Spor Toto 1. Lig’de 26. haftayı 52 puanla lider geçen Ankaragücü, sezon başında belirlediği şampiyonluk hedefine emin adımlarla koşuyor.
Bu başarıda teknik kadro ve oyuncuların yanı sıra yardımcı ekibin de büyük emeği var. Bu ekibin önemli isimlerinden spor psikoloğu Zeynep Yıldız ile diyetisyen Hatice Özlem Okka, her aşamada takımın yanında ve kendi alanlarındaki birikimlerini oyuncu grubuna aktarmaya çalışıyor.
Akdeniz Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu olan ve Marmara Üniversitesi’nde spor psikolojisi branşında yüksek lisans yapan Zeynep Yıldız, staj döneminin bittiğini ve tez aşamasında olduğunu belirtip, şunları söyledi:
“Aktif olarak sporcu geçmişim var. Hatay’da 7-8 yıl hentbol oynadım. Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’nda derslere giriyordum. Muratpaşa Belediye takımında gönüllü staj yaparak mesleğe başladım. Futbol alt yapı kulüplerinde, Galatasaray U-16 basketbol takımında çalıştım. Beşiktaş ve Göztepe kulüplerine mentör danışmanlık hizmeti veren bir organizasyonun içinde görev aldım. Ankara’da, Kalecik Belediye ve Mert Grup Sigorta kadın Voleybol takımlarında görev yaptım. 2021 Eylül ayında da Ankaragücü’ne geldim.”
YABANCILARIN BAKIŞ AÇISI FARKLI
“Yönetim, teknik kadro, oyuncular, sağlık ve yardımcı ekip ile bizler, puzzlenin bir parçasıyız ve birbirimizi en iyi şekilde tamamladığımız zaman başarı şekilleniyor. Hepimizin görev tanımı farklı ancak ortak bir hedefe ulaşmak için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek için çaba harcıyoruz. Oyuncu grubuna; hedef belirleme, sezon içinde karşılaşacakları ve etkilenecekleri olumsuzluklara karşı psikolojik anlamda kendilerini hazırlama, takıma karşı üstlendikleri sorumluluğu hatırlatma ve saha içinde maksimum performansa ulaşma konularında yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hazırlık döneminde, maç öncesinde, maç sırasında ve maç sonrasında nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyoruz. Engellerle karşılaşıldığında bunların keşfedilmesi ve çözüm yolu bulunması konusunda önerilerimiz oluyor. Kritik anlarda karar alıp uygulama, duyguları kontrol edebilme yeteneğini geliştirme gibi konularda bilgi, birikim ve deneyimlerimizi aktarıyoruz. Bizler, takımların kara kutusu gibiyiz. Oyuncuların kendi içini açması için bize güvenmesi gerekiyor. Biz, onlara bu inancı ve güveni aşılamaya çalışıyoruz. Psikolojik destek, karşı tarafın istemesiyle devam eder. Onların isteklerini göre, ihtiyaç duyulan durumlarda, gruplar halinde ya da bire bir olacak şekilde destek veriyoruz. Kadın ya da erkek fark etmiyor tek ortak nokta güven. Yabancı oyuncular, alt yapılardan itibaren spor psikoloğu ile tanıştıklarından bakış açıları çok daha farklı. Psikolojik desteğin; mental hazırlık ve performansın yükseltmeye yönelik çalışmanın bir parçası olduğunun bilincindeler ve ona göre davranıyorlar.”
DİYALOG İÇİNDE OLMANIZ GEREKİYOR
“Bu oyunda; kazanmanız ve başarılı olmanız için teknik ve taktiğin yanı sıra fiziksel olduğu kadar mental anlamda da güçlü olmanız gerekiyor. Antrenmanlarda, maç öncesi, maç sırası ve maç sonrasında, stres yönetimi, öfkeye hakim olma, heyecana kapılmama, kaygılardan uzak durma, duyguları kontrol edebilme, hata yaptıktan sonra oraya takılı kalmadan işe odaklanma gibi özellikleri geliştirmeye yönelik konuşmalar yapıyoruz. Başarı için teknik kadro ve sağlık ekibi ile de sürekli diyalog içinde olmamız gerekiyor. Sakatlığı olan bir oyuncunun psikolojik durumunu kendi aramızda değerlendiriyoruz. Maçlardan önce istatistiki bilgileri ben de inceleyip gerekli notları çıkarmaya çalışıyorum. Aynı zamanda bilimsel davranış terapistiyim. İnsanın duygu ve düşüncelerinin, davranışına nasıl yansıdığı üzerinde çalışmalar yapıyorum. Yurt dışında yayınlanan dergileri takip ediyor, akademik çalışmaları izliyorum ve kazanımlarımı buradaki grupla paylaşıp, en yüksek verimi nasıl alabiliriz diye kafa yoruyorum.”
SEZON BAŞINDA ANALİZLER ÇIKARILIR
Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden 2015 yılında mezun olduğunu ve önce spor salonlarında görevler alıp, kısa süre voleybol takımlarının sunumlarına katıldığını belirten diyetisyen Hatice Özlem Okka da şöyle konuştu:
“Türkiye Futbol Federasyonu’nun açtığı beslenme uzmanı kursuna katıldım. 2017-2018 sezonunda Teknik Direktör İsmail Kartal döneminde Ankaragücü’nde çalışmaya başladım. O günden bu yana buradayım. Biz, öncelikli olarak sezon başlarında ve belli periyotlarda, oyuncuların vücutları ile ilgili ölçümler yapıyor, onların vücut kas kütlesi, yağ oranı, su ve sıvı tüketimi gibi bilgilerini topluyor, verilere göre diyete ihtiyacı olana göre ayrı, kiloya ihtiyaç duyana göre ayrı beslenme programı hazırlıyoruz. Her oyuncunun, vücut yağ analizi dediğimiz, bireysel vücut analizini çıkarıyor sonra da bunun belli periyotlarda takibini yapıyoruz. Kamp programına, antrenman programına, maç programına göre menüler hazırlıyoruz. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, ara öğün ve akşam yemeği ile ilgili ayrı ayrı menüler çıkarıyoruz. Tek ya da çift idmanlı günlerin yanı sıra, antrenmanların dayanıklılık, kuvvet, çabukluk, çift kale gibi özelliklerine göre de farklı menüler ayarlıyoruz.”
DIŞARIDA DA KENDİ LİSTEMİZİ YAPARIZ
“Futbol saha içinde olduğu kadar saha dışında da bir takım oyunudur. Burada hepimiz birbirimize yardımcı oluyoruz. Teknik Direktörümüz Mustafa Dalcı, bu anlamda bize her zaman büyük destek veriyor. Kulüpte menüyü aşçılar ile birlikte belirleriz. Hepsinin de eli çok lezzetli. Birbirimizden yeni şeyler öğreniyoruz. Deplasmanlara takımla birlikte gittiğimden, kaldığımız otelde de menünün nasıl hazırlanması gerektiğini, listede neler olması gerektiğini oradakilerle paylaşıyorum. Yabancı futbolcular ilk geldiklerinde tavuk eti ve pirinç pilavına aşina olduklarından önce onları tercih ediyorlar, zamanla bizim yemeklerimize de alışıyorlar. Başta baharat konusunda yabancılık çekiyorlar. Maç yemekleri tabii ki çok önemli. Müsabaka başlamadan 3.5 saat önce yemek işinin tamamlanması gerekiyor. Menüler karbonhidrat ağırlıklı hazırlanır. Elbette protein de vardır. Oyuncunun sahadaki enerjisinin en üst düzeyde olmasını sağlayacak menü hazırlarız. Devre arasında bazen oyuncular halsiz düşebilir, o zaman da küçük takviyeler yaparız. Bazen küçük kaçamaklara da göz yumarız. Maç bitiminde yemekler çok ağır değildir. Oyuncular 90 dakika çok büyük efor sarf ettiği için altın kural denilen ilk yarım saat çok önemlidir ve o süre içinde yemek tüketmeleri gerekir. Bazen, deplasmandan dönüşte otele, ya da içerdeki maçlarda kulübe geçerken zaman kaybı yaşanacağından, soyunma odasında yemek yendiği de olur.”
Yorum Yazın