Bu hafta, herkesin üzerine düşeni yaptığı, oldukça önemli bir üç puan alınan ve lige tutunma konusunda eşik atlanılan bir hafta oldu diyebiliriz.
Lig gerçekten oldukça ilginç ilerliyor.14 Hafta maç kazanamayan Ankaragücü, peş peşe aldığı 2 galibiyet ile düşme hattının üstüne çıktı. Lig sıralaması, tıpkı zirvede olduğu gibi alt sıralar içinde takımların birbirine ikram ettiği puanlar ile sürekli bir değişim halinde devam ediyor. Kayserispor elinden geleni yapıyor ancak yeteceğini düşünmüyorum. Kasımpaşa camia olarak sıkıntılı günler yaşıyor. Bağlı oldukları grup futbol şubesini eskisi kadar önemsemiyor. Malatyaspor ise devre arası önemli oyuncularını kaybetti. Gecen hafta Ankaragücü maçında da gördüğümüz gibi darmadağın bir halde. Maddi sıkıntılar yaşayan Antalyaspor bu cendere de ne kadar tutunabilir bilmiyorum. Konyaspor’a Bülent Korkmaz’da ilaç olmadı. Çaykur Rizespor ve Denizlispor’da hiç rahat değiller. Denizlisporlu oyuncular takımı terk etmeye başladılar. Hocaları istifa etti.
İşte bu görüntü içerisinde düşme adayı takımlardan camia olarak en rahat durumda olan takım Ankaragücü… Öyle ki Ankaragücü kalan maçlar da tek bir galibiyet dahi alsa düşmeyebilir. Rakiplerine puan kayıpları yaptığı halde hem psikolojik durumu hem sıralamada ki durumu için rüzgâr iyi yönde esmeye başladı.
Fatih Mert yönetimi gerçekten oldukça önemli şanslara sahip durumdalar. Taraftarın koşulsuz desteği var, ligde ki takımlar yukarıda bahsettiğimiz gibi düşmek için yarışır vaziyetteler. Ve bu karmaşık durum da yaptıkları yerinde transferler ile camiayı bir arada tutarak en başta psikolojik olarak ligde kaldılar diyebiliriz.
Fenerbahçe maçı, camianın çok ihtiyacı olan umut rüzgârının esebilmesi için önemli bir virajdı. Bu dönemeç sorunsuz dönüldü. Çok net bir görüntü var ki, Ankaragücü kazanması gereken maçları değil, kaybedecek bir şeyi olmayan maçlarda sürpriz galibiyetler alıyor. Bu düşünce ile Fenerbahçe maçı öncesi umutlar oldukça yüksekti. Bu beklentiler de boşa çıkmadı ve galibiyet geldi.
Mustafa Reşit Akçay ismini bende sıkça eleştirdim. Ancak bu maçta takımı iyi hazırladığı çok belliydi. Rakibi karşılamak ve kanattan hızlı oyuncular ile sonuca gitmek mantıklıydı ve başarıldı. Bu galibiyette büyük payı var. Alihan, Faty ve Sedat bu sezonki en iyi oyunlarını oynadılar. Transferlerin arzulu oyunları da buna eklenince, futbolun doğrularını yapan topu genellikle rakibe bırakan Ankaragücü, net bir üstünlük ile kazandı. Skor çok daha farklı olabilirdi.
Taraftar konusuna bir parantez açmadan olmaz. Tek ses olunduğunda, enerji sahaya ne kadar doğru yansıyor gördük. Alınan yeni transferler taraftardan etkileniyorlar. Bu konu artık çok net. Bunu avantaja çevirmek için tek ses konusu mutlaka korunarak devam etmeli. Alınacak galibiyetler ile taraftar sayısı da gittikçe artacaktır. Bu atmosfer çıkılması zor bir atmosfer haline gelecektir. Alınan galibiyette büyük payı olan taraftarı da kutluyorum.
Birçok faktör bir araya geliyor, olmaz denen şeyler oluyor ve Ankaragücü gene bir mucizeye imza atıyor. Ancak her sezon bir mucizeye ihtiyaç olmaması için kurumsal yapılanma oldukça önemli durumda… Her sene bu dönem aynı şeyleri konuşmayalım. Yönetim yeni üye alımı için kotayı kaldırarak iyi bir sinerji yakaladı. Kurumsallaşma adımları artarak devam etmeli. Günü kurtaran anlayıştan geleceği kuran anlayışa geçilmeli. Çekirgenin tekrar sıçraması için şans faktörünü en aza indirebilmeli diye düşünüyorum.
Bu kurumsallaşmanın, kişilere, kurumlara bağlı ve borçla değil, kendi ayakları üzerinde duran, kalıcı gelire sahip bir Ankaragücü’nün inşası ile mümkün… İsimlere yükler bindirerek fazla bir yol almak mümkün değil. Geçici çözümler hep daha büyük sorunları beraberinde getirdi.
Bu doğru olduğunu düşündüğümüz yolda uyarılarımızı sonuçlardan bağımsız olarak yapmaya devam edeceğiz. Umarım ki dikkat ve hassasiyet ile ilerlenecek ve gereken adımlar peyderpey atılacaktır. Taraftarların beklentilerini, gene taraftarın içinden gelen bir başkan ve yöneticiler en iyi anlayacak kişilerdir. Bu bir camia için büyük bir şansdır.
UMUT GÜLDAL
Yorum Yazın