Ankaragücü’nün efsane amigosu Hüsnü abiyi kaybettik. Hüsnü abinin sağlık durumunu bildiğim için aslında beklediğimiz bir vefattı. Ama yine de zor geldi.
Amigo Hüsnü çok büyük bir markaydı. Amigoluk geleneğinin son temsilcilerinden biriydi. Özellikle 80’li yıllarda tam anlamıyla Türk tribün camiasında 1 numaraydı.
Genç nesile belki abartılı gelebilir. Ama net olarak şunu yazayım; maç öncesi stadyum önünde maçın sonucu, oynanacak futbol kadar, Hüsnü Abinin maçtan önce ve maçta neler yapacağı konuşulurdu.
Maç öncesi çektireceği üçlü için beklenir ve hazırlıklar yapılır, bir baba hindinin heyecanı yaşanırdı.
Özellikle Ankaragücü’nün Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında çok büyük ses getirirdi.
Sahanın ortasına inip, üçlüyü çektirip sonra İstanbul tribünlerine şöyle bir bakardı. Hatta bazen rakip taraftarları kızdıracak bir harekette yapmayı ihmal etmezdi.
O anda rakip taraftarlar kızgınlıkla Hüsnü abiye sallarken, bizim taraftarda sanki maçta ilk golü atmışcasına coşkuyla güler, kahkaha atardı.
O arada sarı – lacivertli taraftarların “İşte babanız” tezahuratları adeta Kızılay’dan duyulurdu.
Maça birlikte gittiğim babama “Hüsnü abi ne zaman sahaya çıkacak?” diye sorduğum çok olmuştur.
Hüsnü Abi sahaya girip şovunu yaptıktan sonra, Ankaragücü tünelden görünür son sürat koşararak 19 Mayıs Stadı’nın zemininin ortasına gelir ve stadyumda bulunan yaklaşık 25-26 bin taraftarını selamlardı. O arada tribünlerden binlerce konfeti sahaya düşmüş olurdu. Sahanın tribünlere yakın bölgeler adeta bembeyaz olurdu.
Bunlar bir Ankaragücü maçı öncesi değişmez ritüellerdi.
Çocukluğumun belki de tek keyfi bu anları 2 hafta da bir yaşamaktı.
Bugün çok parçalı, bölünmüş ve çok gruplu Ankaragücü tribünleri o dönemde tek ses, tek yürekti.
Hüsnü abi bunu sağlardı. Zaten o sahaya inince 19 Mayıs Stadı’nda onbinlerce kişiden oluşan büyük ve düzenli bir koro aynı teahuratı yapardı.
Çok güzel, çok özel günlerdi çok.
Unutulamayacak günlerdi.
Düşünebiliyor musunuz, şimdilerde bir amigo saha ortasına inecek ve takımının tribünlerini hareketlendirecek, coşturacak.
Olmaz, olamaz, imkansız…
Son yıllarda Hüsnü abiyle birkaç kere röportaj yapma hamlem oldu. Ama maalesef sağlık sorunları nedeniyle gerçekleştiremedim.
1979 yılında Ankaragücü, Süper Ligde değildi. O yıldan bu yana (8 yaşından bu yana) çok ciddi bir şekilde bu kulübün peşindeyim. Tribün olarak en keyif aldığın dönem hangi dönemdi diye soracak olsanız, Hüsnü abinin en aktif olarak tribünlerde yer aldığı 80’li yıllar diye cevap veririm. Çünkü kavgada, karşılıklsız sevda da, çıkarsız tribün kovalamada hep o yıllardaydı.
Hem o yılları, hem de o yılların büyük amigosu merhum Hüsnü abiyi çok özlüyoruz…
Allah mekanını cennet eylesin. Ailesinin, sevenlerinin ve Ankaragücü camiasının başı sağolsun.
ORHAN SAL
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun yüzünde gülücükler eksilmezdi ışıklar içinde uyusun.
Zafer Ulu
21-11-2021 10:48