Transfer yasağı kaldırılmasaydı Ankaragücü’nün lig sonuncusu olarak düşeceği aşikardı. Oyuncuların iyi niyetli ve gayretli olması Süper Lig’de kalmak için yeterli değildi. Mücadele ederek kalenizi savunabilirsiniz ancak maç kazanmak için yaratıcılık ve yeteneğe ihtiyacınız var. Şimdi yeni transferlerle gerekli olan yetenek ve kaliteye kavuşan Ankaragücü yeniden ligde kalma mücadelesinin içine girdi.
FIFA’nın transfer yasağını kaldırabilmek büyük başarı... Geçmişte Barcelona bile bunu başaramamıştı. Geçen sezon Trabzonspor futbolcuların tüm alacaklarını ödemesine rağmen FIFA’nın transfer yasağını kaldıramadığı için ara transfer döneminde oyuncu alamadı. Öncelikle Ankaragücü yönetimini gönülden kutluyoruz.
Ankaragücü, Kasımpaşa maçına yeni hocası ve 4 yeni oyuncusu ile çıktı. 6 puanlık maçta yenilmemek de diğer maçlardan alınacak 3 puan kadar değerliydi. Oyun olarak tüm sorunların bir iki antrenman ile çözülmesini beklemiyorduk. Haftalar sonra Ankaragücü’nün topla oynama oranında rakibini geride bırakması ligde kalmak adına olumlu bir sinyal. Uzun lig maratonunda oyun olarak nerede iseniz puan sıralamasını orada bitirirsiniz. Önce oyunu toparlamak şart.
Yeni gelen oyuncular ayağına top geldiğinde paniğe kapılan, toptan korkan oyuncular değil. Gerson Rodrigues tam bir futbol virtüözü. Topu aldığında izlemesi keyif veriyor. Üç dört oyuncunun arasına topla dalmaktan çekinmiyor. Ligin hücumda en etkili oyuncuların biri olacağı kesin.
Saba Lobzhanidze ayağına top yakışan, kaleye şutları etkili, oyun zekası gelişmiş bir oyuncu olduğunu iki şutunun direkten döndüğü pozisyonlarda gösterdi.
Daniel Lukasik belki de maçın temposu ve heyecanından hiç dikkatimi çekmedi.
Konrad Michalak çok kısa süre oynadı. Bir pozisyonda topa basmak yerine biraz çabuk olabilse kaleci ile karşı karşıya kalacaktı. Dengeli ama çok da hızlı olmayan bir oyuncu izlenimi bıraktı.
Bu maçta kaleci Korcan iyiydi. Yeni kaleci oynasaydı sonuç daha kötü olabilirdi.
Ankaragücü’nün hücumdaki etkinliği artınca savunma problemleri daha çok göze batmaya başladı. Kasımpaşa’nın attığı golde orta yapan oyuncuya basan yok. Kafasını kaldırıyor, ceza sahasına bakıyor rahat rahat ortasını yapıyor. Kafayı vuran oyuncu ile onu marke eden Pazdan arasında en az 2 metre var. Stoperin ceza sahasında tuttuğu oyuncu ile vücut temasını sağlaması gerekir. Kasımpaşa’nın sayılmayan ikinci golünde de Thiam bomboş pozisyonda kafa vuruyor. Pazdan geçen sezon gösterdiği performanstan uzakta... Savunmanın göbeğinde sorun var...
Orta sahanın ortasında Scarione ve Sedat’ı izledik. Scarione Denizli maçındaki 10 dakikalık performansı ile formayı kaptı. Ancak sahada ayakta duracak hali yok. Takımı bir kişi eksik oynattı desek yeridir. Belki maçın son dakikalarında hamle oyuncusu olarak düşünülebilir. Sedat her zamanki Sedat ancak lige tutunmak için orta sahada daha yaratıcı oyunculara ihtiyacınız var.
Orgill bu maçta daha gayretliydi. Takıma katılan yetenekli oyuncular ve oluşan pozitif hava Orgill’e iyi gelmiş.
Sedat’ın yerine oyuna giren Faty takımın teknik kapasitesi artınca daha etkili oldu.
İlhan Parlak gol şansı olan bir oyuncu. Bir şekilde ceza sahasında top önüne düşüyor ve pozisyona giriyor. Bu maçta da iki net pozisyon buldu. Orgill’in vurduğu pozisyonda arka direkte bekleyen İlhan ofsayt pozisyonunda değildi ve kaleye yüzü dönüktü.
Hector Canteros sezon başından bu yana takıma hiç katkı sağlamadı. Yetenekli ve potansiyeli yüksek bir oyuncu olduğu kesin. Ancak takımın zor günlerinde beklediğimiz liderliği sahaya yansıtamadı. İsteksizliği ve iştahsızlığı ile hayal kırıklığı yarattı. Yönetimin anlaşmasını dondurmasını doğru buluyorum.
Her iki takımın da kazanabileceği maç berabere sonuçlandı. Oyunun hakkı da bence beraberlikti.
Ankaragücü ligde kalacak mı? Öncelikle yönetim, taraftar, teknik kadro bütünleşmiş. Takımdaki ödeme ve kadro sorunu giderilmiş. Bunun yanında yeni transferler henüz hazır değil ve puan sıralamasında düşme hattı ile fark 4 puan olmuş. Ligin boyu kısalmış. Rakipler mücadeleyi bırakmamış. O halde bu sezon nasıl biter?
Bu kulübün genlerinde mücadele ve direniş ruhu var. Hatırlayın, son yıllarda Ankaragücü ne zaman ligde kalma ya da bir üst lige terfi etme yolunda bir mücadelenin içinde yer aldıysa sezon sonunda bu hedefine ulaştı. Ligden düştüğü sezonlarda kulübün içinde bulunduğu şartlar bu yarıştan çok erken kopmasına neden olmuştu. Hani at yarışında atlar bitiş çizgisine burun buruna girer ya... Ankaragücü burun buruna girdiği tüm yarışlarda rakiplerini geride bırakmayı başaran bir karaktere sahip. Yeter ki son haftalara ligde kalma ihtimali ile girsin. Kolay olmayacak ama söz konusu Ankaragücü olduğunda her zaman umut vardır.
ONUR AYDOĞAN
Yorum Yazın