© Sporanki 2010

Murat Gürgen, Ankaragücü'nü yazdı: "Zor dostum zor"

Gazeteci Murat Gürgen, son yazısında Ankaragücü'nü değerlendirdi.. İşte 24 Saat Gazetesi'nde yayınlanan son yazısı..https://www.24saatgazetesi.com/zor-dostum-zor-1

İnsanoğlu hayalleriyle ve hedefleriyle yaşar. Geleceğe dair umudun olmadığı yerde, “hayat” geçen zamandan ibarettir sadece.

Ligin 7’nci maçında Ankaragücü deplasmanda Bandırmaspor’a rakipti. Haftalardır evindeki maçlarda taraftarın zorlamasıyla, ittirmesiyle oynayan ve üç maç kazanan oyuncu kadrosu, deplasmanda yine isteksiz, umursamaz ve ruhsuzdu. Kulüp aidiyetinin kalmadığı yerde, aldıkları paranın hakkını vermeyi de futbolu oynamayı da iyice unuttular.
Bu hazin tabloyu sol bek Alper Uludağ da maç sonunda zaten kabul etti. “Bu oyunla galibiyet de gelmez, lig de bitmez” dedi. Neticede, şampiyonluk parolasıyla başlayan sezonda mağlubiyetler zincirine 4’üncü halka eklendi. Takvimler henüz eylülü gösterirken, Beştepe’de “Zor dostum zor” şarkısı çalmaya başlandı.

Sarı lacivertlilerde her sezon değişmeyen tablo sportif başarısızlıklar ile beraberinde teknik direktöre ve yönetime istifa çağrıları. Aslında düğme baştan yanlış iliklenince, kaç teknik direktör değişirse değişsin kulübün kaderi değişmez. Aslında yönetimler açısından da işin özü aynı.

Mesele yöneticinin A kişisi ya da B kişisi olması değil. Her biri iş yaşamlarında başarılı olmuş, şirketlerini zengin etmiş insanlar. Lakin her şeyden önce futbolu “bilim” olarak algılamalılar. “Ben onca kadar şirketi zengin ettim, bunun yanında kulübü şampiyon yapmak kolay iş” diyerek yola koyulmamalılar. Şirketlerinde nasıl işin ehli profesyonel yöneticilere değer veriyorlarsa, futbolu da bir “bilim dalı” olarak algılamalı, transferi ve kadro yönetimini güvenilir profesyonellere bırakmalılar.

Futbol aklının olmadığı yerde ise kendi kesesini düşünen menajerler sazı eline alır, kulübü oyuncak eder. Her transfer döneminde “daha iyi olacak” vaatleriyle 10-15 futbolcu gelip giderken menajer zengin olur, kulüp batağa sürüklenir. Önceki Teknik Direktör Cihat Arslan transferlere hiç karışmadı, tercihleri yönetime bıraktı. Gelen oyuncular gidenleri aratınca da o işinden oldu, takım ise hedefinden uzaklaştı.

Başkent Ankara yıllardır aynı filmi izliyor, kuma saplanmış otomobil gibi patinaj çekip duruyor. Tek çare kişilerden önemlisi zihniyetin değişmesi. Zihniyet değişmediği sürece, teknik adam ve yönetimler kaç kez değişirse değişsin, ortaya çıkacak tablonun birbirinin kopyası matruşka bebeklerden hiçbir farkı olmayacaktır. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER