MKE Ankaragücü, yönetimindekiler 1-2 kişi hariç şu yazacaklarımı bilmez. Geçmişten bir şey hatırlatmak istiyorum. Yıllar önce Ankaragücü Gökçek’lerin elinde. Başkan Ahmet Gökçek. Fransızların kariyerli ve tecrübeli teknik direktörü Rogerre Lemerre’e takımı emanet ettiler. İşler iyi gidiyordu. Sonra da onu gereksiz bir şekilde gönderip, Ümit Özat gibi, hiçbir tecrübesi, deneyimi olmayan bir hocayı takımın başına getirdiler.
Kurdukları takım iyi takımdı. Flaş oyuncular vardı. Dünya Kupası’nı bile sallayan isimler kadroda yer alıyordu. Ama direksiyonun başındaki şoförü iyi seçememişlerdi.
Takım İstanbul’un şampiyon adaylarına 4’er tane filan sallıyordu. Ama sonra düşüş başladı. Taraftarla da Ümit Özat’ın kimyası uyuşmadı. Büyük sorunlar yaşandı. Ankara’daki maçlar hem camia için, hem de Ümit Özat için bir kabusa dönüşüyordu.
Ümit Özat yaptıkları, yapamadıkları ve söylemleri ile taraftarı adeta çıldırtıyordu. Sonunda saha ortasında kavgalar filan yaşanmaya başlandı. İş çığırından çıktı.
Ümit Özat’ı zamanında göndermeyerek, kendi sonlarını da hazırladılar. Bakmayın siz yasal süreçlere, 30 Ağustos kongresinin usulsüzlüklerine. Zamanında Ümit Özat’ı gönderip taraftarla barış sağlasalardı, kulüpten gitmezlerdi.
Başkan Faruk Koca iyi niyetli birisi ama o kara günleri bilmez. Camia olarak ne kadar tatsız günler geçirdiğimizi tahmin bile edemez.
Yönetiminde olmayan ama, yakınında olan Ankaragücü’nün ciğerini bilen çok iyi Ankaragüçlüler var. Bence Başkan Koca onlara sorsun, o günler üzerinden bugünlere pay çıkarsın ve ona göre hareket etsin. Ama mutlaka danışsın.
Bakın biz haftalardır yazılarımızda yazıyoruz, canlı yayınlarımızda uyarıyoruz. Takım içinde sorun var diyoruz. Başkan’ın sorunu çözmesi gerekir diyoruz.
Artık yaranın pansuman yapılması gereken günler geçti. Yara büyüdü, artık ameliyat lazım. Neşteri vurup kesip atacaksın. Yoksa Ankara’daki maçlarda Allah muhafaza daha büyük sorunlar çıkar. Biz bu kulübün dostuyuz. Misyoneriyiz. İyiliğine söylüyoruz. Bakın işi gücü bir tarafa bırakıp, Samsun’a da gittik, takımı yerinde izledik. Ankaragücü’ne yılların emeğini verdik. Bizden sizlere zarar verecek bir şey çıkmaz.
Ama dost acı söyler derler.
Takımda bir şey kalmamış. Mustafa Dalcı ve Emre Yıldız ikilisinin varlığı takımda dengeleri bozmuş. Bakmayın siz takımın şu an üst tarafta olduğuna bu teknik direktör başarısı değil. Bu takımdaki bazı oyuncuların bireysel başarılarıyla oluşan bir tablo.
Ama o bireysel olarak takımı götüren oyuncularda tasviye edilmeye başlanmış. En son Erdem Özgenç olayı. Erdem Ankaragücü kadrosunda yer alıyorsa; sakat veya cezalı değilse bu takımın ilk 11’in mutlaka yer alması gereken bir oyuncu. Çünkü Erdem aidiyeti olan, lider ve bayrak adamdır. Şimdi Erdem’i soyunma odasında bir maçta bağırıp çağırdı diye yemeye mi çalışıyorsunuz? Yanlış yapıyorsunuz! Erdem’i bu camia iyi tanır. Erdem bir şey yaptıysa takımın menfaatine yapmıştır. Diğer oyuncularda ona saygı göstermek zorundadırlar. Bunu takımı yönetenler bizzat takıma empoze etmeleri gerekir. Ama egolar yüzünden tam tersi oluyor.
Hadi her şeyi doğru yaptınızda, bir o iş yanlış oldu. Dersin ki, idare edelim. Ama takımda doğru giden bir şey yok. Ne bir kadro tercihi, ne bir sistem, ne bir oyunu okuma. Her şey harala gürele yapılıyor ve bitiyor.
Takımın en büyük silahı duran toplar ve doğal olarak Erdem Özgenç’in sağ ayağı. Ama sen kendi bindiğin dalı kendin kesiyorsun!
Bu olmaz !
Sonra sayın Mustafa Dalcı, oturmuş bir ideal 11 varken, neden bu 11’i 3-4 maçtır bozdun? Takımın dişlileri ile neden oynadın? Takımın ayarıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı.
Oysa ele o kadar büyük fırsat geçmişti ki, maalesef bu fırsat değerlendirilemedi. Emekler heba edildi.
Hatalar paniğe dönüştü, panik kaosa evrildi.
Takıma kan değişimi şart. İstifaysa istifa, görevden almaysa görevden alma. Artık ne yapılacaksa bir an önce yapılsın.
Takım puan cetvelinde tepede diyerek görmemezlikten gelinecek bir durum değil bu.
Çünkü avucumuzun içine kadar gelen şansı çok fena tepiyoruz.
Ve bu şans bir daha elimize asla gelmez.
Bunu iyi düşünün!
ORHAN SAL
Şimdi bütün kredi tüketildi. İnanılmaz bir avantaj vardı. Ankaragücü hayırsız mirasyedi evlat gibi eline gelen puan farkını açma fırsatını çatır çatır harcadı. Şimdi önümüzde son haftalarda harika bir hava yakalamış olan bir bolu ile, ilk haftalardaki müzmin mağlup silüetini tamamen atmış bir K.gücü olacak. Ne oynadığını bilmeyen, hiçbir taktiği ve stratejisi olmayan, tamamen bireysel ayakların yetenekli bitirişlerine bakan Ankaragücü bana kalırsa bu süreçten en fazla 1 ya da belki tesadüfi 3 puan çıkarabilir. Görüntü bu. Diğer takımların ise önünde 3, hatta kimisinin bu süreçte 4 maçı olacak. Artı bir de Samsun denen takımı kendi elimizle potaya soktuğumuzu varsayarsak, bu keskin düşüş eğer sürerse kendimizi 36. hafta sonunda play-off da bile göremeyebiliriz. Son olarak kimse unutmasın!.. Ankaragücü kravatlıların değil, atkılılarındır. Onlar gider ama atkılılar kalır. Hadi bakın sağlıcakla kendinize
Anıl
14-12-2021 14:33