Hafta içi, transfer sezonun son günü 15 transfer ile kendi rekorunu kıran Ankaragücü, Süper Ligin 20. Haftası sonunda 14 maçtır süren galibiyet hasretini bitirme beklentisi ile seyircisi karşısına çıktı. Oldukça kritik 3 maçtan birer puan alındı. Umutların tükenmeye başladığı nokta da, birçok mucizeyi gerçekleştiren Ankaragücü camiası, yine aynı mucizeleri bekliyor.
Yapılan transferin neredeyse yarısı kiraya verildi. Enes Kubat gibi, Ozokwo gibi neden yapıldığı anlaşılamayan birçok transfer gerçekleştirildi. Mustafa Reşit Akçay’ı teknik direktörlük görevine getiren Ankaragücü yönetimi, bu transferleri nasıl yaptı, futbolcuları nasıl belirledi ve hangi strateji güdüldü bilemiyoruz.
Kasımpaşa maçında yeni transferlerin bir kısmını izleme fırsatı bulduk. Tabi ki 5 gün önce göreve gelmiş teknik adam ile tek antrenman yapmış futbolcuların performanslarını yorumlamak çok doğru değil. Ben Ankaragücü yönetiminin Mustafa Reşit Akçay tercihini neye göre yaptığını da çok anlayamadım. Metin Diyadin ve Mustafa Kaplan tercihlerinin doğru olmadığını defalarca kez yazmıştım. Aynı durumu Akçay içinde düşünüyorum. Umarım yanılırım.
Bununla birlikte umarım yanılırım dediğim birçok konu var. Ankaragücü camiası bunca yıldır hep günü kurtaran hamleler yapıp, geleceği doğru kurgulayamamış ve sonunda da büyük sıkıntılar yaşamıştı. Bu yüzden artık bu hataları yapmayacağını düşündüğümüz ve tribünden dediğimiz, Ankaragüçlülüğüne kefil olduğumuz isimleri yönetimde görünce mutlu olmuştuk. Ancak son dönem ki gelişmeler gerçekten çok can sıkıcı boyutta…
Şuan Fatih Mert ve yönetimine taraftar tarafından verilen kredi, hiçbir kurum, kuruluş ya da organizasyonun yöneticilerine nasip olmayacak büyüklükte… Öyle ki göreve geldiğinden beri bir tek galibiyet alamamış,3 farklı hoca ile çalışmış bir yönetimin tartışılmaması pek mümkün değil. Bu durum futbolun tabiatına aykırı. Böyle bir şansa da sahipler.
Ancak gösterilen yönetim tarzı ile yıllardır eleştirdiğimiz yönetimlerden pek bir farklılık göremedik. Eskiden olan biteni sadece 2 kişi bilirdi. Gene aynı durum söz konusu… Kafamızda onlarca soru var. Yapılan transferlerin maliyetleri, isimleri kimin nasıl seçtiği, göreve 3 gün önce gelen bir hocanın transferlere ne kadar etki ettiği, gönderilen futbolcuların kimler olduğu gibi sorular cevapsız… Diğer taraftan Mustafa Reşit Akçay hangi hedef konularak takımın başına getirildi anlamak zor… Hocalar bu şartlarda gelmek istemedi demek, şartların pek de iddia edildiği gibi iyi olmadığını gösteriyor bizlere diye düşünüyorum.
Bunula birlikte ciddi bir çaba sarf edilerek kaldırılan transfer yasağının kalıcı olarak mı çözüldüğü, yoksa sezon sonu yeni bir yasak dalgası ile karşı karşıya mı kalınacak merak konusu... Yönetimin yasak kaldırmak için oldukça büyük paralar harcadığını biliyoruz. Yapılan bu ödemelerin nasıl gerçekleştiği, kaynakların nasıl yaratıldığı, camianın yeni bir borç yükünün içine girip girmediği aklımda ki diğer sorular.
Şu an öyle bir hava var ki, bu soruları sorduğumuz için birçok haksız eleştiri alıyoruz. Bizler bu soruların cevaplarını geçmiş yönetimlerden alamadığımızdan maalesef hiç istemediğimiz noktalara geldik. Tabi ki geçmiş yönetimin yaptığı hataların sonuçlarını bu yönetime yıkamayız. Ancak hoca seçiminde yanlışların, sosyal medyadaki inanılmaz kötü kullanımının, taraftara bilgilendirmelerinin yapılmamasının, söz verilen şeffaflıktan oldukça uzak kalınmasının eleştirilmemesi mümkün değil.
Ben bu ara esen umut rüzgârına maalesef katılamıyorum. Takım 20. Hafta sonunda sadece 2 galibiyet almış. Yeni transferlerin uyum süreci gibi bir zaman maalesef yok. Hoca tercihi bana göre yanlış. Bunu söylememin birçok sebebi var.15 transfer yapıp bunların yarısını kiraya göndermek, işe yarayacak isimlerin sadece 6 aylık kiralama ile almak büyük hedefleri olan yönetimlerin yapacağı hamleler değil. Kiraya verilen futbolculardan anlamamız gereken ne bilmiyorum. Ancak yorumlayabilirim. Olası bir transfer yasağına karşı kadro derinliğini korumak olarak görüyorum. Yönetim Mustafa Reşit Akçay tercihi ile zaten ligde kalma umutlarını çok ciddiye almadığını gösterdi. Yapılan transferlerde bunu kanıtlar nitelikte.
11 maçtır 1 galibiyet almış,4 maçtır kazanamayan, hocası dahi olmayan, en iyi oyuncuları eksik Kasımpaşa maçında atılan pas sayısı arttı, daha çok şut çekildi gibi şeyler ile motive olmaya çalışılıyor.
Elbette çok zor bir dönemde göreve gelen bir yönetim var. Olmaz denilen yapıldı transfer yasağı açıldı. Ancak bu durum onları dokunulmaz yapmamalı. Daha iyi olabilmeleri başarılı olabilmeleri için doğru eleştiriler mutlaka yapılmalı. Sonsuz destek yanlış yapmalarına sebep olacaktır. Oluyor da…15 Transfer yapıp, merkez orta sahaya oyuncu almamak, olanı da kadro dışı bırakmak normal karşılanabilecek bir hata olmasa gerek… Buda gösteriyor ki transferler nokta ve ihtiyaç doğrultusunda değil, kadroyu genişletebilmek için yapılmış.
İşte bu ortamda direkt rakibi ve kötü durumdaki 4 takımdan sadece 3 puan alabilen Ankaragücü için, kalan 14 maçtan müspet bir sonuç çıkması gerçekten çok zor. Artık herkesin gördüğü rüyadan uyanıp gerçekler ile yüzleşmesi gerekli. Şu an düşme hattında kopuşların olmamasının tek sebebi, takımların birbirlerine ikram niteliğinde aldığı sonuçlar…
Yönetiminde bir an önce eski alışkanlıkları kenara bırakıp, nasıl bir planlama içinde olunduğunu açıklaması gerekli… Gereksiz umutlar, büyük hayal kırıklıklarını beraberinde getirir. Bu camiaya bunu yaşatmayalım…
UMUT GÜLDAL
Yorum Yazın