Serdar Eler: "Türk hentbolu hak etmediği bir noktada"
ANKARA SPORUAnayurt Gazetesi'nden Hasan Kulaç, Yenimahalle Belediyespor Kadın hentbol takımı antrenörü Serdar Eler ile bir röportaj yaptı.
İşte o röportaj:
Serdar Eler, Türk hentbolunun en en başat aktörlerinden. Parkede ciğerini söndürdüğü için ‘ciğerden hentbolcu.’ Avrupa Hentbol Federasyonunda lektör olarak görev yapıyor. Üniversitede hoca, Yenimahalle’de antrenör, Dünya Üniversite Sporları Federasyonu’nun Hentbol Teknik Kurul Başkanı. Diğer salon sporlarının gölgesinde kalan hentbolu işin uzmanı ile konuştuk.
Türk hentbolunun bir fotoğrafını çeker misiniz?
Fotoğraf flu, hentbolumuz hiç hakketmediği bir noktada. 1976;96 arasında bir ivmelenmesi var Türk hentbolunun. Çok iyi organize edilmiş kulüpler kuruldu. Bunların artık neden yaşamadığı sorgulanmalı. Bu konudaki kişisel görüşüm, hentbolda federasyon yönetimlerinin seçimle işbaşına gelmesinin erken olmasıdır, özerk federasyon seçimlerine hentbol o zaman hazır değildi. Kulüpler tam yeşermiş gelişecekken, kendilerini seçim siyasetinin içinde buldu.
HENTBOL 10-15 YIL KAYBETTİ
Seçim sistemine geçmeden biz bir aile idik. Sonra dağıldık. Belediyelerin işin içine girmesi hentbolun gelişmesine katkı yaptı. Bu kez de müessese kulüplerinin rekabet gücü azaldı. Öte yandan Sayıştay baskısı nedeniyle belediyeler de yeteri kadar kaynak ayıramıyor. Ama bir kulüpleri var ve idame ettirilmesi gerekiyor. Bu bir kısır döngü.
Bu arada, üç büyüklerin hentbola girmesi için davet çıkarılıyor, elbette gelsinler, fakat belediyeler olmasa, biz buralara gelemezdik. Onlara çok saygı duyuyorum, sayelerinde bu spor bugünlere geldi. Küstürmemek lazım. Ben belediye başkanı olsam, “Bu hentbol da belediyeler ligine döndü” gibi söylemlerden alınırım. Belediyelere çok teşekkür ederim.
Netice olarak, özerklik ve seçim sistemine dahil olmak hentbolu böldü, bugüne gelmenin müsebbibi oldu. Türkiye’nin her yerinden, büyük firmalara ait kulüpler vardı. Şimdi onlar yok.
Fotoğraf net değil ama herkesin iyi niyetli olarak çalıştığını biliyorum. 10-15 seneye yakın bir kaybımız var. Hentbol fotoğrafının altına şu yazılabilir: ‘hak etmediği yerde’.
Biz batıya entegre olmaya çalışan bir ülkeyiz. Hentbolun voleyboldan üstün tutulduğu ülkeler var. Kuzey ülkeleri, İspanya, Fransa, Almanya… Avrupa’da bu kadar sevilen bir sporun Türkiye’de arzu edilen seviyede olmaması bir hentbolcu olarak, bir hentbol emekçisi olarak üzüntü verici.
GÖNÜLDEN DESTEKÇİ
Türk hentboluna her istendiği anda, özellikle eğitim alanında hizmet ediyorum. Ben her an hentbolun yanında oldum. Dolayısıyla, hentbolda benden ne talep edilirse, orada oluyorum. Karşılığında benim hiçbir talebim olmaz. Ben her zaman talep merkezi oldum.
BASININ ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ
Bunun için de basına ulaşmaları gerekmez mi?
Bunu profesyonelce ve İstanbul’un dışına çıkarak yapmaları gerekiyor. Federasyon’un bu konuda eksikliği var. İletişimi, bu işin ruhunu bilen profesyonellerle yapmaları lazım. Basının gönüllü desteğini almadan hedeflere ulaşamazsınız. Ürünün tanıtılması ve sponsorun davet edilmesi kesinlikle basın desteği ile olur.
Bazı profesyonellerle anlaşmışlar. Bir sunum hazırlamışlar, gittik, izledik. Sonunda, Teşekkür ederim, sorunlarımızı tekrar ettiniz. Ama metodunuz ne olacak, heyecanlanmamız için öneriniz ne olacak, örnekleri ile çözümü anlatın! “Barcelona şöyle” demeyin, benim de okumam yazmam var, zaten Barcelona!
Bir avantajımız daha var; sporcular hentboldan kazandıkları parayla geçinemeyeceklerinden, ikinci bir meslek edinmek için okuyorlar. Bu arada, bir beden eğitimi öğretmeni olarak söylüyorum, hentbolu beden eğitimi öğretmeni egemenliğinden kurtarmak lazım. Farklı görüş açılarına, meslek dallarından gelecek görüşlere ihtiyaç var.
Bir de ‘Camia birleşsin, kucaklaşsın’ mottolarına da karşıyım, kim iş yapacaksa o gelsin. Diğeri muhalefette kalsın, sırasını beklesin.
Biraz da Yenimahalle’deki çalışmalarınıza gelirsek…
Normalde antrenörler hep ilerlemek isterler. Benim tarzım biraz değişik. Derecelerden öte çocukların ilerlemesi için çalışıyorum. Örneğin Beyza. Ailesinden alırken Avrupa’ya göndereceğimi söylemiştim, Beyza’yı İsveç’e yolladık. 18-19 yaşında üç oyuncumuz A Milli Takım’a seçildi. Hep büyük bütçeli takımlarda çalıştığım iddia edilirdi. Daha az bütçeli takımlarda da başarılı olabileceğimi gösterdim. Yenimahalle’de 10.yılım, burada aramızda bir akrabalık gelişti. Yenimahalle bir spor ilçesi haline geldi, ben de naçizane bunun içindeyim. Aileler kızlarını bize vermek istiyorlar, Gergin başlayan çalışmalarımız, formanın arkasına benim adımı yazdırarak gelişiyor. Başka kulüplerden antrenörler de çocuklarını geliştirmek için bizi seçiyorlar. Adaletimize de güveniyorlar. Yabancı oyuncuya karşı değilim ama şartlar nedeniyle seçimimiz farklı oluyor.
Belediye Başkanımız Fethi Yaşar, “Hadi hocam, kendi yağımızla kavrulalım” diyor. Biz de bunu yapıyor, Milli Takımımıza, büyük bütçeli takımlara oyuncu gönderiyoruz.
4 şampiyonluktan sonra 22 yaş ortalaması ile başladığımız sezonda Avrupa Kupalarına katılma hakkı elde ettik.
DERS ÇALIŞMAYA BAŞLADIM
Bu takım, benim çalıştırdığım her sezon Avrupa Kupasına gitti. Hentbolun en önemli oyuncularını takıma katıp şampiyon olduğumuz yıllardan daha mutlu iki sene geçiriyorum. Derslerimi yeniden çalışmaya başladım, çünkü geliştirmem gereken bir grup var. Bu benim için yeni bir meydan okuma ve aldığımız derecelerle mutluyum.
Başkanımız yabancı oyuncu için fırsat da verdi. Ama kulüpteki dengeyi bozmamak adına, iki yabancıya vereceğimiz parayla beş çocuğa yatırım yapmayı tercih ettik. İddialıyım, iki adayım daha var; onları da Avrupa’ya yollayacağım, bu farklı bir misyon. Almak yerine göndermeyi seçiyorum.
İYİ NİYET VAR, PARA YOK
Fotoğraf bulanık ama netleştirmek için neler yapmak lazım? Yönetim yeteri kadar çalışıyor mu?
Yeni federasyon yönetiminin iyi niyetli olduğunu ama parasının olmadığını düşünüyorum. Benim gönlümden geçen, Spor Bakanlığı ve Spor Genel Müdürlüğü’nün seçim döneminde destekledikleri bu yönetime maddi manevi destek olmaları.
İddia gelirleri federasyonların can damarı. Bu yetmez! Hentbol Federasyonu gelirleri artırmak adına ‘vizyon’ parolası ile harekete geçti. Bu sözcüğünün çevresinde harekete geçtiklerini hissediyorum. Ama dedim ya hentbolda para lazım.
İlginizi Çekebilir