2020-2021 Sezonu değerlendirmesi. Sonu hüsranla biten yolculuk - 3
4.HİKMET KARAMAN DÖNEMİ
Ankaragücü’nde Mustafa Dalcı ile yolların ayrılması ile Hikmet Karaman ile anlaşıldı. Hikmet Karaman, Ankaragücü’ne yabancı bir teknik direktör değildi. Daha önce 3 kez gelmiş ve 3 gelişinde de takımın küme de kalmasını sağlamıştı. Zorlu dönemlerde 3 kez takımda görev alan Karaman, Ankaragücü’nü ligde tutmayı başarmıştı.
Yine öyle olacağı düşünülüyordu.
Karaman büyük bir şevkle takımın başına geçti. Hem söylemleriyle, hem de sosyal medya paylaşımları ile takıma ve camiaya enerji vermeye başladı. Bu enerji ilk çıktığı maça da yansımıştı. Takımla birlikte sadece 2 idmanın ardından çıktığı Kayserispor deplasmanından olumlu sinyaller alındı. Takım Michal Pazdan’ın kımızı kart görmesi nedeniyle uzatmalarla birlikte tam 75 dakika 10 kişi oynamasına rağmen zorlu Kayserispor deplasmanından gol yemeden, 0-0’lık sonuçla Başkent’e döndü.
Karaman’ın maç sonu sahaya girip, takımı toplaması ve motivasyon konuşması yapması, camiaya büyük bir umut olmuştu.
Ancak 1 hafta sonra Ankara’da çıkılan Ç.Rizespor maçında arzulanan sonuç alınamadı. Çünkü henüz 3.dakikada yenen gol takımın dengesini bozmuş, toparlanma zor olmuştu. Börven’in golüyle 1 puan kurtarılmıştı.
27.haftadaki rakip güçlü Hatayspor’du. Başkent ekibi bu sezonun flaş ekibi Hatayspor karşışında 1-0 öne geçmesine rağmen sahadan 4-1 yenik ayrıldı. Bu maçta durum 1-1’ken Paintsil’in kasti hareketin ardından kırmızı kartla oyun dışında kalması camiada büyük tepkilere neden oldu.
BÜYÜK VURGUN
Bir sonraki hafta rakip lider Galatasaray’dı. Zorlu fikstür de hesaba katıldığında ligde işin çok zor olduğu düşünülüyordu. Galatasaray, Başkent’e 8’de 8’le gelmişti. Üstelik kadrosu da eksiksizdi.
Genel kanı “İstanbul ekibi 3 puanı cebine indirerek gider.” şeklindeydi. Ama öyle olmadı. Sarı – lacivertliler müthiş bir direnç gösterdiler. Önce İbrahim Akdağ’ın penaltı golüyle, sonra da Saba’nın golüyle 2-0 öne geçen taraf Ankaragücü’ydü.
90+2’de bir gol yendi. Ama Ankaragücü zoru başarmıştı. Sarı – lacivertliler maçı 2-1 galibiyetle tamamladılar.
29.hafta da oynanan Karagümrük maçı ise yine çok zorlu geçti. Lige yeni çıkan Karagümrük Süper Ligin flaş ekibiydi. Güçlüler önce Alper Potuk’la golü buldular. Sonra da maçın sonuna kadar iyi direndiler ve maçı 1-0 koparıp İstanbul’dan döndüler.
30.Hafta takım sonuç ve oyun olarak pik noktasına çıktı. Son 5 maçının 4’ünü kazanarak Başkent’e gelen Göztepe 3-0 mağlup edildi. Ama esas sevindirici gelişme oynanan futbolun kalitesineydi. Baskılı futbol ve güzel sonuç moralleri yerine getirmişti.
31.hafta yaşana yol kazası da moralleri fazla bozmadı. Ankaragücü zorlu Trabzon deplasmanında 4-1 kaybetti.
32.haftaya gelindiğinde rakip Kupa da finale kalan Ersun Yanal’ın Antalyaspor’uydu. Ankaragücü rakibine karşı çok zorlandı. Tam bir taktik savaşı şeklinde geçen maçı Börven’in 83.dakikada attığı müthiş kafa vuruşuyla Başkent ekibi 1-0 kazanarak puanını 32’ye, umudunu da tavana çıkaracaktı. Konyaspor deplasmanından da 1 puanla dönülmesi olumluydu. Ama derbi maçı gelip çatmıştı. Sarı – lacivertliler 34.hafta da Başkent derbisinde Gençlerbirliği’ne rakip olacaklardı.
Normal şartlarda Gençlerbirliği sorunlu bir yapıdaydı ve maç Ankaragücü’ne doğru göz kırpıyordu. Ama hiç bir Ankara derbisi kolay geçmezdi. Yine öyle oldu. Maça Gençlerbirliği iyi başladı ve ilk yarıyı iyi götürdü. 0-0 biten ilk yarının ardından Ankaragücü ikinci yarının başında 2-0’ı buldu. Goller Emre Güral’ın frikiği ve Arda’nın kendi kalesine attığı gollerle geldi. Fakat Stancu’nun golü maça heyacan getirmişti. Maç sonunda kazanan Ankaragücü’ydü.
BEŞİKTAŞ’TAN PUAN ALINDI
Bir sonraki hafta rakip Beşiktaş’tı. Beşiktaş, Ankaragücü’nün hiç bir zaman şansının tutmadığı bir takımdı. Şartlar ne olursa olsun, kazanma şansı bir türlü bulamıyordu Ankaragücü.
Klasik bir Beşiktaş maçı oldu. Bu kez ki şanssızlık Ante Kulusiç’di! Kulusiç kendi ağlarını dövdü. Üstelik 1’de değil, 2 kez. Evet Kulusiç’in kendi kalesine attığı 2 golle Ankaragücü, İstanbul’da 2-0 geriye düştü. Ama pes etmediler!
Paintsil’in penaltısıyla önce ilk gol geldi. Ardından 90+4’de penaltıdan yine Paintsil eşitliği sağladı ve maç 2-2 sona erdi.
MÜTHİŞ DÜŞÜŞ VE SÜPER LİGE VEDA
Ankaragücü’nün Beşiktaş’tan puan alması camiayı sevince boğmuştu. Uzun yıllardır kabusa dönen Beşiktaş deplasmanında galibiyet gelmese bile şeytanın bacağı kırılmış ve 0-2’den gelip 2-2 sağlanmıştı. Bu puan moralleri tavan yaparken, camia bir anda rahat nefes almış, düşme korkusu uzun zaman sonra ilk kez yaşanmamaya başlanmıştı.
Ama gel gör ki; camia içindeki durum takımın içiyle örtüşmüyordu. Bu maçla birlikte prim krizleri, ego sorunları, fitne, fesat, dedikodu kazanı kaynamaya başlamış, “biz” değil, “ben” cilik ön plana çıkmıştı.
Beşiktaş maçından önce soyunma odasında yatan sadece 10 bin TL. Prim oyuncuların moralini bozmuş, motivasyonu düşürmüştü. Bazı yöneticilerde ve oyuncularda Hikmet Karaman’ın çok ön plana çıkması rahatsızlık yaratmıştı. Karaman’da giyimiyle, şapkasıyla, söylemleriyle “Burada bir Hikmet Karaman var!” imajı yaratıyordu. Özellikle Beşiktaş maçından sonra yaptığı “70.dakikaya kadar maçı götürün sonrasını ben hallederim” söylemiyle kendisini iyice ön plana çıkarmayı başarmıştı.
Ankaragücü takımı Beşiktaş maçının ardından korkunç bir düşüş yaşadı. Bu düşüş takımın ligden düşmesine neden olacak kadar büyük bir düşüştü.
İlk önce Denizlispor ile karşılaşıldı. Sonuç o dönem “küme düştü !” gözüyle bakılan Denizlispor takımına karşı zoraki 1 puan alınabildi.
Ve ardından oynanan 6 maçta 6 yenilgi alınarak altı da sıfır çekildi...
Sırasıyla Yeni Malatyaspor (1-2), Gaziantep FK (0-1), Başakşehir (1-2), Fenerbahçe (1-2), Kasdımpaşa (1-3) ve Alanyaspor’a (0-1) kaybedildi.
Şoktaydık!
Sadece biz değil futbol kamuoyu şoktaydı... Ankaragücü takımı 6’da 0 çekmiş, son 8 haftada sadece 2 puan kazanabilmişti.
Bu acı bilanço takımı küme düşürdü...
Futbol kamuoyu buna “Ankaragücü mucizesi!” diyordu.
Koskocaman bir lig heba olmuş, umutlar yıkılmıştı...
ORHAN SAL
Yorum Yazın