Galibiyet hasretine ivedilikle son vererek kötü gidişatı durdurmak zorunda olan Ankaragücü, Süper Lig'in 12. haftasında Ankara Eryaman Stadında İttifak Holding Konyaspor'u konuk etti.
Gol düellosu şeklinde geçen ve izleyenlere seyir zevki veren maçta Ankaragücü, İttifak Holding Konyaspor'u 4-3 mağlup ederek, 2020-2021 sezonundaki ilk galibiyetini elde etmiş oldu.
Geçtiğimiz haftalara oranla, Konyaspor maçına daha istekli ve konsantre bir havada çıkan Ankaragücü, 15.dakikada Konyaspor savunmasının ve kaleci Sehic'in hatası, Saba Lobjanidze'nin fırsatçılığının birleştiği pozisyon ile 1-0 öne geçti.
Karşılaşmanın 29.dakikasında, hakem Mete Kalkavan'ın -bana göre son derece hatalı bir kararla- Konyaspor lehine verdiği penaltıyı Uğur Demirok gole çevirerek skoru 1-1'e getirdi.
38.dakikada, bu kez Ankaragücü savunmasının bariz hatasıyla Milosevic topu ağlara göndererek Konyaspor'u 2-1 öne geçirdi ve takımlar soyunma odasına bu skorla girdi.
İkinci yarının hemen başında, Ankaragücü taraftarının sezon başından bu yana en fazla hayal kırıklığına uğradığı isim olan Börven, 48. Dakikada etkili bir kafa vuruşuyla skoru 2-2'ye getiren golü attı.
69.dakikada ise Ankaragücü kalecisi Ricardo Friedrich'in de büyük hatası sonucunda, Konyaspor'un sağ beki Skubic, jeneriklik bir kafa vuruşu ile Konyaspor'u yeniden 3-2 öne geçirdi.
78.dakikada, Joseph Paintsil'in Ankaragücü adına skoru 3-3 yapan golü geldi. Bu gol, Ankaragücü takımının attığı ilk iki golün aksine, biraz daha beceri kokan ve organize bir şekilde atılan bir goldü.
89.dakikada ise gelişen Ankaragücü atağında, ceza alanı içinde genç stoper Adil Demirbağ'ın topu elle yönlendirmesi sonucu, hakem Mete Kalkavan VAR'ın da yardımıyla penaltı noktasını gösterdi.
Bu noktada, maçın hakemi Mete Kalkavan'a seslenmek istiyorum. Gözünüzün önünde gelişen ve "penaltı gibi penaltı" tanımına uygun böyle bir pozisyona bile, VAR'ın yardımı olmadan karar veremiyorsunuz sayın Kalkavan! Bu VAR sisteminin, orta hakemlerin fonksiyonunu ve karar verme yeteneğini ciddi oranda azalttığı inancındayım. Birçok maçta orta hakemler, VAR'ın yardımı olmadan, en net pozisyonlarda bile karar veremiyorlar artık. Bu husus, karar verme sorumluluğunu almamak adına, sorumluluğu VAR hakemlerine yüklemek gibi bir duygudan kaynaklanıyorsa, Türk hakemliği adına çok üzülürüm.
Penaltıyı gole çeviren Emre Güral, Ankaragücü adına skoru 4-3'e getiren golü attı ve karşılaşma bu sonuçla sona erdi.
Maç değerlendirmemin sonunda, Bolingi'nin gördüğü "lüzumsuz" kırmızı kart hakkında bir yorumum olacak.
Takımın, sakatlıklar ve Covid-19 vakaları nedeniyle neredeyse her maça 1-2 kişi eksik çıkıyor. Bir de üstüne üstlük sen, "izahı olmayan" lüzumsuz bir hareketle, en kritik dakikalarda takımını yalnız bırakıyorsun. Sorumluluk duygusuna sahip olan hiçbir futbolcu, telafisi olmayan dakikada, hele ki hiç gereği yokken bu hareketi yapmaz. Biraz daha dikkat lütfen!
Sonuç olarak Ankaragücü; panik, üzüntü, heyecan, sevinç, coşku gibi farklı duyguları bir arada yaşadığı karşılaşmadan, kendisi için çok-çok önemli hayati bir 3 puan ile ayrıldı.
Ancak, Ankaragücü takımının özellikle 3-2 mağlup duruma düşene kadar sergilediği futbol, sezonun geri kalanı için yeterli olur mu? Hiç sanmıyorum. Hatta daha ileri gideyim… Ankaragücü, daha önceki oynadığı 1-2 maçta daha iyi oynamasına rağmen sahadan yenilgiyle ayrılmıştı. Yani diyeceğim odur ki, bu galibiyet kimseyi yanıltmasın. Takımın bundan sonraki maçlarda sahaya mutlaka ekstra bir şeyler koyulması gerekiyor. Bunun için de Lukasik, Assane, Börven gibi oyuncuların bir an önce form tutmaları gerekiyor.
Son olarak diyorum ki; Herşeye rağmen, (kadro dışı kalmasında affedilmeyecek derecede bir hatası-saygısızlığı yoksa) Alper Potuk'un affedilmesi ve sonrasında motive edilip kazanılarak takıma döndürülmesi gerektiğine inanıyorum. Unutulmasın ki, her ne kadar şu ana kadar formsuz bir görüntü çizse de, formuna kavuşmuş bir Alper Potuk bu takımın en etkili silahlarından biri olabilir. Böyle futbolcular kolay yetişmiyor, bu nedenle de kolay kaybedilmemelidir. İstanbul kulüpleri çok kolay bir şekilde futbolcu harcayabilir ama, Anadolu kulüplerinin böyle bir lüksü yoktur diye düşünüyorum.
Yorum Yazın