Pazartesi öğlen Trabzon’dan Başkent’e döndüm. Biraz kafayı toplamak, acımı yaşamak istiyordum. Ama inanılmaz dönüşler oldu. Bu bilgileri kamuoyuna aktarmak gerekliydi aktardık.
Yine onlarca dönüşler aldım ve devam ediyorum.
Bugün Faruk Koca ile de bir görüşme yaptım, bir çok etkin isimlede. Faruk Koca birçok şey söyledi. Ama bunları maalesef yazmamak kaydıyla söyledi. Çünkü kendisi açıklayacakmış! O yüzden yazmam mümkün değil. Ancak şunu söyleyim mevcut yönetim için “Yönetimde onlar var. Ne yapacaklarına karar vermeliler” ifadelerini kullandı. Yani İsmail Mert Fırat ve Yusuf Tanık’ı serbest bırakmış.
Ben Ankaragücü’nde önümüzdeki hafta bir takım gelişmelerin olabileceğini umuyorum. Ama yine bize beklemek düşecek maalesef.
Birde Faruk Koca canlı olarak bazı açıklamalar yapmak istiyor. Her şeyi anlatacak. Bunu da ilerleyen günlerde planlayacak.
HÜSEYİN AYTEKİN’E GEREKSİZ TEPKİ!
Hüseyin Aytekin bu yönetimin içinde gerçek Ankaragüçlü bir kaç kisiden biriydi. Böyle bir camiada belki de başkanlıktan sonra en zor görevi o yaptı. Yaptığı iş ateşten gömlek giymek gibi bir şeydi. Giydi de. Görevi süresinde hem Basın sözcülüğün hakkıyla yaptı, hem de sosyal medyayı iyi yönetti. Kulübü başarıyla temsil etti. Temsil kabiliyeti iyiydi. Ama hep oklar ona döndü. Ankaragüçlünün Ankaragüçlüye gücü yettiği için ve ondan başka kimseye ulaşılamadığı için hep ona vuruldu.
Şahsen benim de kendisiyle ayrıştığım zamanlar oldu. Mesela bayramlaşmaya gittiğimde kulüpte yarım saat fikirlerimizin uymadığı konularda fikir ayrılığı oldu. Onun fikirleri farklıydı, benim ki farklıydı. Ama sonuçta Ankaragücü menfaatleri için konuştuk ve sonuçta da kırgınlık filan olmadı.
Trabzonspor maçından sonra bana; yeni yönetimde görev almayacağını açık açık söyledi.
Yeni dönemde ne olur, kim gelir, ki gider bilemem. Ama Hüseyin Aytekin’in de görev almasını isterim.
Çünkü Aytekin şu anda kulüpte sadece basın sözcüsü değil, taraftarla da doğrudan bağı kuranlardan biriydi.
Mesela Trabzon’da maç sonunda taraftarla otelde yaşanan sorunu çözecek hiç bir yönetici yoktu ortada. Herkes toz olmuştu. Ama o anda bile hemen Aytekin’i çağrdılar ve taraftarla o muhatap oldu ve Trabzon emniyetiyle olayı tatlıya o bağladı. (Yanında Recep Poyraz'da vardı sanırım)
Sosyal medyaya ekibiyle birlikte verdiği katkıyı saymakla bitmez. Ama işte başarı gelmeyince “Ankaragücü’nü video mu kurtaracak!” deniyor. Bu da haklı bir serzeniş. Ama sportif başarısızlık Hüseyin Aytekin’e bağlı bir şey değil.
Hüseyin Aytekin mi sahaya çıkıp gol atacak?
Bakın herkesin bir sorumluluğu ve yetki alanı var. Aytekin alanını layıkıyla doldurdu. Hataları eksikleri yok muydu? Elbette vardır. Hem de bir çok. Ama o da doğaldır.
Bakın aslında Hüseyin Aytekin’in en önemli özelliğini buraya yazayım. Kulüp içinde yaşananları asla basından kimseye söylemedi. Ve ekibi de aynı şekilde 1 tane bile kulüp içi bilgiyi kimeye sızdırmadı. Hepsine helal olsun!
Bizim Aytekin’den aldığımız bilgi. Sakatlıklar, antreman saatleri, sosyal etkinlik varsa onlardı.
Mesela bir tane bile transfer ismini kimseye söylediğini ne gördüm, ne şahit oldum.
Sosyal medyada görüyorum. Hüseyin Aytekin’a hak etmediği eleştiriler var. Tabii taraftarların yüreği yanıyor Onlarda birilerine fatura kesiyorlar. Bu da en göz önündeki Aytekin oluyor.
Kulüpte hele saflar bir netleşsin de bakalım Aytekin’in durumu ne olacak?
ÇÖZÜM ANKARAGÜÇLÜLER GÖREVE!
Evet olan oldu maalesef. Artık önümüze bakacağız. Kulüp için herkes kendi mecrasında emek vermeye devam edecek.
Çözüm ise hem yönetimde, hem teknik heyette, hem de takım için de Ankaragücü aidiyetli insanlarla yol almak.
Bu konuyu sürdüreceğiz…
ORHAN SAL
Orhan Abi,Takım küme düşeli neredeyse bir hafta olacak. Yönetimden hiç ses yok. Sen takımı küme düşürmüşsün çıkıp da hâlâ tek söz söylemiyorsun. Bu tutumları dahi bunlardan yönetici falan olmadığının ve olamayacağının net göstergesidir. Abi size gazetecilik konusunda tavsiye vermek haddim değil ama hoş görünüze sığınarak şunu söylemek istiyorum: Artık "Off record kaydıyla konuştuk yazamıyorum." tutumu da inan itici olmaya başladı.Bunu yaparken kendinizce sebepleriniz oluyor mesela transfer zamanı,küme düşme mücadelesi içindeyken bu yaklaşımı sergilemenizi kısmen haklı buluyorum ama zaten olan oldu bu tavrı niye sürdürüyorsunuz ona anlam veremiyorum.SAYGILARIMLA.
MEHMET ÖNDER ERYÜREKLİ
31-05-2024 16:10