Ümit Turmuş'un SAGEM projesi ile ilgili ilginç iddialar ve Nejat Kabay'ın açıklamaları
ANKARAGÜCÜ3-4 gündür sosyal medyada bir metin dolanıyor. Ankaragücü alt yapısı ve alt yapı koordinatörü Ümit Turmuş ile ilgili bazı iddialar var.
Bu iddialar içinde ismi geçenlerden birisi de Ankaragücü Elit Takımlar sorumlusu olarak geçtiğimiz dönemde görev yapan, ancak bugün için sözleşmesi sona erdiği için Almanya’da bulunan Nejat Kabay'dı.
Nejat Kabay’a iddiaları sorduk ve kendisi açık yüreklilikle, metinde geçen kısımları cevapladı. Nejat Kabay’ın söylediklerini metnin sonunda okuyabilirsiniz.
Öncelikle sosyal medyada düşen ve çokça dönen ve o iddiaları sizlere sunuyoruz.
SAGEM… VEYA TRAJİK BİR ANKARAGÜCÜ ALTYAPI HİKAYESİ!..
Yaklaşık bir yıl önce Ümit Turmuş tarafından Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’ya iddialı bir Altyapı Projesi sunuldu. Sporcu Araştırma Geliştirme Merkezi (SAGEM) olarak lanse edilen bu projeye göre; Ankaragücü altyapısı geleceğin futbolcularını 6,5 milyon nüfuslu Ankara’dan seçip eğitecek ve gelecekte A takımın iskeletini Ankaralı gençler oluşturacaktı.
Başkan Faruk Koca, oldukça iddialı bu projeye doğal olarak kayıtsız kalamadı. Camianın içindeki bazı tedirginlik ve şüphelere rağmen, “Ankaralı çocukları okullarında, mahallelerinde bulup bilimsel yöntemlerle eğiteceğiz… Altyapı takımlarımız bundan sonra Ankaralı çocuklardan oluşacak. Ankaragücü’nün geleceği şehrin kendi çocuklarında olmalıdır!..” diyen Ümit Turmuş’u Altyapı Koordinatörü yaptı.
Peki bir yılın sonunda iddialı ana başlıklarla lanse edilen SAGEM projesinde neler yapıldı? Okullarından ve mahallelerinden kaç tane Ankaralı genç futbolcu Ankaragücü altyapı takımlarına seçildi? Bunlardan kaçı aşama gösterdi ve geleceğin futbolcusu olarak oynadıkları takımların yıldızı haline geldi? Maalesef iddialı SAGEM projesiyle ilgili hiç bir şey yapılmadı.
Ümit Turmuş göreve talip olurken sunduğu projeyi sezon biterken TFF Başkanı ve federasyon üyelerinin Tandoğan ziyaretinde grafikler ve istatistik bilgilerle süsleyerek bir kez daha (boş vaatler olarak) sundu. Ancak ilk ve son sunum arasında geçen yaklaşık bir yıllık sürede; Ankaralı çocuklar okullarında ve mahallelerinde ne Koordinatör Turmuş’u gördüler, ne de bu işle görevli bir altyapı hocasını!..
TEMEL EĞİTİM TAKIMLARINDA DEVŞİRME OYUNCULAR
Altyapı Koordinatörü Turmuş, göreve başladıktan sonra ilk icraat olarak İzmir’den tanıdığı Hasip Ertürk’ü Temel Eğitim Sorumlusu olarak Ankara’ya getirdi. Daha önce Altınordu Akademide çok başarısız bir performans gösteren Hasip Ertürk ( defalarca görev aldı ve her defasında Başkan Seyit Mehmet Özkan tarafından gönderildi) işe başlar başlamaz SAGEM projesine darbe vurmaya başladı.
Sorumlusu olduğu U14 ve U15 takımlarına Ankaralı çocuklar yerine daha ilk günden İzmir kökenli (çoğunluğu Altınordu takımlarından gönderilen) devşirme oyuncularla dolduran Hasip Ertürk; bu takımların başına yine Altınordu’dan gönderilen eskiden tanıdığı hocaları getirdi. Böylece kendi kontrolü altındaki hocalarla Ankaralı çocukları öteleyen bir sistem kuruldu. Bunlar olurken, “SAGEM projesi ile Ankara çocuklarına sahip çıkacağız!..” diyen Ümit Turmuş da maalesef olanlara seyirci kaldı.
ÇARPICI ÖRNEK T. İKİZLERİ
SAGEM projesini sunarken “Geleceğimiz Ankaralı çocuklardır!..” diyen koordinatör Turmuş ile İzmir’den getirdiği Hasip Ertürk daha işin başında söylemleriyle çelişen uygulamalara girdiler. Bununla ilgili en çarpıcı örnek ise Alperen ve Emir’in başına gelenlerdir. Bu gençlerin yaşadıklarını kısaca anlatarak, Turmuş & Ertürk ikilisinin Ankaralı gençlere gerçekte nasıl baktıklarını somut şekilde ortaya koyalım.
İkiz kardeşler olan Alperen ve Emir T. Sezon başında yeni takımları oluşturmak için Tandoğan tesislerinde yapılan seçmelerde U15 takımına seçildiler. Ancak kısa bir süre sonra her iki Ankaralı genç futbolcu da Hasip Ertürk tarafından İzmir’den getirilen U15 Teknik Sorumlu Berk Kırlıkovalı tarafından kadro dışı bırakıldı. Hocaların oybirliği ile seçilen T. ikizleri hiç bir açıklama yapılmadan kendilerini bir anda saha dışında bulmuştu. Turmuş & Ertürk ikilisi buna da seyirci kaldı.
Bu gelişmeleri uzaktan takip eden Elit Takımlar Sorumlusu Nejat Kabay hoca ile U16 takımının Teknik sorumlusu Levent Hoca ; haksızlığı gidermek için T. ikizlerini U16 takımına almaya karar verdiler. Hasip Ertürk & Berk Kırlıkovalı ikilisinin gazabına uğrayan Ankaralı gençler, böylece U15 takımından bir üst yaş grubu olan U16 kadrosuna alındılar. Peki sonuç ne oldu? U15 takımı için yetersiz görülüp kadro dışı bırakılan Alperen ve Emir T. sezonun sonunda U16 takımının en çok gelişim gösteren oyuncuları arasında yer aldılar. T. ikizleri gösterdikleri performanslarla geleceğin Mke Ankaragücü profesyonel takımında oynama potansiyeli olan iki genç olarak sezon sonu raporlarına isimlerini yazdırdılar.
BENZER BİR ADALETSİZLİK HİKAYESİ DAHA
Emir ve Alperen T. yaşadığı adaletsizliğin bir benzerini de U19 takımının Ankaralı oyuncuları yaşadı. Galatasaray ve Fenerbahçe gibi (profesyonel takımlarına 5-6 oyuncu veren ) rakipleriyle başa baş mücadele eden ve play off oynama hakkını kazanan Ankaragücü U19 takımı; aynı zamanda bir Gol Kralı da çıkardı. Elmadağ çocuğu Furkan Ceylan; oynadığı 20 maçta 17 gol ve 5 asistle hem grubun gol krallığını kazandı, hem de en değerli oyuncular listesine girdi.
Ankaragücü’nün neredeyse bütün alt yaş gruplarında oynayarak U19 takımına yükselen (Ankara çocukları) Umut Tarhan, Mert Can, Eren Altıntaş, Furkan Ceylan ve takımın diğer oyuncuları; çok başarılı bir sezonun ardından adeta yok muamelesi gördüler. Altyapı koordinatörü Turmuş; Elit Takımlar Sorumlusu Nejat Hoca ile U19 takımının teknik sorumlusu Mehmet Çakır’ın (bu çocuklara sahip çıkma konusundaki) bütün uyarı ve önerilerini çeşitli bahanelerle görmezden geldi.
Sezon boyunca (Antrenman ve Maçlarda birlikte oldukları) U19 oyuncularını teknik, taktik, atletik yetenekler ve kişilik özellikleri açısından en iyi bilen Nejat Hoca ile Mehmet Çakır hocaydı.Ancak bu takımla ilgili (örneğin A takım antrenmanlarına kimin gitmesi gerektiği gibi) kararları nedense hocaların fikrini bile almadan sürekli olarak ( U19 takımını uzaktan izleyen) Ümit Turmuş veriyordu. Turmuş çeşitli bahanelerle A Takım antrenmanlarına kendi kafasına göre oyuncu gönderiyordu. Bunun nedeni U19 maçları bittikten sonra daha net bir şekilde ortaya çıktı. Ankaragücü tarihinin en başarılı U19 takımının oyuncuları yerine, matematik olarak küme düşen kendi yönetimindeki U17 takımından oyuncuları ön plana çıkartarak; “Evet takım küme düştü. Ama biz bu takımdan oyuncu kazandık!..” savunma planını uyguluyordu.
Evet, Ümit Turmuş’un kendi başarısızlığını savunmak için sığındığı bu bahane; maalesef Furkan Ceylan, Umut Tarhan, Mert Can, Eren Altıntaş ve diğer Ankaralı gençlerin göz göre göre harcanmasına neden oldu. Bu adaletsizliğe adeta isyan eden U19 Teknik sorumlusu Mehmet Çakır ve yardımcı Antrenör İbrahim Sayan istifa etti.
ANKARAGÜCÜ KÖKENLİ HOCALARA HAKARET
Alt yapı takımlarında antrenörlük yapan Ankaragücü forması giymiş eski futbolcular da bir sezonu genellikle kötü anılarla kapattılar. İzmir’den Hasip Ertürk aracılığıyla getirilen hocalar el üstünde tutulurken, MKE Ankaragücü geçmişi olan Levent Kale, Niyazi Güney ve Mehmet Çakır hoca sürekli engeller ve müdahalelerle karşılaştı.
Sezona U17 takımının Teknik Sorumlusu olarak başlayan Niyazi Güney sistemin ilk kurbanı oldu. Yetersiz olduğu öne sürülen ve işine Ümit Turmuş tarafından sürekli müdahale edilen Niyazi Güney’de önce görevden uzaklaştırma cezası verildi. Daha sonra U17 Takımının başına Ümit Turmuş & Hasip Ertürk ikilisinin prensi durumundaki Berk Kırlıkovalı getirildi. Niyazi Hoca’yı taraftarın ve camianın tepkisinden çekinerek gönderemediler ve U13 antrenörü yaptılar. Peki U17 takımına ne oldu? Ümit Turmuş ve direktiflerini uygulayan Berk Kırlıkovalı yönetiminde küme düştü. Ancak depremden sonra Hatayspor’un ve Gaziantep Sporun ligden çekilmesi nedeniyle yönetmelik gereği ligde 3 takım yerine 1 takım düştü ve bu şekilde ligde kaldı
Uzun yıllar Ankaragücü profesyonel takımında oynayan ve kaptanlık yapan U16 Teknik sorumlusu Levent Hoca da çok geçmeden Turmuş ‘un gazabına uğradı. Sınırlı ve eksik bir kadro ile sezona başlayan U16 takımı, ilerleyen haftalarda büyük bir gelişim gösterdi. Takım Konyaspor ve Gençlerbirliği ile liderlik yarışına girmişken; devre arasında, “Levent Hoca, senin antrenmanlarını beğenmiyorum, Bu antrenman tarzıyla oyuncu gelişmez!...” diyen Ümit Turmuş, takımın iyi oyuncularını U17 ve U15 takımlarına gönderdi. Lig içinde en fazla gelişim gösteren takımın en iyi oyuncuları Ankaralı Levent hocadan alınmış ve İzmir’den gelen hocaların takımlarına hediye edilmişti!..
İLAHİ ADALET İŞTE BÖYLE BİR ŞEYDİR
Uğradığı haksızlık ve hakarete isyan eden Levent Hoca ilahi adalete sığındı ve baskılardan yılmadı. Yanında kendisini anlayan Elit takımlar sorumlusu Nejat Hoca vardı. Karar verip kolları sıvadılar. Haksız yere dağıtılan takımın ardından yepyeni ve harika bir takım ortaya çıktı. Arda Ünyay’dan sonra bu sezon milli takım kadrosuna giren Yağız Kaan Altınok bu takımdan çıktı. Azeri kökenli Hasan Nazarlı yine bu U16 takımından Azerbaycan milli takımına seçildi.
Kürşat, Arda, Miraç, Mustafa, Yağız, Raşit, Kadir, Hasan Ege, Emir, Alperen, Arafat, Berat, Murat Berk, Recep, Adem…Bu gençler U16 formasıyla sezonun son 6 lig maçını üst üste kazandı. Üstelik grubu birinci bitiren ve play offun şampiyonluk adayı olan Konyaspor’u iki kez kendi evinde yendiler. İkinci Konyaspor maçını da galip bitiren genç oyuncular maçtan sonra şöyle diyordu: “Lider takımı (hem de kendi sahasında) iki defa yendik. Hepimiz sezon boyunca çok geliştik. Bize haksızlık yapıldı, dağıtıldık. Yoksa bu grubun gerçek lideri bizdik. Bu takımla Türkiye şampiyonu bile olurduk!..”
VELİLER ADETA DÜŞMAN MUAMELESİ GÖRDÜ
Tandoğan’da akıl almaz sıkıntılar yaşayan ve haksızlıklarla uğraşan sadece genç oyuncular ve hocalar değildi. Sporcu velileri de altyapı yönetiminden üzerine düşen payı aldı. Çocuklarını antrenman için tesislere getiren ve en az bir buçuk saat Tandoğan’da beklemek zorunda olan anne babalar adeta düşman muamelesi gördü. Antrenmanları izlemek için tribünlere alınmadılar. Yağmurda çamurda, güneşte rüzgarda sığıntı gibi bir köşede çocuklarını beklediler. Çünkü Tandoğan’da tribün dışında oturup yağmurdan sıcaktan korunabilecekleri bir başka mekan yoktu.
Oysa hep örnek almaya çalıştığımız Almanya, Hollanda, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde alt yapıların temel direği sporcu velileri ve ailelerdir. Amatör veya profesyonel seviyedeki bütün alt yapı takımlarının en büyük destekçisi ve hatta yaşam kaynağı velilerin katılımcı desteğidir. Evet; Avrupa’da baştacı olan sporcu velileri, maalesef Tandoğan’da yıl boyunca eziyet gördü. İşin acı tarafı şudur…Velilerin çoğu kendilerine yapılan kötü ve yanlış muameleyi kabullenmek zorunda kaldılar. Çünkü gösterecekleri tepki nedeniyle çocuklarının sistem tarafından cezalandırılmasından çekindiler. Maalesef durum bu kadar trajiktir.
SONUÇ OLARAK…
Bütün bunları okuduktan sonra, olup biteni anlamakta zorluk çektiğinizi biliyoruz. Hatta içinizden pek çok kişi, “Bütün bunlar gerçek olabilir mi?.. Bu kadar haksızlık ve adaletsizlik Ankaragücü gibi büyük ve köklü bir camiada nasıl yapılır?..” diye düşünüp öfkelenmiştir.
Ancak üzülerek söylemek zorundayız. Evet, yazılanların hepsi de kelimesi kelimesine doğrudur.Hatta daha da fazlası vardır…MKE Ankaragücü camiası içinde bu akıl almaz olayların araştırmasını soruşturmasını yapmak isteyenler varsa; yazının içinde isimleri geçen kişiler, hocalar, veliler ve haksızlığa uğrayan bütün genç oyuncular olayların şahididir.
İnanıyoruz ki; bütün bunlar Başkan Faruk Koca ile yöneticiler ve camia tarafından acilen gündeme getirilecek ve her şey titizlikle sorgulanacaktır. Aslolan MKE Ankaragücü’dür. Biz de tarafsız bir gözle her şeyi yazdık ve Tandoğan’da Ankaragücü’ne zarar veren gelişmelerin bilinmesini istedik.
NEJAT KABAY: “SAGEM PROJESİ AMACINDAN SAPTI”
Görevi sona eren, Ankaragücü Elit Takımlar Sorumlusu Nejat Kabay’ın düşünceleri:
“Ben Türkiye’deki spor akademilerinin ilk mezunlarındanım. Köln Spor Akademisi’nde Yılmaz Vural’la çalışan 2 adamdan biriyim. Bu işin duayeni rahmetli İlhan Cavcav, Almanya’da 2 kez bana geldi ve Gençlerbirliği’ne davet etti. Ama o dönemler Almanya’daki işlerim dolayısıyla gelememiştim. Ben de İzmirliyim. Türkiye’deki ilk futbol okulunu İzmirspor’da ben kurdum. Ankaragücü için buraya geldim. Çünkü Ankaragücü çok büyük bir marka ve Ankaragücü logosu için buraya geldim. Ülkemde Türk çocuklarına fayda sağlamak için buraya geldim.
Tabii buraya gelirken bana Ümit Turmuş tarafından çok büyük sözler verildi. Ama bu sözler hiçbir zaman tutulmadı. Verilen sözler çok büyüktü. ‘Ben gelirken, kendi ekibimle çalışayım yeter!’ demiştim. Büyük bir heyecanla bu işe başladık. Maddi ve manevi destek verdim. Ama hiçbir şey yapılmadı.
Ümit Turmuş’un SAGEM projesi aslında çok eski bir proje. Bu proje yıllar önce hazırlandı. Ama hiç yenilenmedi. İlhan Cavcav’a bile sunuldu. Geçen sene Başkan Faruk Koca’ya sunuldu. O da beğendi. Nasip Ankaragücü’neymiş. Bu projenin önemli konularından birisi Ankaralı çocuklara yönelikti. Ankaralı çocuklar taranacak, tespit edilecek ve kadroya dahil edilecekti. Projenin aslı oydu. Ama bu yapılmadı. Her seferinde bir mazeret uyduruldu. Mali konular gündeme getirildi. Oysa bunun maliyetle ne ilgisi vardı ki? Sen gideceksin, maçları izleyeceksin, sürekli tarayacaksın ve çocuklara ulaşacaksın. Bu yapılmadı.
Tam aksine takımdaki Ankaralı çocuklar ve Ankaralı hocalar takımdan uzaklaştırıldı. Ankaralı çocuklara önem verilmedi. Proje amacından saptı. Ailelere de çok kötü davranıldı. Onlar adına da üzülüyorum. Bu konuda ben vicdanen rahatsızım. Ankaragücü’nde alt yapısında yapılanlardan dolayı çok rahatsızım. Sosyal medya yazılan o yazıları bende okudum. Hepsi doğru.
Ankaragücü A takımı bu sezon çok kritik bir süreçten geçtiği ve düşme riski yaşandığı için, alt yapı biraz geri planda kaldı, çok takip edilemedi. Bunu da anlayışla karşılamak lazım. Ancak bundan sonraki süreçte Başkanımız Faruk Koca ve yönetimimiz benden bu konu ile ilgili bilgi isterse bilgi vermeye hazırım.”
SPORANKİ ÖZEL…
İlginizi Çekebilir