1979 yılından bu yana, yaklaşık 42 yıldır Ankaragücü’nü yakından takip eden birisiyim. Bu süre içinde kulübün iyisini kötüsünü, güzelini çirkinini, başarısını başarısızlığını kısacası her şeyini; hem tribünde, hem normal hayatta yaşayarak gördüm, tanık oldum.
Tabii doğal olarak bu süreçte Ankaragücü ile birlikte diğer Başkent takımlarının da tüm gelişimlerini izledim, takip ettim.
Bu takımların en başında geleni de Gençlerbirliği’dir. Örneğin 80’lerde şampiyon olup Süper Lige çıktıkları sene bir Eskişehirspor maçı oynamışlardı ki, babamla yoğun kalabalıktan 19 Mayıs Stadı’na girememiştik. Sonra 2 kez Türkiye Kupası zaferlerine şahit oldum. Afrika pazarını açıp Kona/Moşe/Kuşe’li kadroyla keyif verdikleri günleri yakından takip ettim. Ersun Yanal’la şampiyonluk mücadelesi verdiler, düştüler geri çıktılar ve halen şanıyla ligde mücadelelerini sürdürüyorlar.
Ben Başkent’te sporla yakından ilgilinen bir kişi olarak Ankaragücü haricindeki tüm kulüpleri de yakından takip eden, başarılı olmalarını canı gönülden isteyen, her daim de yanlarında olan bir kişiyim. Keşke Ankaragücü ve Gençlerbirliği mevcut şartlarda değilde, zirveye oynarken birbirleriyle karşı karşıya gelselerdi. İşte o zaman daha çok keyif alabileceğimiz, stresle değilde, coşkuyla takip edeceğimiz maçlar izlerdik.
Buradan şuraya geleceğim. Pazar günü tarihi bir derbi oynanacak. Ankaragücü’nün Pazar günü oynayacağı Gençlerbirliği maçının önemini kulüpte birileri, futbolculara inşallah anlatmıştır veya kalan 2 günde anlatacaktır.
Umarım bu maçın değerinin ne kadar büyük olduğu ve bu maçta primin filan sökmeyeceğini sarı – lacivertli futbolcuların biraz olsun bilmesi sağlanıyordur.
Çünkü ben şunu biliyorum; Gençlerbirliği Kulübü için en önemli maçlar Ankaragücü maçlarıdır. Ankaragücü maçlarına ayrı önem verirler. Ankaragücü’ne karşı alt yapı oyuncuları da çıksa, herkes gerekli mücadelesini verir. Çünkü İlhan Cavcav Tesisleri’nde derbiler için özel motivasyon çalışması yapılır. Erzurumspor maçı unutulmuştur bile. Ankaragücü maçı için futbolcular üzerindeki psikolojik faktörler ve motivasyon çalışmaları başlamıştır. Özellikle Cem Onuk bu dönemde bu işte başrol oynuyordur. Çok değerli bir teknik adam olan Özcan Bizati’de ona eşlik ediyordur.
İşte bu tür faktörlerin Ankaragücü oyuncuları üzerine de etkisi sağlanmalıdır.
Bu iş için Beştepe’de özel bir çalışma yapılmalıdır. Bunu en iyi yapacak kişi de teknik direktör Hikmet Karaman’dır. Karaman motivasyon gücü ve liderliği ile oyunculara derbinin ne demek olduğunu üzerine basa basa anlatmalıdır.
Ankaragücü takımında bu kültürü en iyi bile oyuncu kaptan Korcan Çelikay’dır. Başta Korcan olmak üzere herkes maçın önemini oyunculara anlatmalıdırlar.
Bu maçlarda sahada dostluk filan olmaz. Çünkü şu an için can pazarındayız. Bakın hemen bir örnek vereyim. Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında oynanan Gençlerbirliği-Ankaragücü maçını hatırlayın. Aslında Gençlerbirliği, Ankaragücü’ne göre çok rahat konumdaydı. Ankaragücü adeta ölüm döşşeğindeydi. Ama o gün Gençlerbirliği oyuncuları inanılmaz bir mücadele örneği gösterdiler. Ben o günkü kadar hırslı ve ölümüne oynayan bir Gençlerbirliği takımını çok az izlemiştim. Berat Özdemir ve Sessegnon önderliğinde bütün takım maçı kazanma için müthiş bir mücadele ve savaş vermişlerdi. Ve Sio’nun golüyle de maçı hak ederek kazandılar. Çünkü Ankaragücü’nden çok daha fazla maçı istediler.
O maçtan önce aslında bir inanış vardı. Gençlerbirliği’nin maç fazla asılmayacağı filan düşünülüyordu. Ama öyle olmadığı sahaya çıkınca belli oldu. Ankaragücü’nü resmen kilitledir ve etkisiz hale getirdiler.
Yine aynı akıbetle karşı karşıya kalabiliriz.
Bunları Ankaragücü camiasında yazan çizen maalesef bir tek ben varım. Herkeste bir sessizlik, suskunluk var. Oysa bütün camia bu işe odaklanmalı.
Şimdi burada yapılması gereken şudur: Ankaragücü oyuncularına bu maçın önemi anlatılmalıdır. Takımın ligdeki konumunun yanısıra; karşılaşmanın değeri ve kökleri işlenmelidir. Oyuncular bu maça sıradan bir lig maçı formatında çıkmamalıdırlar. Zaten takımın ligdeki konumunu her oyuncu biliyor ve her oyuncu ona göre mücadele ediyor. Ama bu derbideki gelenek ve kültür iyi anlatılmalıdır.
Yoksa alınabilecek kötü bir sonuçla önümüzdeki hafta Beşiktaş’la da oynayacağımızı düşünürsek, yine sıkıntının tavan yaptığı kötü günlere döneriz.
Evet Pazar günü dev maça kısa bir zaman kala tüm Gençlerli abilerimizi, kardeşlerimizi buradan saygıyla selamlıyorum. Dost kaldık, bundan sonrada bu şehirde dostça yaşayacağız. Bizim dostluğumuz bakidir. Ama sahada dostluk olmuyor ve rekabet şart.
Ankaragücü futbolcuları fazla gaza gelmeden, oyunun kontrolünü ellerinde tutarak ve mümkün olduğu kadar erken gol bularak maçı kazanmaya çalışmalıdırlar.
Dilerim seneye; 2 Ankara takımı, yine Süper Ligde ve yine heyecanlı derbilerlerle mücadele etmeye devam ederler...
ORHAN SAL
Geçen yılki maçı Ankaragücü kazansaydı sezon sonu kümede kalmış olacaktı 35 puanla. Gençler 33 puanla küme düşecekti. Tabii covid nedeniyle düşme olmadı ama durum buydu normalde.
Önder
10-04-2021 14:43