Ligde ilk maçlar zordur… Hem de çok zordur. Rakip kim olursa olsun fark etmez. Değişmez ritüeldir bu.
Ama ilk maçlar sonuçta; ama öyle ama böyle bir takımın vizyonunu ortaya koyar.
Ankaragücü, Tuzlaspor deplasmanında lige başladı. Gerçi bir deplasman havası filan olmayan bir maçtı. Stadı olmayan Tuzlaspor takımı maçı Vefa Stadı’nda oynadı. Ankaragücü için ne bir baskının, ne bir etkinin olabileceği kaymak gibi bir deplasmandı.
Ama takım hiç öyle rakibi zorlayan, baskı altına alan, yoran, üzen bir futbol oynamadı.
4-1-4-1 dizilişiyle maça başlayan Mustafa Dalcı, ilk yarıda takımından asla yeterli verimi ve performansı alamadı.
Maçın ilk yarısında canla başla savaşan Yusuf Abdioğlu ve Owusu haricinde umut veren isim yoktu. Onca transfere rağmen Owusu haricinde taraftarı heyecanlandıran bir oyuncu da yoktu. Oynanan futbol da vasattı.
Defansta Yusuf, hücumda Owusu vardı. Gerisi son derece düşük tempolu, yavaş oynayan, çok top kaptıran oyunculardı
Hasan Hüseyin’e organizatörlük verilmişti. Ama ne orta saha, ne kanatlar topu rakip ceza sahasına getirilemedi.
Getirselerdi ne olacaktı ki? Son derece ağır, yetersiz ve hazır olamayan bir santrfor olan Eren Derdiyok’un takıma bir hayrı yoktu.
Murat ve Pinto hem hücumda, hem savunmada yetersiz kaldılar. Pinto adeta askerliği tamamlamaya çalışan bazı askerler vardır bilirsiniz. Onlara benziyor. Bitse de gitsek düşüncesinde gibi.
Sinan Osmanoğlu’na ayrı bir parantez açmak lazım. Asla şampiyonluğa oynayacak bir takımın stoperi değil. Olamaz! Tank gibi ağır. Ve pas veremeyecek kadar ayakları kötü. Ne savunmada rakibe müdehalesi oldu, ne de pas katkısı verdi. Tabii ki Sinan gibi tekniği zayıf bir oyuncuyu o kadar pas trafiğine dahil etmenin anlamı var mıydı? Sarı kart yediği pozisyonu bile kendisi hediye etmişti.
Abdullah ve Hasan Hüseyin bir nebze idare edebilirler. Ama fizik ve kondisyon olarak zayıflar, tempoları düşük. Tabii genel anlamda takımın temposu düşük. Herkes formsuz. Peki bu şartlarda nasıl maç kazanacaksın? Bu kadar dişine göre takım bulmuşsun, yenip çekeceksin fişi.
İkinci yarı başında şöyle bir 10-15 dakika Ankaragücü dişini gösterdi. O dönemde bir gol gelse her şeye rağmen 3 puan gelirdi.
Ama daha sonra tempo düştükçe düştü.
Hatta Mustafa Hoca oyuna; İshak, Ali Kaan ve Şahverdi gibi 3 orta sahayı aldı. Ama tempo daha da düştü.
Bakın ilk maçtan çok uzatmak istemiyorum. Bu maç ilk maç, her şey olabilirdi. Kaybedilebilirdin de. Ama hiç olmazsa kaybedilmedi.
Belki Aatıf ile Ariyibi girince takım daha toparlanacaktır. Belki 3-4 haftaya daha iyi bir Ankaragücü izleyeceğiz. Ama ortada bir gerçek var. Atanın ve tutanın iyi olacak. Akın güven vermedi. Atanın zaten yok.
Transfer transfer bir yere kadar…
Ama şu an durum farklı. Ankaragücü, Börven’den sonra santrforsuz. Ve mutlaka bu takıma 1, hatta 2 santrfor alınmalı. Hatta kaleci ve mutlaka çabuk ve hareketli bir stoper alınmalı.
Yoksa yine geç olacak.
Öte yandan 1.Ligin değişmezi futbol yine devreye girdi. Tuzlasporlu birkaç oyuncu maçı adeta yatarak bitirdi. Ama hakem göz yumdu. Üstelik bu kadar duran maçı sadece 3 dakika uzattı.
ORHAN SAL
50 yıla yakındır tribündeyim, bu kadar kötü kadro görmedim...
Adem ceylan
16-08-2021 21:18