezdi.

Canteros faktörü çok ama çok önemliydi. Takım hep organizatörsüz çıktı maçlara. Canteros kolayca gözden çıkarıldı. Canteros’un çok düzgün insan, çok kaliteli futbolcu olduğunu iddia etmiyorum. Disiplinsiz davranışları olduğunu da biliyorum. Ama belki sabredilip sakatlığı düzeltilebilse çok işimize yarardı. Canteros’a sakat denildi, ama oyuncu sakat sakat oynadığı Antalyaspor deplasmanında gol attı, asist yaptı. Canteros olayında yönetimsel bir zaafiyetin yaşandığını düşünüyorum.

Hatta başkan Fatih Mert’i Canteros konusunda yanıltanlar bile olmuştur.

Hatalar yanlışlar herkesin malumu. Örneğin hiç bir katkı vermeyen Thomas Heurtaux neden transfer edildi, Szukala neden alındı, Cerci neden oynatılamadı? Bu oyuncuların maddi yükleri hep kulübün önünü tıkadı. Fatih Mert ve yönetimini zorladı.

Yine kulübün çok uzun süredir siyasetle birlikte yürümesi de ayrı bir sorun.

Kulübün geçmişten bu yana bu kadar siyasetin içine sokulması da düşüşte etken oldu. Belki son 5-6 yılda bir yerlerden para geldi kimsenin gıkı çıkmadı.

Ama o paralar kulübe borç yazıldı mı yazılmadı mı?

Ya da bu gelen paralar neden verimli kullanılamadı?

Ya teknik direktör tercihleri?

Ankaragücü’nde Mustafa Reşit Akçay ve İbrahim Üzülmez tercihlerini kim yaptı?

Bu 2 hocanın takımda çalışmasının kararını Ankaragücü yönetimimi, yoksa başka birileri mi verdi?

Bunların hepsinin bir muhasebesi yapılmalı ve sorulara cevap bulunmalı.

Çok hata var, çok sebep var.

Üzüntümüz çok büyük.

Müthiş görkemli ve havalı çıktığımız lige, çok kolay veda ettik.

Ama yine de biraz sağduyulu düşünelim. Yıkmadan, kırmadan, vurup parçalamadan sağlıklı davranalım.

Ve de çözüm üretelim.

Gelen transfer yasağı var, borçlar var, bir çok oyuncu bırakacak...

Çok zor bir dönem Ankaragücü’nü bekliyor.

Fatih Mert ve yönetiminin iyi niyetli olduklarını, kulübü düzlüğe çıkarmak için, takımı ligde tutmak için, alt yapıyı yeniden canlandırmak için ne kadar özverili çalıştıklarını biliyorum. Ama yönetimde hatalarından ders çıkarmalı. 

O yüzden hep birlikte mücadeleyi bırakmayalım.

Her alanda yeni bir yapılanma lazım.

Belki günün ve yeni sezonların kaybedeni biz olacağiz, ama geleceğimizi sabırla inşa etmemiz lazım.

Ve tabii en büyük sitemim de futbolculara olacak. Neden yeterince savaşmadıklarını, mücadele etmediklerini, kolay pes ettiklerini merak ediyorum.

Neden ?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER