Ankaragücü ve Ankaragüçlülük bir kültürdür.
Ve standartlardan farklı, özel ve tutkulu bir kültürdür.
Bir Ankaragücü taraftarı hiçbir zaman takımının başarısını görmemiştir. Gönül verdiği takımın başarılarıyla mutlu olamamıştır.
Ama onların içindeki arma, renk ve kulüp sevdası, çok farklı duygularla anlamlanır.
Başarı ve güce tapan İstanbul taraftarlarıyla; emek, asalet, direniş ve mücadeleye inanan Ankaragücü sevdalıları arasındaki fark işte budur.
Her Ankaragüçlünün; armaya, renklere, şanlı ve şerefli bir maziye adanmış bir yaşam biçimi vardır.
Bunu, bu sevdaya gönül verenler hariç kimse bilemez. Bu düşünceler onlara sığ gelir, abartı gelir, fanatik gelir…
Çünkü onlarda bu kocaman yürek asla yoktur.
Yürekli olmaktır Ankaragüçlülük…
Başkaları gönül verdikleri takımların başarılarıyla övünürler; Ankaragüçlüler ise, gönül verdikleri kulübün taraftarlarının; onurlu duruşu, şanlı direnişi, kahpelere karşı mücadele edişi, çılgın ve boğucu kalabalıklara karşı dimdik ayakta kalmasının gururunu yaşarlar.
“Hiç kimse bizi sevmiyor, ama umurumuzda değil!” diyebilen bir kitledir bu kitle.
Herkes tarafından itelense, aşağılansa, hakaret edilse de; bunun bu taraftar nezdinde önemi yoktur.
Bu camia, geçmişten bu güne, inandığı yoldan asla şaşmamıştır, bildiği yoldan asla zig zaglar çizmemiştir. Kimsenin kayığına binmemiştir. Bütün ülke futbol kamuoyu karşısındayken asla sinmemiştir ve korkmamıştır.
Yürekli ve çirkin adamların, büyük sevdasıdır Ankaragücü!
En çok sıkıştırıldığı, en fazla pusu yediği anda, kafasını arşa doğru kaldırıp, “Saltanatınız bize sökmez!” diyebilenlerin takımıdır Ankaragücü…
Bunu diyen taraftarların topluluğudur Ankaragüçlüler…
Pes edenin bu camiada asla yeri yoktur…
Pes edecek olan, yanan bir meşalenin ışığını gördüğü anda vazgeçer pes etmekten…
Pes edecek olan mermili armayı gördüğü anda, İmalat-ı Harbiye ruhuyla vatanı savunur gibi savunur sevdasını…
En kötü günde dil, din, sağ, sol fark etmeksizin kenetlenir bu camia, yıkıcı propagandalara karşı ayağa kalkar ve haykırır; “Gururluyuz, güçlüyüz, Ankaragüçlüyüz…” diye.
Dipsiz kuyulardan çıkıp, Anka Kuşu misali göğe yükselmesini her zaman başarmış olan bu camia, inşallah bu badireyi de atlatacaktır.
Federasyonuyla, hakemleriyle, ellerinde sopa ceza vermeyi bekleyen kurullarıyla, medyasıyla, sosyal medyasıyla üzerine fütursuzca saldıranları bir kez daha saf dışı bırakacaktır bu camia.
Sosyal medya şarlatanlarına asla teslim olmayacaktır…
Bugün geceler uzun, karanlıklıklar koyudur…
Ama güneş bu camianın üzerine her zaman daha canlı doğar…
ORHAN SAL
Bay Kazamcı (Bu kişi gerçek Prof.Metin Kazancı mıdır? Belli değil)Sizin avam kesimi dediğiniz taraftar Türkiyenin en inançlı, en cefakar, en fedakar, en haksızlığa uğramış üstelik en bilinçli kitlesidir. Türkiyedeki bütün stadlarda sahada aleyhte bir kargaşa varsa bütün takımların taraftarı "Aşağıya ineriz ananızı......" diye slogan atar, bu Türk futbol kültürünün bir parçasıdır.Türkiyenin en beyefendi, en centilmen, en mazlum başkanı olan Faruk KOCA gibi bir insan bile haksızlıklar silsilesine dayanamamış bomba gibi patlamıştır. Ankaragücünün yaşadığı haksızlıkları ve acıları yüreğinde hissedemeyenler, bilhassa Ankaralı olup 3 İstanbul takımlarını sevenler bunu anlayamazlar.
mercan
30-12-2023 12:09