Ankaragücü 2 sezon ardı ardına küme düşerek büyük bir travma yaşamış ve bir belirsizlik sürecine girmişti. Ancak çok şükür ki, korkulan olmadı ve bu sezon yeniden Süper Ligin kapısı aralandı. 6 maç kala hem puan, hem de fikstür avantajı Ankaragücü’nde.
Bu saatten sonra Süper Lige çıkamamak için; ya kulüp olarak inanılmaz bir hata yapmak lazım, ya da birileri tarafından operasyona uğramak lazım.
Yani 2 seçenek var.
1.Seçeneğe baktığımızda; Ankaragücü kulüp olarak bu saatten sonra bir büyük hata yapar mı? Asla. Faruk Koca, yönetimi kurulu, ekibi, Mustafa Dalcı, ekibi, futbolcular ve taraftarın büyük bir kısmı bu işe inandılar.. O ruh, arzu, istek, hırs ve şampiyonluk inancı net olarak gözleniyor.
Farkındaysanız taraftarın büyük kısmı diye yazdım, tamamı demedim. Çünkü maalesef o büyük Ankaragücü taraftarının bir kısmı halen üzüm yemek yerine bağcıyı dövmeyi tercih ediyor. Halen Başkana, hocaya, futbolculara büyük bir tepki ve kin besliyorlar.
Sonuç olarak biz ne düşünürsek düşünelim. Mustafa Dalcı, Ankaragücü’nü şampiyon yapan teknik direktör olarak tarihe adını yazdıracaktır.
OPERASYON MU VAR? EVET BİRŞEYLER VAR!
Gelelim ikinci seçeneğe. Yani Ankaragücü’ne karşı bir operasyon mu yapılıyor?
Ankaragücü bugün koşar adım şampiyonluğa gidiyor. Açık söyleyeyim. Bu ligde Ankaragücü’nün rakibi yok. Ankaragücü sezonun bu haftasına kadar hiç zorlanmadı. Güle oynaya, puan farkıyla ligi götürüyor. Birileri son dakika gollerine şans filan diyor. Ama öyle şansla filan olmaz o işler. Sen zorlarsan, golü kovalarsan, inanırsan, savaşırsan son dakikada golü atarsın. Bir maçta ilk dakikada atıp kazandığın golle, son dakikada atıp kazandığın gol arasında fark yok. 4-0 kazansan da, son dakika da gol atıp kazansan da 3 puan veriyorlar.
Sadece son dakika golünün daha başka bir sevinci oluyor o kadar.
Şimdi gelelim konumuza. Ankaragücü’nün son haftalarda hakemler tarafından inanılmaz bir şekilde doğrandığı net ortada. Birileri maçlara adeta testere ile çıkıyorlar. Bu doğrama işlemi, PFDK ile de tamamlanıyor. Hem sahada, hem masada ipin ucu iyice kaçmış durumda.
İnanın bu kadar alehte işlere, başka bir kulüp maruz kalsa, o kulüp ayağa kalkardı, ortalığı yıkardı. Ama bu güne kadar bizden ses yok. Ufak tefek açıklamalarla işi kotarmaya çalışıyoruz.
Ama baktığınızda olay aslında Ankaragücü üzerine bir operasyon boyutuna gelmiş gibi görünüyor.
Ankaragücü takımı bu sezonun 22.Haftasına kadar şaşırtıcı bir şekilde hakemlerden az mağdur olan bir şekilde ligi götürdü.
Ancak ne olduysa 22.Haftada oynanan Denizlispor maçında başladı. O maçta sarı – lacivertlilerin net 3 penaltısı ve 1 golü hakem Oğuzhan Çakır tarafından verilmedi. Maç kazanıldığı için çok üzerinde kimse durmadı. Ama belli ki bir şeylerin işaret fişeğiydi bu maç.
24.Hafta oynanan İstanbulspor maçına Ankara’ya hakem diye gönderilen Furkan Aksuğlu, İstanbulsporlu oyuncuların ve yedek kulübesinin 90 dakika boyunca yaptığı tahrikleri, tribüne hareket çekmeleri ve yerde yatmaları görmedi. İstanbulspor maçı çığırından çıkardı. Ama ortada hakem yoktu !
27.Hafta Erzurum’daki maça Tugay Kaan Numanoğlu atandı. Bu atamanın yapılmasıyla yaşanacakları az çok kestirebiliyorduk. Şaşırmadık ! Numanoğlu kendine yakışanı yaptı. Murat Uçar’a yapılan penaltıyı vermedi. Sarı kartlı Mücahit’i atmadı, 1 dakika sonra aynı pozisyonda Yasin’i attı. Maçı gereksiz yere 12 dakika uzattı. O uzatma dakikalarının sonunda Pinto ağır bir sakatlık geçirdi. Takım maçı 9 kişi tamamlayabildi. Ama yine de Erzurum’a gol attırmayı başaramadı. Ağır bir sakatlık geçiren Pinto 2 aydır ortada yok !
29.Hafta Manisa FK deplasmanına Adem Cinek atandı. Cinek maçın başından sonuna kadar Ankaragücü’ne karşı sert oynayan rakibi kolladı. Sertliğe prim tanıdı. Ankaragücü’nü başta Owusu olmak üzere sindirdi. Nitekim Şahverdi sakatlandı, Ankaragücü maçı 10 kişi tamamlayabildi. Ama o da hedefi tutturamadı. Sarı – lacivertliler her şeye rağmen puanı kurtardılar.
30.Hafta Eyüp maçı artık zirveydi. Yine rakibin sert oyununa tölerans tanıyan hakem Yiğit Arslan adeta hakem hatasının en görkemlisini (!) yaptı. Arslan, Sinan Osmanoğlu’nun attığı ve tribündeki 15 bin kişinin gördüğü net golü vermeme cüretini gösterdi. Ancak kenardan temsilciler devreye girerek, golü tv den izlediler ve hakemi uyararak golün sayılmasını sağladılar. Bitti mi? Hayır. Rakibin attığı 3.gol net ofsayttı. Ankaragücü maçı 3-2 kaybetti.
31.Haftadaki Ümraniyespor maçına artık “Pes !” dedirtecek cinstendi. Ümit Öztürk maçın başında Ümraniye’nin Oğuz ve Ercan ile yaptığı sert faullerde kartları çıkarmadı. Çıkarsa rakip 9 kişi kalacaktı. Ama aynı hakem Owusu’yu çok basit 2 faulün ardından 2 sarı kartla oyundan attı. Bakın Owusu’nun kart aldığı 2 pozisyona da TRT’de hakem değerlendirmesi yapan Bünyamin Gezer yanlış olduğunu 2 pozisyonunda kartsız geçiştirilmesi gerektiğini canlı yayında söyledi.
Bütün bunların masumane hatalar olarak gören varsa, çok iyi niyetlidir.
Bu maçlardaki hakem yönetimleri “her maçta olabilir” denilebilecek basit hakem hataları değildir.
Bunlar hak gasplarıdır !
Ankaragücü bilinçli olarak doğranmaktadır !
**
Peki Ankaragücü’ne acaba bir operasyon mu yapılmaktadır ?
Çok güçlü emareler var…
Bakın Owusu, Ümraniye maçının ardından tedbirli olarak PFDK’ye sevk aldı. Gerekçe centilmenliğe aykırı hareket. Yani kırmızı kart için alacağı 1 maçın yanında ekstra ceza gündemde. Neymiş 4.hakemle diyaloğa girmiş. Sevsinler sizin kurallarınızı. Bu kurallar hep Ankaragücü’ne mi işliyor? Bu arada daha önceden Owusu’ya sosyal medya paylaşımı nedeniyle de ceza verdiklerini burada belirtelim.
Bitti mi ? Hayır… Ankaragücü doktoru Mehmet Mesut Çelebi 3 maç ceza aldı. Ankaragücü sağlık görevlisi Ferit Şenaydın, Ankaragücü-Keçiörengücü maçında hakem Emre Kargın'dan işini yapmak istediği için sarı kart gördü.
İki konu hariç bunların hepsi 22.haftadan sonra olanlar…
Sadede gelirsek, neden Ankaragücü’ne karşı bu art niyet?
Ülke futbolunda bir İstanbul lobisi olduğunu anlatmama gerek yok sanırım. Bu lobi paranın ve gücün İstanbul’da kalması için her şeyi yapar. Onlar ister ki; para İstanbul’da kalsın, hatta bütün Milli maçlar bile İstanbul’da oynansın. Bakın yayıncı kuruluşta 1.Lig programı yapıyorlar. Programda hakemin Ümraniyespor’a vermediği kartlardan hiç bahsedilmedi. Ben yayın esnasında Tunç Kayacı’ya bu sitemimi ilettiğim bir twett attım. Ama yayında hakem Ümit Öztürk’ten bahsedilmedi bile. Oysa herkes, her şeyin farkında.
Yani bu ülke futbolunda Ümraniyspor’un bile ağırlığı var maalesef. Çünkü İstanbul takımı.
Bundan sonra aynı sıkıntı Bandırmaspor için de geçerlidir. Çünkü İstanbul lobisi ellerinde olsa Ümraniye, Eyüp ve İstanbulspor üçlüsünü aynı anda Süper Lige çıkarırlar.
Onlar için Türk futbolunun gelişmesi, Anadolu’ya yayılması, güçlü camialı Anadolu takımlarının lige çıkmasının filan bir önemi yok.
Onlar için varsa yoksa kendileri…
Artı şunu da ilave etmeden geçmek asla olmaz. Eğer ki, Ankaragücü yönetimi İstanbulspor ve Eyüpspor maçlarında kulis yapmasa, ekstra bilgi ve belge sunmasa bu maçlardan kulübe inanılmaz cezalar gelebilirdi. Ama bu noktada haklarını teslim edelim yönetim iyi çalışmış ve radikal cezaları önlemiştir.
Ancak yukarıda yazdığım konularda da, tüm iyi niyeti ile çalışan Ankaragücü yönetimi gerekli önlemini şimdiden almalıdır…
Ankaragücü’ne bu kadar kolay kartlar çıkmamalıdır, alehte bu kadar kolay penaltı çalınmamalıdır, ofsayttan goller verilmemelidir.
Ankaragücü piyon olmamalıdır.
Ankaragücü’nün bir ağırlığı olmalıdır.
Çıkınca seneye neler olacak onu da başka bir yazı da yazıda yazalım.
Çünkü o iş de ayrı bir sorun!
ORHAN SAL
Ovusu beklenen ağır ceza geldi. Yönetim derhal cezaya itiraz etmesi gerekiyor.
Hüseyin
15-04-2022 01:22