Bunca yıldır maçlara giderim, Ankaragücü’nün bu kadar kötü futbol oynadığı başka bir sezon daha görmedim. Her maç sonu acaba daha ne kadar kötü oynayabiliriz diye düşünüyorum.
Bundan daha kötü bir futbolun oynandığı başka bir sezon yok.
Evet yok!
Peki bu takım, bunu nasıl beceriyor? Gerçekten tarifi yok.
Peki bu kime yazar? Yukarıdan aşağıya herkese yazar.
Başkan Faruk Koca. Futbolu bilmeyen bir başkan örneği. Sorumluluğu Emre Yıldız’a verdi. Onun her yaptığını onayladı. Yıldız’ın ayrılmak istediği dönemler oldu. Ama ısrarla takımın başında tuttu. Başarılı olduğunu düşündü.
Çünkü olaya şöyle bakıyor; “ilk başkanlık sezonumda 1.Ligde şampiyon oldum, ikinci sezonumda küme de kaldım. Kupa da yarı finale çıktım. O zaman başarılıyız!”
Ama durum öyle değil. Bu kadar para girişi olan bir kulübün, şampiyonluğa oynaması gerekirdi. Oynayamıyorsa bu başarısızlıktır.
Emre Yıldız’ı Faruk Koca seviyor ve değer veriyor. Ama görülüyor ki futbolda bazı şeyleri daha fazla zorlamayacaksın. Oynanan futbol takımın kalitesinin düşüklüğünden kaynaklanıyor. Bu paralara daha kaliteli transferler yapılsaydı şimdi bunları konuşmazdık.
Bundan sonraki süreçte başkanın Emre Yıldız ile el şıkışıp yollarını ayırması lazım. Bu hem Ankaragücü için, hem Faruk Koca için, hem de Emre Yıldız için en hayırlısı olacak iştir.
Ocak transfer dönemine kadar, gerçekten bu işi bilen, başarısı onaylanmış, futbol kamuoyunda kabul görmüş, takımı ileriye doğru taşıyabilecek bir Sportif direktörle anlaşılması, bir scout ekibi kurulması lazım. Daha da fazla geç kalınmadan harekete geçilmesi lazım. Yoksa bu sezonu da kaybetme yolunda ilerliyoruz.
Tabiİ başarısızlığı sadece 2 isim üzerine oturtamayız.
Bu kulübün bir yönetim kurulu yok mu? Bu yöneticiler nerede? Onlar neden hiç müdahil değiller ve yönetim kurulu toplantısı yapılıyor mu? Orada başkan Faruk Koca’ya; “Başkan’ım biz bu kadar para aktarıyoruz. Ama neden başarılı olamıyoruz, hep kaos yaşıyoruz?” diye soran bir tek yönetici var mı?
Nerede bu yönetim kurulu? Neden kulüp tek elden yönetiliyor?
Bunları bilmiyoruz…
Gelelim Emre Belozoğlu’na. Evet uzun vadede başarısızlık başkan Faruk Koca ve Emre Yıldız’a yazar. Ama bu maç Emre Belözoğlu’na da yazar.
Öncelikle çıktığı 4 maçta, 3 sarı kart görmek neyin nesidir. Bu yanlış. Burası ne Fenebahçe, ne Başakşehir. Burası Ankaragücü. Hakemler burada hocaları, topçuları rahat harcarlar. Bak geçen sezon Mujakiç’I senin maçında hakem harcadı, sen finale çıktın.
Belözoğlu bunu düşünerek hareket etmeliydi. Agresif hoca severiz, ama bu agresifliği her maçta sarı kart görerek göstermeyecek. Takımı yalnız bıraktın iyi mi oldu?
Emre Belözoğlu takımı bu maça ne mental olarak, ne de taktiksel anlamda iyi hazırlayamamış. Sahaya sürdüğü kadro kabul edilemeyecek bir kadro. Taktik olarak da doğruları yapamadı. İlk dakikalarda baskı yedi.
Bahadır’dan vazgeçecek maç bu maç değildi. Hem Bahadır’ı moral olarak bitrdi, hem de hiç hak etmeyen bir kaleciyi oynattı. Bahadır yabancı olsaydı bu kadar çabuk vazgeçer miydi? Sanmam.
Radakoviç’de bu ısrar neden? Mert Çetin gibi Seri A görmüş bir oyuncu neden monte edilemedi. Neden çok sakatlanıyor? Alper Uludağ, Hanusek kadar oynayamaz mı? Haftalardır takımı yakan Hayrullah Bilazer neden oynamaya devam ediyor? Orta sahayı neden bu kadar yumuşak tutuyorsun? Cephas neden yedek bırakılıyor? Djokanoviç nerede? Tasos neden oynatılıyor? Pedrinho’da neden ısrar ediliyor. Pedrinho sahadar ruh gibi gezerken 10.dakikada oyundan neden çıkarılmadı? Morutan gibi klas bir isim neden bir türlü istenen seviyeye gelemiyor? Bajiç varken, neden Macheda tercih ediliyor? Bunların cevaplarını merak ediyorum.
Futbolculara gelince gerçekten şu futbol için sizlere de yazıklar olsun! Şartlar ne olursa olsun bu kadar kötü olmamalısınız.
Bakın bir takım kötü futbol oynayabilir, ama asla kötü mücadele edemez. Bu kadar teslimiyetçi olmak, mücadele etmemek nedir arkadaş?
Ankaragücü futbolcusu takımı kötü bile olsa mücadele eder, savaşır! Kaybetse de savaşır! Ama boynu eğik sahadan ayrılmaz. Sizler Ankaragücü ruhunu asla almamış futbolcularsınız. Eğer 1 gram Ankaragücü ruhunu özümseseydiniz böyle olmazdı. Bırakın özümsemeyi, duruma üzülmeyenler bile vardı. Mesela Rafal. İnsanda biraz utanma olur. Maç biter bitmez, daha biz sahadan basın toplantısı odasına gelmeden, başka işler yapıyorsun. 4 gol yemişsin. İnsan biraz duyarlı olur.
Rafal ile ilgili bir şey anlatacağım. 1.Hafta Kasımpaşa maçını İstanbul’da izleyen Fahrettin Türkcan arkadaşımız maçtan 30 dakika önce beni aradı. “Abi takım şu anda ısınıyor, gözlemliyorum. Bu kalecinin bir sıkıntısı var. (Burada açığa çıkmaması için yazmak istemiyorum) O sıkıntısını çözen her takım, o bölgeden gol atar” dedi. Evet aynen dediği oldu. Malesef henüz tam olarak sakatlığını atlatmamış kaleci transferi yapılmış. Çok fahiş bir hata.
Bir o değil. Başta Hayrullah, Hanusek, Radakoviç ve Mujakiç olmak üzere defans hattı berbat ötesi! Tolga faydasız. Efkan özgüvenini kaybetmiş. Ali Sowe yalnız adam.
Bir tane çalım atamayan, bir tane sıfıra inip orta yapamayan kanat oyuncusu mu olur? Tasos, Gerry Rodrigues size diyorum!
Radakoviç ve Mujakiç geçen sezon daha uyumluyken, bu sezon neden ayrı dünyadalar! Bu kadar bireysel hata yapmaları inanılmaz! 2 stoper resmen rakibe çalışıyor.
Pedrinho 2 top kaptırdı, 2 gol yedirdi. 1 tane de sarı kartla yedirmekten kurtardı. Geçen sezon da Karagümrük maçında penaltıyı Eryaman’dan, Sincan’a atarak kaosun başlamasına sebep olmuştu. Acaba tesadüf mü?
Yani of ki ne of!
İnanılmaz sorunları olan bir takım var karşımızda.
Takımda daha kaptan gibi bir kaptan yok! Bir Hakan Kutlu, Gökmen Barış, Hayati Soydaş, Sedat Ağçay, Erdem Özgenç gibi karakterler takım içinde olsaydı, bu adamlar burayı böyle çiftlik haline getiremezlerdi.
Gelelim taraftara. Her zaman övüyoruz. Çünkü hak ediyorlar. Dünkü Hayrullah/Pedrinho tepkilerinde de haklıydılar. Tepkileri futbol adamı gözüyle değil, taraftar gözüyle değerlendirmek lazım. Taraftar para veriyor, emek veriyor, zaman harcıyor. O nedenle böyle oynayan topçu görmek istemiyor.
Ama 4-0’dan sonra “5” diye bağırmak bir Ankaragüçlüye yakışmaz. Biz böyle gördük, böyle geldik. Bir Ankaragücü taraftarı takımının gol yemesine sevinemez. Gol atması için rakibi teşfik edemez. Bunu yapanlar kendilerini sorgulamaları lazım. Sizin yaptığınızın da takımdaki yanlışlardan farkı yok. Bizim her golden sonra içimiz yanarken, sizin rakipten gol istemeniz çok ama çok yanlış.
Antalyaspor takımıyla bitirelim. Bu takımı kim kurduysa, transferleri kim yaptıysa ona helal olsun. Bu kadar mı yerli yerinde oyuncular transfer edilir? Ankaragücü, İsrail’den bir dansöz almak için uğraşacağına; Antalyaspor’daki İsrail’lilerden birini keşfedip almayı deneseydi daha iyi olmaz mıydı? Bu takımın hocası Nuri Şahin’e helal olsun. Muhteşem bir takım yaratmış. Taktiksel ve fiziksel açıdan süperdiler. Topun yönünü nasıl da maç içinde kaç kere değiştirip, Ankaragücü’nün mat ettiler. Aslında Kadıköy’de Fenerbahçe’yi zorlayan ilk takım Antalyaspor’du. Burada öyle bir takım izledik ki, adeta tabanca gibiydiler. Helal olsun. Taraftarının da yolu açık olsun. Güzel bir dostluk var arada. Böyle devam etsin.
Son sözüm Ankaragücü taraftarına olsun. Kendimden biliyorum; şu an binlerce eve, on binlerce insanın içine ateş düşmüş durumda. Keyifler kaçık, moraller bozuk.
Ama asla umutsuzluğa düşmeyin. Bu takım tarih boyunca çok ama çok daha kötü dönemlerden geçti. En azından durum geçen sezonun 2.yarısındaki Karagümrük maçının sonrasından daha iyi. Çare var, çözümler üretilebilir. Önerimi de bir sonraki yazımda yazacağım.
ORHAN SAL
TABLO: İLK YARIDAKİ ANKARAGÜCÜ PERFORMANSI:
Orhan bey merhaba , yazılarınızı sürekli okumaya , sizleri takip etmeye çalışıyorum. 41 yaşında , 19 Mayıs stadında soğuktan ayak parmakları donarak maç seyreden , küçüklükten bu yaşa kadar Ankaragücü takımından başka takım tutmayan bir taraftar olarak çok üzgün olduğumu belirtmek istiyorum. Rahmetli Cemal Aydın döneminde , ne transfer yasağı vardı ne problem vardı. Belki çok başarılı değildik ama küme de düşmedik. Ersun Yanal döneminde Ankaragücü en iyi seviyelerine geldi. Acaba bu dönemden daha mı iyi gelir kaynağımız vardı. Yoktu. Augustine , Kalenga , Hakan Keleş , Yılmaz Özlem , Adem Koçak , Adem Dursun , Faruk Namdar , İsmet Taşdemir , Kennedy daha yazayım mı bilemiyorum. Bu isimlerden bazılarını daha önce hiç tanımazken , bu dönemde herkesin takdirini kazanmışlardı. Ben Emre Belözoğlu'nun henüz kendisinin de tam performans ile çalışmadığını düşünüyorum. Eğer Radakoviç-Mujakic ikilisi ile , Hayrullah ile , Tasos ve Pedrinho 11'i ile devam ederse , bence ilk gidecek kişi 3-4 hafta sonra kendisi olacaktır. Ama Emre hocanın gelmesine çok sevinmiştim. Çünkü ara transferde onun ismi ile önemli futbolcular alabileceğimizi düşünüyordum. Ama görüntü maalesef onun da kalabileceğini göstermiyor. Ben Ankaragücü nerede olursa olsun gider seyrederim , hepimiz için böyledir. Kombine alır gerekirse kaldırımda da seyrederim ama Ankaragücü taraftarını kimsenin üzmeye hakkı yok. Saygılarımla,not: Bu arada yazınızda katılmadığım nokta 10.dakikada hiçbir futbolcunun çıkmasını doğru bulmam. Sonra o futbolcuyu kaybetme riski ile baş başa kalabilirsiniz.
sir kery
13-11-2023 14:35