Yine klasik bir Beşiktaş maçı.
Olmuyor.
Bu takıma karşı şansımız asla tutmuyor.
Ne yapsak, hangi şartlarda karşılaşsak maçı koparamıyoruz.
Şu işe bakın. Maçın başında Emre Güral ve Saba net pozisyonları kaçırıyorlar. Beşiktaş ilk yarıda pozisyon bulamıyor. İkinci yarıda defans ve kalecinin ortak hatasıyla golü yiyoruz ve çıkaramıyoruz.
Sonuçta talihsiz bir yenilgi alıyoruz.
Böylesine maçlarda yakaladığını atman lazım. Emre Güral atsa, Saba atsa, Kitsiou atsa ve 2.yarıda Lukasik havuza düşen boş topları atsa şimdi zafer şarkıları söylerdik.
Sahi Lukasik’in ayakkabılarında yükseltici mi var?
Bu kadar müsait pozisyonlarda topu her zaman havaya dikmeyi nasıl başarıyor?
Hele 11.dakikada Saba’nın kaçırdığı. Hani deriz ya, “Sahaya ben çıksan bu golü atarım” İşte bu kadar net yani. Saba bomboş gidiyor, Beşiktaş defansı bile kaderine razı olacakları bekliyor. Ama Saba bir kez daha, evet bir kez daha inanılmazı başarıyor.
Emre Güral’dan müsait pozisyonlarda 2 kötü şutta cabası.
Bu kadar net fırsatları kaçırıp, çok kolay bi gol yersen kaybedersin.
Bu kadar basit.
Kaçanlar haricinde Ankaragücü neyi iyi yaptı, neyi yapamadı?
Ankaragücü Mustafa Dalcı ile bir sistem oturttu. Dalcı’dan önce hareketsiz, statik, enerjisi düşük bir takım vardı. Oyuncular keyifsiz ve enerjisizdi. Ankaragücü bu şartlarda maç kazanamaz diyorduk.
Ama Mustafa Dalcı’nın ardından takıma bir ruh geldi, pes etmeyen, savaşan, hareketlenen, enerjisi artan, oyuncuların da verilen mücadeleden keyif aldığı bir Ankaragücü haline dönüştü. Oyuncular agresif ve önde basıyor, İştahları arttı. Takım gol yemediği sürece iştahını kaybetmiyor. Yardımlaşma üst seviyede. Bu yardımlaşma sayesinde goller atılabiliyor. Saba’da yardım alınca pozisyona girip, gol atabiliyor.
Yapılamayanlar ise bu dönemde belli. Hücumda organizasyon yok. 8 veya 10 numara pozisyonları boş. Santrfor yetersiz. Evet takım savaşıyor ama orta saha organiasyonu sağlayamayınca seyir zevki yüksek bir futbol izleyemiyoruz.
Kanatlardan içeri öldürücü hamleleri yapamıyor takım. Börven bir türlü topla buluşamıyor, orta kalitesi düşük.
Duran top organizasyonlarında inanılmaz vasatız. Duran toplarda ne çekilen şutlarda, ne de hava toplarında hiçbir şekilde rakibe tehlike yaratamıyoruz. Rakibin duran toplarında ise sürekli topa vurduruyoruz. Bu 2 konuya çözüm üretemezsek, gol atma da zorlanırız, basit goller yeriz. Ki yiyoruz. Beşiktaş’tan yenen gol göz göre göre geldi. Ricardo o topu almalıydı. Çıkıp rakibi dağıtmalıydı. Veya savunma ortak olarak kafa vurdurmamalıydı.
Beşiktaş’ın akan oyunda gol atma şansı çok düşüktü. Çünkü tempo düşüktü. Tek çareleri hava toplarıydı. Onda da golü buldular ve 3 puanı alıp gittiler.
Maçta parlayan 2 oyuncu Atakan Çankaya ve Zvonimir Sarlija oldu. Atakan Çankaya “joker” görevini sürdürüyor.
Maç bitti, sonuç hüsran.
Bu saatten sonra yapacak bir şey yok.
Derhal motivasyonu sağlayıp “6 puanlık” Denizlispor maçına konsantre olmak lazım.
ORHAN SAL
Bize bir ortasaha iki kanat Ve ileride top tutan dagitan bir santrofor lazim.borwen golcu amam hic adami topla bulusturamiyoz.cekici hic faydasi yok,phansil ve emre yetersiz sadece hamle oyuncusu olarak kullanila bilir.bu acil halledersek takim sorun yasamaz.bu arada Transfer calismalarinada baslanmali,ekici bize göre onu kacirmayalim.almamyadan selamlar
Gurbetci
25-12-2020 00:08