ANTALYASPOR - MKE ANKARAGÜCÜ MAÇI SPORANKİ CANLI YAYININDA DEĞERLENDİRİLDİ...İŞTE O YAYINI İZLEYEBİLECEĞİNİZ LİNK https://www.youtube.com/watch?v=B-thmRxyEfQ&t=7s
Yani şu maç için ne denebilir ki; tek kelimeyle “yazık!”
Ankaragücü güzel oyun oynayıp, galibiyet için her şeyi yaptığı maçta Antalyaspor ile Antalya’da 1-1 berabere kaldı.
Bu kadar doğruların yapıldığı bir maçta galibiyet gelmemesi inanılır gibi değil!
Maç öncesi verilen yaklaşık 2 haftalık aranın takımı nasıl etkileyeceği konusunda büyük endişelerim vardı. Az çok bir ritim yakalayan oyuncuların Milli maç ve seçim arasının ardından tempolarının düşebileceğini düşünüyordum.
Ancak maçın başlamasıyla birlikte oldukça diri, tempolu ve arzulu bir takım izlemeye başladık. Önce Ali Sowe’un şutu, sonra da Ali Kaan’ın kafa vuruşları geldi. Ki bu 2 pozisyonda da kaleci Leite’den inanılmaz 2 kurtarış izledik. Goller kaçtı üzüldük ama umutlanmıştık. O geçtiğimiz haftalarda izlediğimiz ruhsuz maçlardan birini izlemiyorduk.
Tempolu ve gol kovalayan bir Ankaragücü vardı sahada.
Takım ilk yarının son bölümünde oyundan düşmeye başlayınca, zaten o bölümde de rakibin golü geldi.
Moral bozukluğunun takımı etkileyebileceği endişesiyle ikinci yarıda, takım da düşüş yaşanır, motivasyon düşer mi acaba diye bir tedirginliğim vardı. Ama Ankaragücü takımı ikinci yarıya da çok derli toplu golü düşünür bir havada başladı.
Bu temponun gol getireceği belliydi. Nitekin Ali Kaan’ın getirdiği top golü de getirdi. Ali Sowe’un asistiyle Efkan Bekiroğlu golü yaptı.
Golle birlikte takım adeta direncini iyice arttırdı.
Her şey o kadar güzel, o kadar kontrollü gidiyordu ki, ikinci golü bulup keyfimize bakmayı umuyorduk. Pozisyonlara da girildi. Ama işte o pozisyonlarda sezon başından bu yana şikayet ettiğimiz o lanet olası “kalite” sorunu ortaya çıktı. Top bir türlü o 3 direk arasından içeri sokulamadı. Elin Rize’si, Alanya’sı deplasmanda üçer, dörder atıp keyif sürerken bize de yine keder düştü.
Son saniye de Tasos’un getirip, Efkan’a attırdığı gol var. O da ofsayt gerekçesiyle sayılmayınca 3 puan umudu Gaziantep FK maçına kaldı.
Ancak iyi bir Ankaragücü izlememiz nedeniyle umudumuzu sıcak tuttuk.
Emre Belözoğlu ve ekibi arada takımı iyi hazırlamışlar. Futbolcularda diri göründüler.
Evet kazanamadılar, ama hakları 3 puandı. O nedenle herkesi kutluyoruz.
Haftaya Gaziantep FK ile bir final oynayacağız. Bu final bizi düzlüğe çıkaran maç olacak.
Yazıyı 2 konuyla noktalayalım. Ankaragücü yönetimi maalesef siyasetin tam içine girmiş durumda. Son stadyum organizasyonunda bunu gördük. Şu an kulüp menfaatleri için, tüm camia yaşananları sineye çekti ve sustu. Ancak en azından, seçim sonrası resmi hesaptan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni ezici bir çoğunlukla kazanan Mansur Yavaş’ı ve tüm ilçe belediye başkanlarımızı kutlayan bir açıklama yapılması gerekiyordu. Tabii Ankaragücü yönetiminde herkes bizden akıllı, paralı, kariyerli, işi bilen adamlar dengeleri gözetiyorlardır. Ama kafalarını kaldırıp, seçimde neler yaşandı ona da bir baksalar hiç fena olmaz! Bu konuya ileride çok gireceğiz.
İkinci konu ise kronik hale gelen Garry Rodrigues konusu. Antalya maçında sahada olsa ve Ali Sowe’un yakaladıkları pozisyonlar ona gelseydi kesinlikle 3-1 veya 4-1’lik bir galibiyetle maçı tamamlamıştı takım. Ama maalesef ortada kronikleşen bir Garry Rodrigues sorunu var. Bakın bu oyuncu Ankaragücü’nde mevcutta belki de kulübün en çok para ödediği bir oyuncu. Yani parası ödendiği halde oyuncudan faydalanamıyoruz. Artı takım içindeki en kariyerli oyuncu. Ama Emre Belözoğlu geldiğinden bu yana yok sayılıyor. Bana kimse sakat filan demesin. Kimse inanmaz! Sezon boyunca mı sakattı Garry Rodrigues. Belli ki sezon bitene kadar bu sorun devam edecek. Ama sezon sonunda acı bir tabloyla karşılaşırsak bilin ki en çok bu konu konuşulacak!
Son sözlerim şu olsun. Antalyaspor maçı kazanılamamasına rağmen umutları yeşertti. Emre Belözoğlu’nu ve futbolcuları olayın ciddiyetini kavramış olarak gördüm. Gaziantep FK maçına kadar kenetlenip şu işi bitirmek lazım.
Antalyaspor maçında kötü oynayan yoktu. Bu ciddiyet ve disiplinle Gaziantep FK maçına odaklanmak lazım.
ORHAN SAL