Bir varmışız, bir yokmuşuz…

Masallar “bir varmış bir yokmuş” diye başlar. 2022-2023 sezonunda 1. Lig’de sezonun ilk yarısını 7 puanla son sırada bitirdikten sonra “Bizim de kapımıza kilit vururlar mı?” korkusunu yaşadık. Öyle ya, kulüpler mezarlığında bunun sayısız örneği vardı. Gençlerbirliği gibi şehir desteği olmayan ve kendi yağıyla kavrulmaya çalışan bir kulübün bir alt ligde kurda kuşa yem olması beklenen bir sondu. Arda Güler’den gelen para ile transfer yasağı kalkınca yeniden umutlandık. Sezonun son maçının son saniyesine kadar adeta tırnaklarımızı yedik. Gençlerbirliği taraftarı da bu durumun farkında olmalıydı ki hiçbir deplasmanda takımını yalnız bırakmadı. Aynı dakika içinde mevsimin bahardan zemheriye döndüğü çok maç oldu. Ancak bu defa iyiler kazandı ve Gençlerbirliği mucizevi bir şekilde ligde kaldı.

2023-2024 sezonuna takımı ligde tutmayı başaran Sinan Kaloğlu ile başladık. Bir önceki sezon yaptıklarından sonra hoca ile yolları ayırmak çok büyük haksızlık olurdu. Yatabare, Kayode, Amilton gibi kaliteli oyuncuların hücum hattına transfer edilmesiyle fazla dillendirilmese de hedefin Süper Lige çıkmak olduğu anlaşılıyordu.

Sezonun ilk 4 maçında oynanan futbol göze hoş gelmese de toplanan 10 puan camiayı umutlandırdı. Takımın yeni kurulduğu hesaba katıldığında zamanla oynanan futbolun haftalar geçtikçe oturacağı ve takımın ligin zirvesine tırmanacağı düşünülüyordu. Hiç de öyle olmadı. Aksine, alınan sonuçlar takımın oynadığı oyunu yansıtmaya başladı. Yatabare’nin her geçen hafta düşen performansı Gençlerbirliği’ni play off hattının hemen altında konumlandırdı.

Ara transferde Oğuzhan Berber, Alias Aosman, James Siliki, Gaetan Laura, Jimmy Durmaz gibi önemli oyuncular alındı. Çok faydalı olacağını daha ilk oynadığı maçta gösteren Aosman daha sezonun başlarında sakatlanıp sezonu kapattı. Gaetan Laura da sakatlık nedeni ile oynayamadı. Jimmy Durmaz’ın eski formundan çok uzakta olduğu görüldü. Oğuzhan Berber’in bu transferler içinde en verimli oyuncu olduğu söylenebilir.

Kupa maçları başlayınca Gençlerbirliği’nin santrfor bölgesinde Yatabare’ye mecbur olmadığı anlaşıldı. 19 yaşındaki Melih Bostan gösterdiği performans ve Yatabare’nin sakatlanması ile formayı kaptı. Oynadığı 15 maçta attığı 6 gol ile takıma faydalı oldu.

Yaş ortalaması bir hayli yüksek olan Gençlerbirliği takımında genç oyunculardan Ensar Kemaloğlu her geçen hafta futbolunu ilerleterek sezon başından sezon sonuna kadar en iyi gelişim gösteren oyuncu oldu. Süper Lig’de oynayabilecek seviyeye yükseldi. Başakşehir’den kiralık gelen genç oyuncu Nzaba’da sezonun en faydalı savunma oyuncularından biri oldu. Fenerbahçe’den kiralanan genç kaleci Ertuğrul gösterdiği performans ile tecrübeli kaleci Orkun’dan kaleyi devraldı.

Tecrübeli oyunculardan Amilton kalitesi ile neredeyse tek başına takımı Süper Lige çıkarabilecek yetenekte bir oyuncu olmasına rağmen yanında oynayan oyuncuların formsuzluğu onun da performansını düşürdü. Çok faydalı olması beklenen Buğra Çağıran sezon boyunca sakatlıklarla boğuştu ve devamlılık sağlayamadı.

Sayın Niyazi Akdaş’ın başkanlığı bırakmasından kongreye kadar olan sürede ödemeler yapılamayınca puan sıralamasında aşağıya doğru kaydı Gençlerbirliği. Yeni başkan Sayın Osman Sungur’un gelmesi ile yeniden yükselişe geçen Gençlerbirliği son maçın uzatma dakikalarına play off hattında girdi. Kaleciye yapılan faul’ün tartışıldığı bir pozisyonda yediği golle galibiyeti kaçıran Gençlerbirliği, rakibi Boluspor’un uzatma dakikalarının son saniyelerinde attığı gol ile play off hattının dışında kaldı.

Bir önceki sezonun heyecanına kıyasla oldukça sakin geçen bu sezonda takımın oynadığı futbol izleyenlere keyif ve umut vermedi. Kadro kalitesi olarak ligin en iyi takımlarından biri olmasına rağmen Gençlerbirliği bir türlü takım oyununu oturtamadı. Bu hali ile süper Lige hazır bir görüntü vermedi.

Her şeye rağmen sezon sonunda yaşanacak bir play off tecrübesi iyi olabilirdi ancak Gençlerbirliği’nin hazır olmadan Süper Lig’e çıkması asansör takım olması ve yeniden beka sorunu yaşaması ile sonuçlanabilir.  Altyapı yeniden canlanana kadar “bir varmışız, bir yokmuşuz” endişesini yaşamaya devam edeceğiz…