Aç-kapa, aç-kapa
Ankaragücü ve Gençlerbirliği 10 Haziran günü yaptıkları kongreler ile yeni yönetimlerini belirledi ve önümüzdeki futbol sezonunda oynayacakları TFF 1. Liginde hedefledikleri çıtaya ulaşmak için politikalarını belirlemek üzere ilk aşamayı tamamlamış oldular.
Ankaragücü takımında Faruk Koca, Fatih Mert yönetimindeyken çıktığı programlarda vurgulaya vurgulaya "aday olmayacağını" ifade etmesine rağmen aday oldu ve seçilmek için elinden gelen gayreti! göstererek mutlu sona ulaştı.
Tek tek tanımıyorum ama yönetimini güçlü isimlerden oluşturduğu söyleniyor.
Faruk Koca siyasetten geldiği için olsa gerek, seçim öncesi hakkında çıkarılan "sarayın desteğini aldı" söylentileri, kendisine faydadan ziyade zarar verecek gibi geliyor bana. Niye diye sormayın! O konulara girmem. Girersem, dibine kadar siyasete girmiş olurum, onun için bu kadarla geçiyorum.
Faruk Koca ve yönetimi bir an evvel yeni sezonun planlamasını yapmalı, teknik direktörün belirlenmesi sonrasında teknik direktörün isteği ve konulan hedef doğrultusunda transferleri yapmalıdır.
1.Lig deyip geçmeyelim, tek tek takımları ele alıp değerlendirdiğimizde, Süper Lig ayarında takımların var olduğunu görürsünüz.
Yani, gerek Ankaragücü, gerekse Gençlerbirliği açısından işler pek öyle kolay değil.
1. Ligde şampiyonluk mücadelesi vermek, süper ligde kalmak için verilen mücadeleden katbekat daha zordur. Buna göre, işin zorluğunu varın siz hesaplayın.
Ankaragücü'nün teknik direktör olarak Mustafa Dalcı ile anlaştığı açıklandı. Hayırlı uğurlu olsun. Bu tercih nedeniyle kendilerini eleştirmem. Faruk Koca ve yönetiminin tercihi bu yöndeyse saygı duyarım. Ancak, bana göre doğru bir tercih olmadığını söyleyebilirim..
Bugüne kadar İ. Melih Gökçek ve Ümit Özat hariç kişisel olarak kimseye yüklenmedim, hedef almadım. Art niyet olmadıkça, herkes yaptığının doğru olduğuna inanarak yapar çünkü.
Mustafa Dalcı kötü bir teknik direktör mü? Tabi ki değil. Ancak, anlık atmosferde, taraftarın farklı beklentileri doğrultusunda ele aldığımızda, şu anda doğru tercih olmadığı kanısındayım.
Bu sene hedef süper lige yeniden yükselmekse, daha tecrübeli, stresi kaldırabilecek bir teknik direktör ve hedefe yürüyebilecek kapasitede bir kadro ile olabilir bu ancak.
Mustafa Dalcı'nın çok yıpranabileceği ve Ankaragücü'nün de zarar görebileceği bir süreç yaşanabilir kulüpte.
Belki de gerek kulüp, gerekse Dalcı açısından herşey çok güzel olabilir. Bekleyip göreceğiz.
Bir kulüp açısından en zor olan şey, ihtiyacı doğrultusunda oyuncu transferi peşinde koşması gerekirken, kısıtlı bütçesi doğrultusunda transfer yapmak zorunda kalmasıdır.
Ankaragücü, maalesef kısıtlı bütçesine uygun transferler yapmak zorunda. Tabi ki öncelikle transfer tahtasını açmalıdır. Bu handikap, Ankaragücü'nün düştüğü süper lige tekrar çıkma arzusunu sekteye uğratabilir.
Faruk Koca, seçildikten sonra kendisiyle yapılan bir röportajda, 10-11 futbolcu alacaklarını, bu nedenle transfer tahtasını açmak niyetinde olduklarını belirtti. Gerçekten işleri çok zor.
Yahu bu kulüp, Melih Gökçek ekibi sonrasında hep transfer tahtasını açmak için uğraşıyor. Açıyor kapıyor. Açıyor kapıyor. Hani o meşhur musluk reklamı var ya.... Aç kapa, aç kapa. Aynen onun gibi. Vicdansızlar, nasıl boşaltmışlarsa! kulübün içini, doldur-doldur dolmuyor.
Faruk Koca, "Maalesef Ankaragücü’nün en temel sorunu; kurumsal yapısı kalmamış bir kulüp. İlkelerle değil talimatlarla yönetilmiş bir kulüp, bunun sıkıntıları yaşanıyor.” diyor.
İşte, gerçek bu. Onun için bir türlü iki yakası bir araya gelmiyor bu kulübün. Faruk Koca'nın teşhisi doğru ama, tedavi için istek ve gayret gerekir. O istek Faruk Koca’da ne kadar var? Bekleyip göreceğiz.
Yorum Yazın