© Sporanki 2010

Yıl biterken

Yıl biterken

Ligin ilk yarısının ve 2019 yılının sonuna geldik. Yeni yıl Ankaragücü açısından maalesef arzulanan başarıların yarınlara bırakıldığı bir yıl oldu. Özellikle lig başında transfer yasağını kaldıramayan yönetim ile birçok konuda karşı karşıya gelen taraftar için oldukça zor bir yıl oldu diyebiliriz.
Vereceğimiz haberler ile kocaman bir yılı kahır içinde geçiren taraftarlara, mutlulukvermeye çok isterdim. Ancakgörünen köy maalesef şu an pek kılavuz istemiyor.
Ligin son 3 maçında alınacak sonuçlara göre yönetimin transfer yasağı konusunda karar vereceğini daha önce yazmıştım. Bu 3 Maç son dakika golleri ile kayıpsız geçildi. Ligin genel durumunda Ankaragücü’nün rakipleri olan takımların peş peşe kayıpları ile puan makası korkulduğu gibi açılmadı. Düşme potası çevresindeki bütün takımlar düşmek için yarışıyor diyebiliriz. Özellikle son hafta alınan sonuçlar, 85 dakikaya yakın 10 kişi oynayan Denizlispor’a karşı kaybedilen 2 puanın önemini bizlere gösteriyor.
Mustafa Kaplan özelinde konuşacak olursak, son dakikalarda gelen goller ile olası kötü sonu öteledi denebilir. Galatasaray, Antalyaspor ve Denizlispor maçlarında kazanılan puanlar tamamen şans faktörü ve son dakika vites arttıran oyuncuların sürpriz performansları ile kazanıldı demek çokta yanlış olmaz.
Ankaragücü aldığı 12 puanın 9’unu Mustafa Kaplan’ın göreve gelmesinden önce aldığını ve bu maçların 11’inde 8 gol atıp 17 gol yedi. Mustafa Kaplan göreve geldikten sonra 6 maça çıkan Başkent temsilcisi,7 gol atıp tam 17 gol yedi ve sadece 3 puan alabildi. İlk 3 hafta Ayhan Atik yönetimin de 5 puan, devamın da Metin Diyadin ile 4 puan alan Ankaragücü Mustafa Kaplan ile sadece 3 puan alabildi.
Bu istatistikler her şeyin normal olduğu camialarda büyük tepkiler ile karşılanıp köklü değişikliklere gitmek zorunda bırakır. Ancak şartların farklılığı Kaplan konusunda camiayı ikiye bölüyor.
Geçmiş yönetimin yarattığı tahribat o kadar ağır ki, takımın bütün unsurlarının kimyası bozuldu diyebilirim. Özellikle Denizlispor maçın da görülen taraftarın etkisizliğini bu duruma bağlıyorum. Peş peşe alınan beraberliklere dahi normalden büyük tepkiler veren taraftarın, takımı ateşleme görevi maalesef etkisini göstermiyor. Skordan bağımsız takımı destekleme seçeneği artık takıma zarar veriyor. Taraftarın artık sahaya daha agresif bir etki yapması gerekli. Özelliklecamia içinde ve dışında oldukça sorumsuzca hareket eden isimlerin gerekli baskıyı üzerlerinde hissetmeleri oldukça önemli diye düşünüyorum.
Takımın içerisinde arkadaşlarını ve oyunu sabote eden bir grup var. Bunu Mustafa Kaplan’da maç sonrası açıkladı. Benim dikkatimi çeken ise bu “sabotaj” çalışmalarına Mustafa Hoca’nın bir çözüm bulamaması… Orgill takımdan ayrılmak istiyor. Hoca zorla tutacağını söylüyor. Bu mümkün değil. Canteros oldukça isteksiz. Pazdan, Aydın, Moke, Sadaev, Faty takım ile kafasında bağı koparttıkları çok belli… Bu oyuncuları zorla takım içerisinde tutmak maçın son dakikalarında Sadaev’in, oyun genelinde Orgill ve Canteros’un yaptığı gibi oyun hızını kesmek dışında hiçbir işe yaramaz.
Yalçın ve Mahmut Akan takımdan ayrıldı. Moke’nin başını çektiği bir grup oyuncunun takımı sabote ettiği de artık saklanmayan bir gerçek… Bu olumsuzluğa ilk anda müdahale edilmemesi Orgill, Pazdan, Kitsiou gibi oyuncularında kafalarının karışmasına neden oldu. Maalesef tesisler gerçekten oldukça kötü yönetilir durumda… Hem takım içinden hem dışından bu kadar kolay etkilenen bir sistemin ayakta durabilmesi çok zor.
Alınan puanlar kimseyialdatmasın… Rakiplerin, Ankaragücü formasından korkmaları ile yaptıkları basit hataların, beklenmedik oyuncu parlamalarının etkisi ile alınan puanlar diyebilirim.
Lig tatile girdi. Önümüzde ki günler son durumu değerlendiren yazılar yazmaya devam edeceğiz. Ancak oldukça önemli birkaç noktaya değinecek olur isek, transfer yasağı açılacağınıdüşünüyorum. Zaten şu an takımda olan bir çok isim ayrılacak. Son haftalarda formda olan Kitsiou’da mutsuz olduğunu menajerler aracılığı ile takım arayışında olduğunu söylemeliyim. Daha birçok bilgiyi ve konuyu ayrıntılı olarak gene konuşacağız.
2020 Yılının sağlıkla, mutlulukla ve başarı ile gelmesini temenni ediyorum. Mutlu yıllar.

30.12.2019

UMUT GÜLDAL

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER