A Milli Takım teknik direktörü Şenol Güneş medyadaki spor müdürleriyle buluştu. Sporanki'ye gelen davet üzerine yayın yönetmeni Orhan Sal'da buluşmada yer aldı. İşte Şenol Güneş'in önemli açıklamaları... A Millî Teknik Direktörümüz Şenol Güneş, medya kuruluşlarının sorumlularıyla bugün bir toplantı gerçekleştirdi. TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nden online olarak yapılan oturumda, Milli Takım'ın mevcut durumunu değerlendiren Güneş, daha sonra kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Güneş, açılış konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "Değerli arkadaşlar, Bugün sizlerle UEFA Uluslar Ligi ile ilgili bir bilgilendirme ve gelecek planlarımıza ilişkin beyin fırtınası yapmak için toplandık. UEFA Uluslar Ligi'nin bitiminde sizlerle böyle bir ortamda buluşmayı zaten düşünüyorduk. Aslında beklentimiz, Macaristan maçını kazanıp, UEFA Uluslar Ligi'nde başarı elde ederek, daha moralli bir ortamda Türk futbolunun genel konularını değerlendirmekti. Türkiye olarak; özgüvenli, mental olarak güçlü, ilişkileri iyi olan bir takıma sahibiz. Gelişime açık, girenin-çıkanın aynı duyguları paylaştığı, sevgi-saygı ve güven içerisinde mücadele eden kaliteli oyuncularımız var. Ancak son müsabakalarda futbolumuzla bu özelliklerimizi gösteremedik. Elde edilen sonuç da ne yazık ki beklediğimiz gibi olmadı. Fiziksel ve zihinsel dağınıklığı yaşadık. Turnuva boyunca kazanmaya yeterli olacak coşku ve isteğe sahip değildik. Uluslar Ligi'nde birinci olsaydık Dünya Kupası play-off'una girme şansımız yükselebilirdi ama bu şansımız çok azalsa da kaybolmuş değil. Dünya Kupası Play-Off maçlarına gidecek yolun başlangıcı olan Uluslar Ligi turnuvasında beklentimizin altında oynadık. Biz bu yola her maçı kazanmak ve güzel futbol oynamak için çıktık. Gruptaki iki Macaristan maçından mağlup ayrıldık. Bunlardan birini kazanabilsek, birinciydik ama ne yazık ki sonuncu olduk. Son Macaristan maçının devre arasında oyuncularımın gözünde ikinci yarının farklı olacağına dair ışığı görmüştüm. Ancak sahaya yansıtamadık. İyi futbol, tempolu ve istekli oyun, kazanma arzusu, oyun hakimiyeti, baskılı oyun önemli unsurlardır. Bunlardan eksikliğe sebep olan bir durum ortaya çıkarsa sonuç kötü olabilir. Şu anda algıdan olguya geçmemiz gerekiyor. Düşünme süratimizi hızlandırmalıyız. Oyun kimliğimiz var. Bunu yeniden ortaya çıkaracağız. UEFA Uluslar Ligi'ndeki rakiplerimiz bizden çok altta takımlar değildi. FIFA sıralaması da zaten bunu söylüyor. Ayrıca Almanya ve Hırvatistan gibi bizden daha üstte yer alan rakiplerle takımımızı test etmeye çalıştık. Bu hazırlık maçlarını ise kaybetmedik. UEFA Uluslar Ligi ile ilgili analizlerimizi yaptık, yine yapacağız.
Artık bu yarış geride kaldı... Geçmişi, iyisiyle, kötüsüyle geride bıraktık. Martta yeni bir mücadeleye başlayacağız. Bitmiş olan her şeyle vedalaştık. Mücadelemiz esnasında hiç mazeret üretmedik, üretmeyeceğiz ve daha çok çalışacağız. Birlikte başaracağız. yeni bir heyecanla, Dünya Kupası elemelerine ve Avrupa Şampiyonası'na gideceğiz. Biz takım olarak uzun bir yoldan geçerek hedefe doğru gidiyoruz ve yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Kendimize inanıyoruz; halkımızın da bize inanmasını istiyoruz. Futbolcularımız uygun ortamlarda büyüyecekler, gelişecekler, yarışacaklar ve başaracaklar. Çok rahatlıkla gözleyebiliyoruz ki; bu takım, gönlü güzel insanların yüreğine çoktan yerleşti... Oynadığımız oyunla, aldığımız sonuçlarla dünya futbolunda bir yerimiz olsun istiyoruz. Hep daha iyisini hedefliyoruz. Zihnimizde de bir devrim yapıp, geniş bir kadro oluşturarak yarışmak amacındayız. Başarılı olunca havaya girmedik. Şimdi de kendimizi ezik hissetmiyoruz. Gençlerimize güveniyoruz ve aynı heyecanla yeni nesiller üreteceğiz. Ben bu ülke adına oynama ihtimali olan bütün oyunculara önem veriyorum. Kadroya çağrılan - çağrılmayan hepsini takip ediyoruz. Milli takım kapısı ona layık olan herkese açık olacak. Gelenin de takıma katkı yapmasını istiyoruz. Bizim anlayışımızda bireyden ziyade takım daha önemlidir. Türkiye'yi temsil ettiğimizi biliyoruz ve en iyisi için uğraşıyoruz. Ülkemizin ve milletimizin beklentilerine cevap verecek gücümüz var. Geçmişten geleceğe dersler çıkardık ve hatalarımızı da düzelterek yarışacağız. Ortak ve büyük hayallerimize birlikte çalışarak ulaşacağız. Türk futbolunun tüm paydaşlarını yanımıza alarak daha da büyük bir aile olmak en büyük beklentimiz. Farklı düşünceleri paylaşarak doğruyu bulalım. Biz unvanı değil, işi büyütmeye çalışıyoruz. Bu da ancak ortak akılla ve ortak çalışmayla olur. Şu anda sizlerle bir aradayız. Çünkü ortak aklı oluştururken sizi de aramızda görmek istiyoruz.
Bu takım eleştirilecek ama aynı zamanda sahip çıkılacak bir takımdır. Dün de öyle söyledik bugün de söylüyoruz. İyi gününde de kötü gününde de takımla birlikte olmalıyız. Herkesin konuları kendi işine geldiği gibi anlamak istemesi yüzünden, kendimizi doğru ifade edebilmek adına yıpranmak istemiyoruz. Hiçbir zaman yanlışlığı savunacak kadar cahil, doğruyu inkâr edecek kadar da nankör olmadık. Yaptığımız iş, eleştiriye açık ama eleştiri kisvesi altında doğru olmayan haberler ve bunlar üzerinden yapılan yorumlar ancak sevgisizliğin ve saygısızlığın göstergesi olur. O durumda eleştiri yapan da yapılan da anlamsız kalır. Heyecanınız, bilginiz, katkınız hem size hem bize yarar sağlasın. Sevgisizlik nefreti, saygısızlık ise hakareti doğurur. Bunu hiçbirimiz hak etmiyoruz. Biliyorum ki daha iyisini isteyen arkadaşlarımız; işler iyi gitmeyince en az benim kadar üzülüyor hatta kızıyorlar. Ancak çözüm nefret tohumları ekmekte değildir. Kötü sonucun veya oyunun mazeretini sunacak değiliz ama teslim de olmayacağız. Durumumuzun farkındayız. Ülkemizi temsil ettiğimizi unutmuyoruz. İyi günde, kötü günde birlikte olduğumuzu biliyoruz. Kavga etmeden bu günleri aşacağımızı düşünüyorum. Kaybetmenin üzüntüsünü ben de, teknik heyetimiz de, oyuncularımız da, personelimiz de yaşıyor. Doğal olarak mutsuzuz. Bizi sevenlerin de mutsuz olduğunu biliyoruz ama bundan sonrası için daha güçlü savaşacağız. Oyuncular bizim gururumuz, kardeşimiz, evladımız. Yetenekleri veya oyunları zaman zaman tartışılabilir ama karakterlerini asla tartışmam, tartıştırmam. Ortalığı toz dumana katan bazı arkadaşların milli takıma katkı olması için eleştirilerde bulunmalarını da bekliyorum. Bazı hakaretlerin karşısında susmamdan bunları kabul ettiğim anlamı çıkmasın. Haklı eleştirilere saygı duyuyoruz, bunları değerlendiriyoruz. Hepimiz görevlerimizde gelip geçiciyiz. Ama fırtınalar yaşansa da gemiyi rotadan çıkarmamalıyız. Daha çok başarılı olmak, milli takıma iyi hizmetler yapmak istiyorum. Bunun için elimden gelenin daha fazlasını ortaya koyacağım. Bunları yapabileceğimin en büyük kanıtı ise verdiğim emektir. Başarı, halkımızı da, beni de, sizi de memnun ediyor, bunu biliyorum. Bu iş, birlikte olmak, farklılıklarımızı izole ederek, ortak dil ve ortak akılla çalışma işidir. Gerçek dışı haberler, hakaretler, iftiralar, duygusal şiddet insanımızın futboldan uzaklaşmasına sebep oldu. Bu olumsuzluklar sürerse, ilgisizlik daha da artacak. Buna hepimizin dur demesi gerekiyor. Futbol olgusunu maalesef sadece milli takım ayakta tutmaya çalışıyor. Olumsuz sonuçlarımız bu noktada seyirci nazarında da bir kırılma yaratmış olabilir. Yanlışları - doğruları konuşalım, eksiklerimizi eleştirelim ama bu kin ve nefret neden? Bazı eleştirilerde kullanılan söylemler saha dışına taşıyor. Örneğin; maaşımla ilgili tartışma yapılırken, vatan, millet, bayrak, ay-yıldız, asgari ücret, vergi gibi konular gündeme getiriliyor. Bu gibi konularda benim milyonda birim oranında hassas davranmayan insanlar bana iftira atıyorlar. Bunları kabul etmem mümkün değil... Bu yapılanlar ötekileştirme, hakaret ve gerçek dışı algı oluşturmak amacı taşıyorsa çok sığ bir yaklaşım. Bir başka örnek kasım ayındaki toplanışımızı takiben yapmış olduğumuz ilk toplantıda, "teknik direktörlerimizin elinde iyi sol bek varsa bunları değerlendirmek isterim" demiştim. Burada alternatif eksikliğimizin bulunduğu bölgelerimizin birinde oyuncu çıkaranın avantajlı olacağını vurgulamaya çalışırken; hangi yorumlarla karşılaştım? Üstelik bu sadece günümüz için değil, geleceğimiz için de önemli bir ihtiyaç... Bu durum sadece solbek için değil her mevki için de geçerli. Orada verilmek istenen uluslararası seviyede oyuncu hazırlanması mesajıydı. Ben de ilk 11'i, 23 kişilik kadrosu, hatta 30-40 oyunculuk havuzu net olan bir kadro kurmak isterim. Ama bunu başarabilmek için herkesin katkı vermesi lazım. Ülkemizde yeni futbolcu üretiminde sıkıntı olduğunu bildiğimiz için nasıl oyuncu havuzumuzu genişletiriz diye konuşmalıyız. Havuzu genişletmek için antrenörlerle konuşmak ve futbolcuları denemek lazımdı. Bu denemeler de en iyi şekilde özel maçlarda ve Uluslar Ligi karşılaşmalarında yapılabilirdi. Bu, kurgulanmış bir senaryoydu, içinde risk unsuru vardı ve o risk de gerçekleşti. Sözlerimin sonuna gelirken bir kez daha altını çizmek istiyorum ki; bu zamana kadar kimseye yalan konuşmadım. Büyük bir emek vererek saygı ve sevgi içinde işimi yapıyorum. Hedeflerimiz ve ilkelerimiz belli. Önümüzde Dünya Kupası elemeleri ve Avrupa Şampiyonası var. Bir plan içerisinde yola çıktık. Yolumuz uzun ve henüz başındayız. Bu yolda ilerlerken; ayağımız takıldı ve yere düştük. Doğrulacağız, kalkıp yine koşacağız ama üzerimize basılmasın, durdurulmak istenmesin. Bize tabii ki bu yolda ayna tutun ama düzgün tutun. Eksiklerimiz vardır. Bunları dikkate alarak daha iyi olacağız. Dertlerimizi birlikte paylaşıp, çözeceğiz. Kin ve nefret duygularıyla yaşamayacağız. kimseyi yok etmek istemiyoruz. Kendimize ve birbirimize güveniyoruz; güvenmeye devam edeceğiz. Zira güvenin olmadığı yerde ihanet olur. Biz her konuda samimiyiz, açığız ve en önemlisi iyi niyetliyiz. Düşüncelerimizi her zaman olduğu gibi yine paylaşmayı sürdüreceğiz. Bu yola birlikte çıktık, birlikte yürüyeceğiz... Hedefe de birlikte ulaşacağız!..." Yaklaşık 2 saat süren toplantıda basın mensuplarının sorularına açık yüreklilikle cevap veren Güneş, bu tarz buluşmaların Dünya Kupası Elemeleri ve Avrupa Şampiyonası Finallerine kadar devam edeceğini vurguladı.
|
Şenol Güneş, spor müdürleriyle buluştu. Sporanki'yi Orhan Sal temsil etti
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın