Nihat Özdemir'den flaş açıklamalar...
DİĞER SPORTürk futbolunun geleceğine katkı sağlamak amacıyla Sabah Gazetesi tarafından dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Futbol Ekonomi Forumu (UFEF) ve Fotomaç Gazetesi Süper Lig'in En İyileri Ödül Töreni bugün yapıldı.
Turkuvaz Medya Merkezi'nde gerçekleşen etkinliklere; Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, TFF Başkanı Nihat Özdemir, TFF 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı, TFF Başkan Vekilleri Mehmet Baykan ve Ali Düşmez, TFF Yönetim ve İcra Kurulu Üyesi, Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop, Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Akın, Genel Sekreter Kadir Kardaş, A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Kulüpler Birliği Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Spor Toto Teşkilat Başkanı Bünyamin Bozgeyik, kulüp başkanları ve çok sayıda spor adamı ile yetkililer katıldı.
TFF Başkanı Nihat Özdemir, moderatörlüğünü Sabah Gazetesi Yazarı Levent Tüzemen'in yaptığı "Futbol Ekonomisi'nde Son Durum" başlıklı özel oturumda konuştu.
Soruları yanıtlayan Özdemir, pandemi sürecinde ligleri oynatmanın büyük önem taşıdınığını beliterek, "Pandemi başladığında ilk hafta biz futbolu oynattık. Büyük bir cesaretle oynattık. Bugün bakıyorum ki biz büyük bir cesaret göstermişiz gerçekten. 11 Mart'ta futbolu durdurduk. Daha sonra kalan 8 haftayı, 'Bu sezon oynanamaz' denen ortamda seyircisiz oynama kararı alarak oynanmasına karar verdik. Kimsenin cesaret edemediği bir dönemde yine. Sonraki sezona da seyircisiz oynama kararı aldık. 2020-2021 sezonunu da seyircisiz oynama kararıyla tamamladık. Bu sezon da tribünlerimiz yüzde 50, localarımızı yüzde 100 olarak oynatmaya devam ediyoruz. Stadyumlara daha fazla oranda seyirci almak için çalışmalarımız devam ediyor. Sağlık Kurulumuz bu yönde istişareilerde bulunuyor. Çok yakında zannediyorum ki %100 kapasite ile stadyumlara girişi açacağız. Benim en çok önemsediğim şeylerden biri de 12 yaş altına biliyorsunuz giriş yasak idi, onu da kaldıracağız kısmetse." dedi.
Özdemir, Türk hakemlik kurumu için yapılan çalışmalar hakkında, "Kulüpler Birliği ile TFF arasında 5 kişiden oluşan yeni çalışma grubu kurduk. Bu arkadaşlarımız, yeni MHK'de hakem sisteminin nasıl geliştirileceğini, bazı kulüplerimizin hep serzenişte bulunduğu adaletli tayin, gözlemci raporları, gözlemcilerin birbirleriyle ilişkileri gibi konularda en ince detayına kadar çalışmalara başladı. Bizim çok değer verdiğimiz MHK Başkanı Serdar Tatlı istifa etti. Bugünlerde yeni MHK Başkanı'nı ve kurulunu tayin ederek yolumuza devam edeceğiz. Bir iki gün içinde yeni MHK'mizi göreve getireceğiz. En kısa zamanda yeni MHK'yi meydana getirirken, bir taraftan da kurulumuz çalışmaları yapıyor. Yeni yıldan veya devre arasından itibaren hakemlik sisteminde nasıl iyileştirmeler yapabileceğimizi oturup kararlaştıracağız. Yeni MHK Başkanı için isimler var, birinde TFF olarak, kulüplere danışarak karar verip yolumuza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Yeni yayın ihalesi hakkında da bilgi veren Özdemir, 9 kişiden oluşan bir komisyon kurulduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Dört kişi Kulüpler Birliğinden, dört kişi TFF'den, bir de sekreterlik yapsın diye TFF Genel Sekreteri Kadir Kardaş'ı da yayın ihalesi kuruluna alarak çalışmaya başladık. Birinci kademede bize mutlaka bir danışman gerektiği kararını verdik. Danışman aramaya başladık. Dünyada bu konuda ses getiren danışman firmalarından birini seçtik. O firmayla anlaşmayı yaptık ve o çalışmalara başladık. Kasım, aralık ve ocak içinde ihaleyi sonlandıracağız. Bir paketleme olacak. Danışma kurulu çalışmalar yapıyor. Çok yakın zamanda bir araya geleceğiz. Sürecin ne olacağını, 3 yıllık mı 5 yıllık mı yapalım, buna bakacağız. Bunun artı ve eksileri olabilir. Bunun kararını verip ilanımızı yapacağız, ne kadar çok talep gelirse o kadar etkili olacağına, kulüplerimize o kadar fayda getireceğine inanıyorum. Türkiye'deki ve dünyadaki ekonomik şartlar nedeniyle burada nasıl bir rakam çıkacağını tahmin etmenin zor olacağını düşünüyorum. İnşallah iyi bir rakamla bu işi sonlandıracağız. 2022-2023 sezonundan itibaren yeni ihaleyi kazanacak yayıncı kuruluşla beraber yolumuza devam edeceğiz."
"İnşallah ümidimiz Katar için play-off oynamak"
A Milli Futbol Takımı'nın 2022 FIFA Dünya Kupası'na katılacağına inandığını aktaran TFF Başkanı, "İnşallah ümidimiz Katar için play-off oynamak. İki maçımız var, bu iki maçı da almak istiyoruz. Bu iki maçı alırsak, Norveç'in de puan kaybı olursa inşallah play-off oynama hakkımız doğacak. Play-off'ta 12 takımlık 3 gruplu bir play-off sistemi olacak. Zor bir süreç ama hedefimiz birinci kademede play-off oynamaktır. Yeni teknik direktörümüz çalışmalara başladı, iki maçımız oldu. Norveç ile berabere kaldık, bize hep ters gelen Letonya deplasmanına gittik, oradan galibiyetle döndük, şu anda iddiamız devam ediyor. İnşallah oradan da çıkarız." şeklinde konuştu.
Nihat Özdemir, hakem kararlarıyla ilgili yapılan eleştiriler hakkında ise "İnsanın olduğu her yerde hata olur. VAR, hakem hatalarını minimuma indirmek için geldi. Ofsaytta başarıya neredeyse yüzde yüz ulaştılar. Diğer konularda ne kadar eğitirseniz eğitin ama netice olarak kararı veren gözler. Hem sahada hem de VAR'da olan arkadaşların gözlerinin neyi gördüğüne, nasıl tespit ettiğine müdahalemiz söz konusu değil. Kötü niyetin olmadığına hepiniz inanın, insandır, hata yapabilir, bunu saygıyla karşılayalım. Müesseseyi yıkmayalım. Galipken sesleri çıkmayan yöneticilerin, mağlupken kendi oyuncusunu, teknik direktörünü konuşmayıp sadece hakemi konuşmalarını doğru bulmuyorum. Bu ligde birbirimizi ne kadar seversek bu ligin kalitesi o kadar artar." değerlendirmesinde bulundu.
"Yeni yayın ihalesiyle kulüplerimizin eskiye döneceğini tahmin ediyoruz"
Kulüplerin bankalarla yaptığı yapılandırma anlaşmalarıyla rahat bir nefes aldığını dile getiren Özdemir, şu ifadeleri kullandı:
"Belki yüzde yüz çözüm olmasa dahi kulüplerimizin sıkıntılarına yüzde 70-80 çözüm olacak anlaşmalar yürürlükte. Bankalara da teşekkür etmemiz gerekli, Türk futbolu sıkıntı noktasına gelmişti, nefes almamızı sağladı. Kulüplerin mali yapılandırmalarını yaparak, mali disiplinleri sağladılar. Takım harcama limitlerini tespit eden lisans kurulumuz var. Takım harcama limitleriyle üçüncü sezonu geçiriyoruz. İlk sezon kulüplere 'Limitin yüzde 30'unu harcayabilirsiniz.' dedik. Daha sonra takım harcama limiti olan yüzde 30'u yüzde 15'e düşürdük. Aşan var mıdır yok mudur önümüzdeki günlerde belli olacak. Takım harcama limitlerinin sıfır olması gerekiyor. Fakat kulüplerimiz bize rakamsal olarak kayıplar yaşadıklarını gösterdi. Lisans kurulumuzun detaylı incelemesinden sonra bu seneye mahsus olmak üzere 'Yüzde 25 takım harcama limitlerini aşabilirsiniz.' dedik. Başka çaremiz yoktu."
Kulüplerin Avrupa kupalarında başarılı olmasını istediklerinin altını çizen TFF Başkanı, "Artık şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi'ne direkt gidemiyor, Avrupa'da beş takımdan dört takıma düşme durumumuz var. Kulüpler, UEFA'dan gelen gelirlerin 3'te 1'ini kullanabiliyorlardı, sadece Avrupa'da mücadele eden takımlarımızın 3'te 2'sini takım harcama limitlerine ilave ettik. Kur artışlarından muzdariptiler ve geçen yıl kur ortalamasını bu yılki harcamalarında sabit olarak aldık. Bu da onları rahatlatıcı bir etken oldu. Kulüplerimize böyle desteklerimiz oldu. Kulüplerin futbolcu lisanslarını alabilmesi için vergi ve borçsuzluk kağıdını bize getirmeleri gerekiyordu, pandemi döneminde bunu geçen sene yapmadık, kulüplerimiz bu konuda bir yıl daha destek olmamızı istedi, bunu da değerlendirdik. Yeni yayın ihalesiyle kulüplerimizin eskiye döneceğini tahmin ediyoruz." diye konuştu.
Nihat Özdemir, bu sezon takımlara ilk 11'lerinde 8 yabancı oyuncu oynatma hakkı verdiklerini hatırlatarak, "Onuncu hafta itibarıyla takımlarımızın ilk 11'de oynattığı yabancı oyuncu sayısı 6,96, 7 bile değil. Biz onlara 8 oyuncu imkanı verirken, 7 oyuncuyu oynatmışlar. Göztepe 4,54, 5'in altında. Beşiktaş'ta bir Rıdvan yetişti, bunun arkası da gelecek. Biz bu kuralı getirmeseydik inanın yine eski sistemle oynayacaktık. Şenol Güneş döneminde milli takımın ilk 11'inde 2'si Süper Lig'de, 9'u yurt dışında oynayan futbolcumuz vardı. Kuntz dönemindeki ilk maçımızda ilk 11'de 4 Süper Lig, son maçta da bu sayı 6'ya kadar çıktı. 8+3 bu sene, gelecek sene 7+4, bir sonraki sene de 6+5'e düşürmede kesin kararımız var. Herhangi bir olay olmazsa bu kararlarımızı devam ettirmek niyetindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bu ay sonu amatör liglerin ve kadın liglerinin başlayacağını açıklayan Özdemir, kadın futbolunda ilk ateşi Beşiktaş'ın yaktığını ve bugün 24 takımlı kadın ligi için çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi.
Bakan Kasapoğlu: "Hedefimiz Türk futbolunu zirveye taşımak"
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, sporun salgından en çok etkilenen olgulardan olduğunu, kulüplerin yönetimsel ve finansal istikrarlarına önem vermesi gerektiğini söyledi.
Sabah Uluslararası Futbol Ekonomi Forumu ve Fotomaç Süper Lig'in En İyileri Ödül Töreni'ne katılan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, böyle bir organizasyonda bulunduğu için mutlu olduğunu belirtti.
Bakan Kasapoğlu, dünyanın 2 yıldır salgın sürecini yaşadığını hatırlatarak, "Pandemi gerçeğinin sosyal, kültürel, ekonomik, endüstriyel, ticari ve sportif anlamda hayatımızın her yönüne etkileri oldu ve olmaya da devam ediyor. Spor ise belki de bu süreçten en fazla etkilenen olguların başında geliyor. 2020 yılı içerisinde pandemi tedbirleri nedeniyle dünyanın en önemli, en büyük spor organizasyonları düzenlenmedi. Ertelenen Avrupa Futbol Şampiyonası kısıtlı seyirciyle gerçekleştirilirken, 2020 Tokyo Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları sıkı tedbirler altında, seyircisiz olarak organize edildi. Türkiye olarak biz de bireysel ve takım sporları branşlarının tamamını seyircisiz oynatma kararı almıştık. Maalesef ülkemizde en çok ilgi duyulan futbol branşı da seyircisiz olarak oynandı." ifadelerini kullandı.
Futbolun dünya tarihinde en geniş sınırlara oluşan olgu olduğunun altını çizen Gençlik ve Spor Bakanı, "Futbol, çağımızın en küresel sporu. Bugün Birleşmiş Milletlerin 193 üyesi varken FIFA'nın 207 üyesi var. Ekonomik anlamda dünyanın en büyük futbol kulüplerinin ve futbol liglerinin taraftarlarının çoğu, kendi ülkesi dışında. Barcelona'nın toplam 1300 taraftar oluşumunun 800'ü İspanya dışında. Bir Premier Lig maçını dünyanın tüm coğrafyaları aynı anda izliyor. Dolayısıyla bu devasa olgunun işleyişine yönelik alınmak zorunda olunan pandemi tedbirleri, etkilerin de çok fazla hissedilebilir ve derin olmasına yol açtı." şeklinde konuştu.
"Küresel anlamda futbol, pandemi sürecini en ağır şekilde geçiren branşların başında geliyor." diyen Kasapoğlu, "2021 yılında Avrupa'nın en önde gelen futbol kulüplerinin toplam değeri, 2018 yılındaki seviyelerine geriledi. En önde gelen 32 Avrupa futbol kulübünün kurumsal değerlerinin 2021 yılında ilk defa yüzde 15 düştüğü kaydedildi. Bir yıl önce 32 seçkin Avrupa kulübü arasında 20 karlı kulüp varken, bu yıl 7 kulüp kar bilgisi yayımladı. Dünyanın en karlı liglerine baktığımızda İngiltere Premier Lig, diğer branşlarla karşılaştırılmasında 5. sırada, İspanya La Liga 8. sırada, İtalya Serie A'nın 9. ve Fransa Ligue 1'in 10. sırada olduğunu görüyoruz. Ulusal Amerikan Futbol Ligi sıralamada birinci, Ulusal Amerikan Beyzbol Ligi ikinci, Ulusal Amerikan Basketbol Ligi üçüncü ve Hindistan Kriket Premier Lig'i dördüncü sırada bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ulusal Amerikan Futbol Ligi'nin (NFL) değerinin, İngiltere Premier Lig'in neredeyse 3 katı olduğunu vurgulayan Bakan Kasapoğlu, şunları kaydetti:
"Veriler gösteriyor ki futbol endüstrisinde küresel bir daralma var. Bu durumu pandemi süreci içerisinde olmakla açıklayabiliriz ancak küresel daralmanın nedenlerinden bir diğerine de özellikle dikkati çekmek istiyorum. Yapılan araştırmalarda, dünyadaki tüm spor kulüpleri baz alındığında bugün ve gelecekte karşılaşılabilecek en büyük sorunlardan biri, gençlerin kendilerini taraftar olarak nitelendirmiyor oluşu. Bu durum spor liglerinin izlenme oranlarını büyük ölçüde düşürüyor. Güncel bir raporlama söz konusu, gençlerin yüzde 40'ının hayatlarında hiç spor müsabakası izlemediğine dair bir veriyle karşılaşıyoruz. Dünya genelinde spora ve spor müsabakasına erişim gerçeğini düşünsek bile bu oran, tüm dünya spor liglerinin geleceği açısından çok anlamlı bir veriyi bizlere gösteriyor. Bilimsel verilerin ışığında kulüplerimizin ve Süper Lig'imizin gençlere yönelik stratejik projeler hayata geçirmesi gerektiği görülüyor. Ligimizin gençler tarafından ilgiyle izlenmesinin sürekliliği için marka değerimizi yükseltmek durumundayız. Süper Lig'in imaj yönetimine, markalaşmaya ve tanıtıma önem vermeli, tüm paydaşlar olarak eşgüdüm halinde gündemde tutmalıyız."
Kulüplerin yönetimsel ve finansal istikrarının önemine değinen Gençlik ve Spor Bakanı, "Kulüplerimiz sportif mücadele ekseninden çıkmamalı ve spor dışı gündemlerle süreç yönetme çabalarını bir tarafa bırakmalı. Sporcu yetiştirmede sürdürülebilirlik, sportif yatırımlarda, finansal konularda, sahada oynanan oyunlarda sürdürülebilirlikten asla ama asla geri durmamalıyız. İstikametimiz uluslararası başarılarda sürdürülebilirlik olmalı." ifadelerini kullandı.
Kulüplerin azalan gelirler nedeniyle öz kaynaklarına dönüş yaptığını hatırlatan Bakan Kasapoğlu, şöyle konuştu:
"Sporcu yetiştirme ve altyapı içeriği, pandemi sürecinin bu konuyu gözler önüne sermesi açısından bizim için önemli. UEFA'ya baktığımızda örneğin, Real Madrid'den yetişme 62, Porto'dan yetişme 45 futbolcu var. Önceleri bizde yanlış bir anlayış vardı. Bazı futbol kulüplerimiz 'Burası yarışmacı seviye, yetiştirici değil' diyerek yıllarca öz kaynak sistemine sırtlarını dönmüşlerdi. Bugün bu anlayışın geride bırakıldığını görüyoruz ancak çalışmalar maalesef hala yeterli düzeyde değil. Yetiştirmek en önemli konu ancak gençlere forma vermek de bir o kadar önem arz ediyor. Süper Lig'imiz şu anda kendi altyapısından gelen oyunculara en az forma veren liglerden biri. Bu konuda Danimarka Ligi yüzde 26.6 ile başı çekiyor. Bizim oranımız yüzde 4.4. Biz bu ülkenin gençlerine her alanda inanıyoruz ve güveniyoruz. Futbolda da benzer bir yaklaşımı göreceğimize inanıyorum."
Avrupa'da oynayan futbolcuların ülke tanıtımı için olağanüstü bir katma değer oluşturduğunu aktaran Kasapoğlu, "Misal bugün Portekiz için Cristiano Ronaldo'dan daha etkili bir tanıtım aracı var mıdır? Bu sayıyı daha da artırmak hepimizin elinde. Türkiye; genç nüfusuyla, yetenekli gençleriyle, sahip olduğu altyapıyla ve futbola olan tutkusuyla potansiyeli çok yüksek bir ülke. Kendi sınırlarımızda yaşayan vatandaşlarımıza ek olarak Avrupa'da yaşayan soydaşlarımızı ve akraba topluluklarını da dahil edersek 100 milyondan fazla bir kitleyi temsil ediyoruz. Bu potansiyeli doğru ve etkili kullanmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak tesisleşme, altyapı ve destek anlamında her daim ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini belirten Kasapoğlu, şunları ifade etti:
"81 ilimizde binlerce futbol sahası inşa edildi. Futbolu caddelerden, sokaklardan yeşil sahalara, mahalle tipi futbol sahalarına taşıdık. Okullara, belediyelere, spor kulüplerine tesis anlamında çok ciddi destekler sağladık. Futbolun içinden gelen, futbola duyduğu tutkuyu her fırsatta dile getiren, sporla yaşayan bir Cumhurbaşkanımız var. Sayın Cumhurbaşkanımız, tüm spor branşlarında ülkemizin dünyada hak ettiği seviyeye gelmesi için İstanbul Belediye Başkanlığı döneminden bu yana en etkili çalışmayı ortaya koyuyor. Gerek spor politikalarında gerek tesislerde gerekse de sporcu yetiştirme aşamalarında sürekli bilgi alıyor, konuları yakından takip ediyor. İşte tüm bu bileşenler, dünyada adından söz ettiren bir spor ülkesi olma hedefimize bizi her geçen gün daha da yaklaştırıyor."
"Futbolda da inancımız ve hedeflerimiz belli. Hedefimiz, Türk futbolunu bütün parametrelerde zirveye taşımaktır." diyen Kasapoğlu, "Hepimiz, bütün paydaşlarla birlikte bir ekosistemin parçasıyız. Paydaşlarımızla, federasyonumuzla, spor kulüplerimizle, spor medyamızla, sponsor markalarla ve en büyük gücümüz olan taraftar organizasyonlarımızla birlikte, her daim el ele vererek, ortak ve akıllıca hareket ederek hayallerimizi bir bir gerçeğe dönüştüreceğiz. Dünyada sporun yükselen trendini iyi analiz edip günlük aksiyonlar yerine orta ve uzun dönem stratejilere odaklanacağız. Huzurlu ve sürdürülebilir bir futbol iklimini daimi kılmak için hep birlikte üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğiz." ifadelerini kullandı.
Ahmet Ağaoğlu: "Gelirlerimiz yüzde 70-80 oranında azalmış durumda"
Kulüpler Birliği Vakfı ve Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Anadolu kulüplerinin dört büyük kulüple rekabet edebilecek düzeye getirilmesi gerektiğini aksi takdirde Türk futbolunun gelişmesinin asla mümkün olmayacağını söyledi.
Sabah Uluslararası Futbol Ekonomi Forumu ve Fotomaç Süper Lig'in En İyileri Ödül Töreni'ne katılan Ağaoğlu, naklen yayından elde edilen gelirin dört büyük kulübün bütçesinin yüzde 20-30'unu oluşturduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Ama Anadolu kulüplerimizi göz önüne aldığımız zaman yüzde 80-90 oranında giderlerini naklen yayından elde edilen gelirle karşılıyorlar. Dolayısıyla naklen yayın geliri Süper Lig kulüpleri için bütçelerini denkleştirmede ve giderlerini karşılamada çok önemli bir faktör. Bu gelir ilk başta 500-550 milyon dolar olarak yıllık yansımıştı. Daha sonra bunun TL'ye çevrilmesi, kurun sabitlenmesi ve pandemiden dolayı yapılan indirimler derken üç puan karşılığında 850 bin avro gelirin bugün 250-260 bin avroya düşmesi dört büyük kulübü belirli oranda etkilediyse de en büyük zararı Anadolu kulüpleri gördü. Eğer futbolda gerçek bir rekabet istiyorsak, futbol endüstrisinin kalkınmasını istiyorsak, futbolumuzu Avrupa'da farklı bir noktaya taşımak istiyorsak, bizim öncelikle gözümüzü Anadolu kulüplerine çevirmemiz lazım. Anadolu kulüplerinin dört büyük kulüple rekabet edebilecek düzeye taşıyamadıktan sonra Türk futbolunun gelişmesi asla mümkün değil."
Bu sezon en fazla seyirciyi Fenerbahçe maçında aldıklarını aktaran Ağaoğlu, "Bu maçta seyirci hasılatı olarak elde etmiş olduğumuz gelir 1,2 milyon lira. Hani hangi hayvana kulak derseniz oraya yapıştırın. Masraflara bile yetmiyor. İki deplasman parasını dahi karşılayacak bir gelir değil. Şimdi şöyle bir özet yapalım. Bundan üç sene önce üç puan karşılığı elde edilen gelirin avro karşılığı 800 bin avroydu. Bugün o rakam 250 bin avroya inmiş durumda. Yani naklen yayından elde etmiş olduğumuz gelir dahil bütün gelirlerimiz seyirci hasılatı, ürün satışı bütün bunların hepsi yüzde 70-80 oranında azalmış durumda. Bu oranda sizin gelirlerinizin azaldığı bir yerde yapmış olduğumuz anlaşma veya yeniden yapılandırma veya finansal fair-play kurallarına uymanız mümkün değil. Fiziki olarak mümkün değil." şeklinde konuştu.
Ahmet Ağaoğlu, kulüplerin vergi borçları hakkında ise "Pandemi döneminde aşağı yukarı bütün endüstrilerde vergi borçları veya yapılandırılmış vergi borçları bir iki sene süreyle ertelendi. Ertelenmeyen tek endüstri, futbol endüstrisi. Oysaki sinemaların, tiyatroların, konser salonlarının, kafelerin, restoranların kapandığı ve insanların eve kapandığı, tam kapamaların yaşandığı o dönemde futbol takımları üç günde bir maç oynadı. Haftanın her günü maç oynayarak Türk insanını evde televizyon başında en azından psikolojik olarak rehabilite eden tek sektördü. Televizyonlarda bir diziler, bir de futbol maçları vardı. Futbol oynamaya çalışırken de teknik direktörler, yöneticiler ve futbolcuların yaklaşık yüzde doksanı Kovid-19 geçirdi." değerlendirmesinde bulundu.
Kulüpler Birliği'nde Merkez Hakem Kurulu (MHK) ile ilgili çalışma grubu oluşturduklarını dile getiren Ağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Federasyonumuzla birlikte son iki-üç haftadır yoğun olarak çalışmaları sürdürüyoruz. Taleplerimizi kamuoyuyla da paylaştık. Yani o toplantılardan çıktıktan sonra da bunları net olarak ifade ettik ama bir kez daha söyleyeyim ben burada. Bizim hiçbir şekilde isimlerle, kişilerle alakalı olarak herhangi bir beklentimiz veya şikayetimiz söz konusu değil. Bizim bütün şikayetimiz sistemden. Yani merkez hakem kurulunda bir sistemin olmaması. Atamaların neye göre yapıldığının belli olmaması. Gözlemci raporlarının neye göre tanzim edildiği ve günün hangi saatinde teslim edildiği."
Gözlemcilerin 2-3 saat içerisinde verilmesi mümkün olan değerlendirme raporlarını 24 saat beklettiğini belirten Ağaoğlu, sözlerine şöyle son verdi:
"Şikayetimiz, büyük liglerde olmayan baba, oğul, amca, yeğen hakem silsilesinin oluşması, hakem eğitim sisteminin yanlış olması. Burada çok net olarak söylüyorum. Yani verilmiş olan bir eğitim var ve o eğitim neticesinde eğer sahaya bu şekilde yansıyorsa ya eğitimi verende yanlış var ya eğitim alanda bir yanlış var ya da ikisi birlikte yanlış. Ama özet olarak sistem yanlış. Lise düşünün ki, yani 10-12 iki senedir mezun veriyor ama verdiği mezunlardan hiçbir tanesi üniversiteye giremiyor."
Oturumların tamamlanmasının ardından Turkuvaz Medya Grubu Yazılı Medya İcra Kurulu Üyesi Ceyda Uzman tarafından, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile TFF Başkanı Nihat Özdemir'e Türk futboluna katkılarından dolayı ödül verildi. Forumun ardından ayrıca Fotomaç Yılın En İyileri Ödül töreni yapıldı.
Kaynak: tff.org.tr
İlginizi Çekebilir