ANKARAGÜCÜ - FENERBAHÇE MAÇ YAYINIMIZ...
https://www.youtube.com/watch?v=GSgT2Ld8uKs
Bir Fenerbahçe maçında olabilecek en kötü senaryo ile başladı maç. Dakika 2’yi gösteriyordu ve tıpkı Başakşehir maçındaki gibi maça resmen 0-1 geride başladık.
Yani böyle olunca da elbette, hem takımda, hem de taraftarda bir anda mod düşüyor. Ancak Allah var takım o şok gole fazla takılmadı. 0-0 mış gibi oynamaya devam etti. Tabii oynarken öyle göze hoş gelen bir futbol izlemiyorduk. Ama şu an ülkenin en güçlü kadrosuna karşı oynuyordun ve yeterli seviyede rakibe baskı oluşturuluyordu.
Zaten maçtan sonra Jesus, ilk 30 dakikada daha önce yaşamadıkları şekilde baskı yediklerini ve maçta çok zorlandıklarını belirtti.
25.dakikada 1 yetmez dediler ve 2.şoku da yaşadık!
Yine bir savunma hatası ve skor 0-2’ye bir anda geliverdi.
Gökhan Akkan kardeşim böyle gol yenir mi Allah aşkına?
Yakışıyor mu bu goller sana?
Kaleci alınması gündeme gelince bu camianın neredeyse yüzde yüzü Gökhan’ı istedi. Ama Gökhan’da tam bir hayal kırıklığı şu an!
Yani çok diyecek bir şey yok maalesef !
Güçlü bir rakibe karşı bu kadar bireysel bazda hatalar yaparsan sonuç kaçınılmaz olur.
Fakat sevindirici olan takımın maçı bırakmaması oldu. Maça oldukça asıldılar, istekliydiler. VAR’dan dönen goller de buldular…
2.gol evet ofsaytti. Ama 1. atılan golü VAR’dan çevirmek tek kelimeyle insafsızlıktı!
Bu kadar büyük emeklerin verildiği, paraların harcandığı bir ortamda insanın gözünün içine baka baka emek çalmak olmamalıydı.
Emre’nin getirdiği ve Lincoln’e çarpan topu Altay Bayındır’ın nefis çıkarması ilk yarıdaki en büyük talihsizliklerden birisi oldu.
İkinci yarının hemen başında önce Beridze’nin, sonra da Ali Sowe’un kaçırdıkları umutları bitirdi.
Erken gelen gol, Erdoğan’ın da planlarını bozdu bu gerçek. Ama basın toplantısında da sorduğum gibi Jese’nin oynatılması ve Jese’den dolayı Beridze’nin yerinin değişmesi, Emre Kılıç’ın da 10 numara pozisyonuna gelmesi takımın hücum dengelerini oldukça bozduğunu gördüm. Bana göre hata yapılmıştı. Bir kere Jese kesinlikle bu seviyelerin oyuncusu değil. Gücü, sürati yetersiz. O güzel tekniğini de konuşturamıyor. Neredeyse sezon bitti ! Keşke Emre, Pedrinho, Beridze şeklinde başlansaydı. Pedrinho sonradan girmesi nedeniyle bocaladı durdu. Konsantre olamadı! Tolga’daki düşüş devam ederken, Taylan’daki yükseliş devam ediyor. Keşke her 2’si de aynı seviyede oynasalar da katkı daha fazla olsa. Tolga Ciğerci, Beşiktaş maçındaki kıvama bir daha nasıl gelir acaba?
Ömer Erdoğan’ın bir sağ bek tercihini Kevin Malcuit’den yana kullanması da ayrı bir konu. Kevin’de beklenen seviyede değildi. Ama umut vadetti. Radakoviç / Mujakiç ikilisini yine beğendim. Yasin Güreler’de yüreğiyle oynayan bir adam. Radakoviç, Mujakiç ve Yasin’in de kapasite oranında iyi işler yaptıklarını inanıyorum. Emre Kılınç'ta takımın en iyilerindeydi.
Erdoğan'ın ağır savunmayı çabuk ataklarla delme taktiği hemen belli oluyordu. Ama nedense bunu bir türlü maçta gerçekleştiremediler. Demek ki bu konularda daha fazla çalışmak gerekiyor.
Gelelim hakem ve VAR kararlarına.
1.golde Beridze’nin Lincoln’e yaptığı hareket faul değil. Faul çalınıyor. Vuruş kullanıldığında ofsayt var. Devamında Batshuayi’nin Gökhan Akkan’a tabanı var.
Peki bu VAR’daki çizgi neden Ankaragücü’nün sayılmayan golündeki gibi çizilmedi?
Buna gece Erman Toroğlu bile isyan etti. Ve çizgiyi istedikleri gibi yönlendirirler tarzında şeyler söyledi.
İrfan Can’ın Emre Kılınç’a vurduğu dirseğe neden kırmızı kart verilmedi? Aynı Halil Umut Meler, 2 sezon önce Galatasaraylı Muhammed’in, Ankaragücü oyuncusu İbrahim Akdağ’a vurduğu dirseğe direkt kırmızı çekerken, dün neden çıkaramadı?
Ankaragücü’nün aynı hizadan çıkan Emre Kılınç’ın pozisyonunda verilmeyen golünün benzerini Fenerbahçe atsa vermezler miydi?
Osayi’nin kolunda çarpan top Fenerbahçe’ye olsa penaltı çalmazlar mıydı?
Ankaragücü yönetimini geçen sezondan bu yana uyarıyoruz! Ama bir türlü hakemlerin bu alehte tavırlarını engelleyemiyorlar.
Bakın bugün Ankaragücü üzerine şunu söyleyebiliriz… Ankaragücü yönetimi hakemler konusunda çok yetersiz kalıyor. Ankaragücü her hafta ince ince doğranıyor, buna yönetim müdehale edemiyor, Emre Yıldız’ın transferleri yetersiz kalıyor, Jese ve Pedrinho gibi büyük umutlar beslediğimiz isimler verimsizler, üretemiyorlar, bitiremiyorlar. Ömer Erdoğan beklenen patlamayı henüz yapamadı, takım beklediğimiz seviyede değil, taraftar stadı dolduruyor, ama tezahürat anlamında baskıyı oluşturamıyor bunlar gerçek.
Ama olayın vahim boyutu maçların sahada kazanılmadığı gerçeği. Bakın bugün masada güçlüyseniz işiniz yürüyor. Değilseniz işte böyle ince ince doğranıyorsunuz!
Yazık !
Öte yandan İstanbul’daki gazetecilere, Ankaragücü’nde ilk 11’de hiç oynamayan Kevin ve Jese’nin maçta ilk 11 çıkacağının bilgisini vermek de öyle masum bir olay değildir. Bu arkadaşlara haberleri ulaştıranları az çok biliyoruz. Bakın bu konuda çok ağır şeyler yazarım. Ama şu an uğraşılacak konu bu değil! Ama şunu söylemek istiyorum. Bu külüpte birileri Ankara’da, bu işleri kendi imkanları ile gönüllülük esasıyla yapan bizleri yok sayma gafletine düşüyorlarsa, şunu bilsinler ki, yerel basının gücü ulusal basına yeri gelir 10 basar. Yerel olarak bizler kulüp menfaatlerini gözetmeden haber yapsak, inanın olayın boyutu çok farklı yerlere gider.
Ama şu an bunları gündem yapmanın anlamı yok.
Ankaragücü’nün, bu cendereden çıkması için çabalamalıyız. Ankaragücü’nün bu sezon mutlaka ama mutlaka bu lige tutunması lazım. Yoksa yine çok ağır bedeller öderiz. O yüzden yönetiminden futbolcusuna, teknik heyetinden taraftarına kadar herkes şapkasını önüne koyup Giresunspor maçının kazanılması için kafa patlatması lazım!
Öte yandan maçta yaşanan bilet rezaletine de değinmek lazım. Bize taraftarlardan verilen bilgiye göre; loca ve VİP’de rakip takım taraftarları varmış. Bu olduysa asla kabul edilecek bir şey değildir! Ankaragücü taraftarı maça giremiyorken, rakip taraftarların maça girmesi kabul edilemez. Ayrıca Fenerbahçe taraftarı kapıları kırmış ve içeri doluşmuş. Kapı kırma değil, ama içeri girme görüntülerini sosyal medyada gördüm. Eğer bu adamlar kapı kırıp içeri girecekse bir daha asla deplasman tribünlerine İstanbul tayfası alınmasın. Ankaragücü taraftarının ayakkabısı bile aranırken, bunlar stada nasıl bu kadar rahat girerler?
Bu sorunun muhatabı kimse bilgi almak isteriz…
En çok üzüldüğüm de şu ki; şu büyük kulübün potansiyelini bir türlü kullanamıyoruz. Şampiyonluklar, kupalar konuşmamız gerekirken, ligde kalma hesaplarını konuşuyoruz…
ORHAN SAL
Uzun söze gerek yok. İki Klişe durumu çok güzel özetler bence, birincisi sahipsiz Ankara. Yani hakem işi çözülmedikçe Ankaragücü başarılı olamaz. Hakeme rağmen kazanmaya gücümüz ancak alt liglerde yeter. İkincisi ise: Atanın ve tutanın iyi olacak. Biz de tutan neyse de 20 yıldır Agustinden bu yana tutan bulamadık bir türlü. Bir parça Orgil hariç
Önder
18-10-2022 18:58