ANKARAGÜCÜ - GİRESUNSPOR MAÇI SPORANKİ CANLI YAYININDA DEĞERLENDİRİLDİ.
İŞTE O YAYINIMIZI İZLEYEBİLECEĞİNİZ LİNKİMİZ:
https://www.youtube.com/watch?v=QEMEm1PY-pg&t=1231s
Çok endişeyle bekledik bu maçı.
Geçen haftadan kalma yüreğimizin yangınını alacak bir maç değildi. Evet elimizdeki maçı çalmışlardı. Ama hayatta da devam ediyordu.
Düşme hattının dibine doğru iyice yanaşmıştık. Cendereden çıkmak için rakibimiz konumundaki Giresunspor’u yenmemiz gerekiyordu. Ardından alınacak hükmen galibiyet 3 puanı ile bir anda bahar gelebilirdi.
Hafta içinde başkan Faruk Koca’nın yaptığı açıklama acaba hakemi ve takımı nasıl etkileyecekti onu da bilemiyorduk. MHK, elindeki “onlara göre” en iyi hakemi bizim maça göndermişti.
Nedeni bana göre, “sorunsuz maç oynansın” değildi.
Tam aksine hakem camiasına tepkili olan taraftardan etkilenmeyecek bir hakem bu maçta olsun düşüncesiydi.
Yani vasat bir hakem gönderirsek, taraftar tepkisinden etkilenir ve Ankaragücü lehine düdükler çalabilir diye düşündüklerini sanıyorum. Bunun önünü kesmek için Halil Umut Meler’i atamışlardı.
Meler yetmez, alın bir de size VAR’da Mete Kalkavan verelim dediler.
Tolunay Hoca, Fenerbahçe 11’ini bozmadı. Geldiğinden bu yana ne oynattıysa yine aynı futbolu oynattı takımına. Malcuit-Atakan-Mujakiç üçlüsünü bozmadı. Ancak maçın ilk yarısında Malcuit’i sürekli hücumda sağ kenarda gördük. Kafkas, Malcuit'in hücum gücünden faydalanmaya çalıştı. Kitsiou ve Emre’nin de katkısıyla sağ kenarı kullanmaya çalıştı.
Bu yarıda Zahid ve Diack’ın etkisiz görüntüsü hemen belli oluyordu. 2 orta saha vasat olunca takım oyunda etkili olamadı.
Hemen neşteri vurdu Tolunay Hoca, ikinci devreye ikisini de kenara aldı. Dokanoviç ve Tasos’u sahaya sürdü.
İlk yarı 1-0 geride girmişti takım soyunma odasına. İlk yarının son saniyesinde gelen Kitsiou’nun golü VAR’daki Mete Kalkavan’a takıldı.
İlk yarı için çok yazacak bir şey yok aslında. Takım vasat görünüyordu.
İkinci başka bir hikaye yazıldı. Trabzonspor kupa maçı gibiydi her şey. Önde baskı, tempolu oyun, sürekli yüklenen bir Ankaragücü izlemeye başladık.
Değişiklikler çare oldu!
Statta bizler, tv başında izleyenler keyif alıyordu Ankaragücü’nden!
Önce Tasos’un asistiyle Ali Sowe eşitliği sağladı. Sonra da Pedrinho’nun şutundan dönen topu Taylan Antalyalı gole çevirdi. Son olarak Tasos’un süper asistiyle Ali Sowe üçledi.
Yani bir teknik direktör değişikliklerden ancak bu kadar verim alabilirdi.
Arada Kitsiou ve Tasos’un şutları direkten döndü. Tasos bir gol daha attı ofsaytten döndü.
Arada bir sürü kaçan pozisyon oldu.
Giresunspor çaresiz kalmıştı.
Ankaragücü maçı 20 şutla kapatırken, rakip Giresunspor’un kaleyi bulan şutu yoktu.
Ve tabii takımın top oynamasıyla taraftarın devreye girmesi sorunu çözdü.
Yine ikinci yarıda müthiş bir taraftar desteği vardı. Adeta 12.adam gibi sahadaydılar. Hakeme, rakibe etki yaptılar. Takımı ateşlediler, gazladılar. Oyuncuların vites yükseltmesini sağladılar.
Her şey çok güzeldi çok!
Tabii Tasos ve Pedrinho’ya parantez açmak lazım.
Bu sezon ki 4.hocayla çalışıyorlar. Bu onları olumsuz etkilemiştir. Ama iyi oynamak için Tolunay Kafkas’ın gelmesi mi gerekiyordu kardeşim?
Neden daha önce yoktunuz?
Maçın adamları kuşkusuz Ali Sowe ve Taylan Antalyalı’ydı. Ali Sowe maşallah çifter çifter atıyor. Ama nazar değmesin!
Taylan Antalyalı’da çok canlıydı. Baskı yaptı, top kaptı, top dağıttı, gol attı. Yeni sezonun iskelet kadrosunda ilk yazılacak oyunculardan biri duruma geldi Taylan.
Oyuncu ayırmak istemem Kitsiou ve Hanusek’de maçın hakkını verdiler. Hanusek’te ne ciğer varmış anlamadım. Yorulmak bilmiyor.
Faruk Başkan aman bu adamları kaçırma! İkisini de yeni sezonda elde tutmamız lazım. Buna Emre Kılınç, Gökhan Akkan ve Taylan Antalyalı’yı da dahil ediyorum.
Ali Sowe’u söylemeye bile gerek yok. Zaten yaklaşık 2 aydır bu oyuncunun temsilcisiyle görüşüyorlar. İnşallah iş biter ve Ali Sowe bu takımda kalır…
Son sözümüz Tolunay Kafkas’a olsun. Çok kimyası tuttu. Ankaralı, camiayı biliyor. Maçı iyi okuyor, anında müdehale edebiliyor. Gelişiyle hemen her oyuncuya dokunuş yaptı. Oyuncuların performansı arttı. Bu maçta artık taraftar da onu bağrına bastı. Ona tepkili olan Gecekondu alkışladı, Maç önü ve maç sonu tribünlere davet edildi. Maça sonu BEÇ’in önünde diz çökerek teşekkür etti. “Avrupa’ya” tazahuratları vardı.
Bu kupayı çağrıştırıyor.
Önce Kasımpaşa ile bir lig finali daha var. Ardından Başakşehir ile kupa da yarı finali.
Tarihi 2 maç bunlar.
Ankaragücü arkaya rüzgarı aldı. Olay çok farklı bir yere doğru gidiyor.
Ankaragücü arkaya rüzgarı aldıysa, işin boyutu değişir…
İş farklı noktaya gider.
Bunu hatırlatalım…
İyi bayramlar…
ORHAN SAL
Aslında ligin finali bizim için geçen hafta yapılacaktı. Ama geçen haftaki yorumda da belirttim; Ankaragücü'nün FB karşısında galip gelmesi, marka değeri beş para etmeyen bu ligin 6/7 takımına sezon finali yaptıracağından, yayıncı kuruluş tarafından müsaade edilemeyecek bir durumdu. Bu nedenle Ankaragücü için her şey rötar yapmış oldu. Şu an puan 34. İç sahada 4, dış sahada 3 maç var. İç sahada Ankaragücü standart bir hakemin yönetimiyle 4 maçta rahatlıkla 8-10 puan alabilecek güçte. Sadece GS maçı sıkıntılı. O da bahsettiğim lig finali yaratma kaygısından ötürü. Dışarıda ise hedefsiz kalmış bir Trabzon ve ununu eleyip eleğini asmış, sadece ligin bitmesini bekleyen Kayseri maçlarımız var. Açıkçası bu iki maçta her şey mümkün. Olmayacak tek şey 5 puan çıkartmamız. Yani 0-1-2-3-4-6 puan olasılıklarının beşinden biri olursa şaşmamak lazım. Dışarıda tek sıkıntı maç Ümran maçı. Ama onlarda büyük ihtimal biz gidene kadar havlu atmış olacaklar. Kısacası lig bizim için 40-45 puan arasında bir yerde bitecek ve düşme kabusu yaşamayacağız.
Anıl
24-04-2023 07:56