Akıl tutulması tam da bu olsa gerek!
Ankaragücü – Galatasaray maçı bitmiş, Başkent ekibi hak ettiği bir galibiyeti almış ve hanesine 3 puanı yazdırmış, bunun keyfini sürmek için hazırlanıyor.
Ancak bir bakıyorsunuz en üst perdeden bağırışlar, çağırışlar...
Aman Allah’ım! Maçı izlemeyen birisi diyecek ki; “ulan heralde hakem Halil Umut Meler, maçı almış, direkt olarak Ankaragücü’nün kucağına bırakmış ve Galatasaray’ı bitirmiş!”
Yok böyle bir şey!
Akıl alır gibi değil!
Penaltının penaltı olması için daha ne olması gerekiyor? Arda’nın eli açık ve top gelip çarpıyor. Penaltının babası!
Kırmızının kırmızı olması için daha nasıl dirsek atılması gerekiyor? Adam direkt olarak çakıyor dirseğini. Kırmızının babası!
Ama Galatasaray maç sonu resmen bağırıp çağırıyor, birilerine ayar vermeye çalışıyor!
Peki o zaman ilk yarının sonunda sarı kartlı Yedlin’in yaptığı faul kırmızı değil mi? Kırmızı olduğunu Terim o kadar iyi biliyor ki; hemen oyuncuyu oyundan çıkarıyor.
İkinci yarıda Çekiçi’ye yapılan hareket kırmızı değil mi?
Bunlar hiç konuşuldu mu? Tabii ki hayır!..
Bakın bunlar neden oluyor biliyor musunuz?
Hazmedemiyorlar!
Galatasaray görkemli kadrosuyla Ankara’ya lider gelmiş, rakibi Ankaragücü ise lig sonuncusu. Güle oynaya maçı alıp gideceklerini sandılar. Ama karşılarında ağır bir taş buldular.
Ankaragücü artık bir Hikmet Karaman takımı bunu unutmamaları lazımdı! Karaman, oyuncu tercihleri, ilk 11 seçimi eleştirilebilir filan... Buna biri şey diyemeyiz.
Ama Hikmet Karaman bu ülke futbolunda bir markadır. Gittiği takıma yukarıya doğru ivme kazandırır. Biz geçen hafta 4-1 kaybedilen Hatayspor maçından sonra bile Ankaragücü’ne Karaman’ın elinin değidiğini ifade etmiştik. Ama Paintsil gibi bomba adamlar yüzünden Hatay’dan eli boş dönülmüştü.
Ankaragücü’nün, Galatasaray maçındaki 3 stratejisi vardı; erken gol yememek, bireysel hatalar yapmamak ve kırmızı kart görmemek. Karaman biliyordu ki bunları yaparsa maçtan puanla ayrılabilir. Nitekim erken gol yenmedi. Onyekuru’nun kafasını Korcan’ın çıkarması alkışlanacak hareketti. Ancak bireysel hataların önüne geçmek mümkün olmayacaktı. Atila’nın Emre Kılınç’a verdiği asist gibi pas Allah’tan gol olmadı. Olsa çıkarabilirmiydik bilemiyorum!
Penaltı ve İbrahim’in golü devreye 1-0 önde girmemizi sağladı.
İkinci yarı Fatih Terim radikal bir hamleyle 3 değişiklik birden yaptı. Ama Ankaragücü 55.dakikada 2.golü Saba’yla buldu. Saba nihayet kendini de buldu! Attığı gol enfesti. Kendi aldı, kendi götürdü, kendi bitirdi.
57.dakikada Mustafa Muhammed’in kırmızı kartı işleri daha da kolaylaştırdı. 10 kişi kalan Galatasaray artık Ankaragücü’nün tuzağına düşmüştü. Sarı – lacivertliler topu rakibe vererek kalelerini rahatça savundular. Bu bölümde Galatasray’ın pozisyonu bile yoktu. Ama Ankaragücü skoru 3’e, 4’e getirecek pozisyonları buldu. Fakat atamadı.
Uzatmalarda yenen golün yine bir Lukasik hediyesi olması düşündürücü. Hatay’da durum 1-1’ken acemice bir penaltı yaptıran Lulasik, bu kez de yine oyuna girer girmez acemice bir top kaptırdı ve golün yenmesine neden oldu.
Son 3-4 dakika bu golün yüzünden bitmek bilmedi. Adeta takımı strese soktu. Ama hakemin bitiş düdüğüyle şöyle derin bir nefes aldık.
Ankaragücü bu ekstra galibiyetle kümede kalma yolunda önemli bir adım attı. Ama devamı gelmesi lazım. Devamı gelmezse galibiyetin anlamı olmaz. Ankaragücü en kötü dönemindeyken bile geçen sene Galatasaray’ı yine yenmişti. Ama devamını getirememişti. O yüzden dikkat etmek lazım.
Bu maçın özelinde eleşireceğimiz oyuncu yok. Çünkü herkes elinden geleni yaptı ve 90 dakika savaştılar, iyi mücadele ettiler. Korcan’da, Ricardo’da iyi iş çıkardılar. Çekiçi takımın beyni gibi oynadı. Diğerleri de savaştı. Pinto, Atakan gibi oyuncuların devreye girmesiyle daha diri bir takım izleyebiliriz.
Ankaragücü hak ettiği bir maçı hem de fazla zorlanmadan kazandı.
Burada tek eksik taraftarın olmaması. Eğer Ankaragücü şu maçları 20 bin taraftar önünde oynasa, her şey çok daha kolay olurdu.
Haydi bakalım hedef şimdi Karagümrük!
ORHAN SAL
Yorum Yazın