Ankaragücü’nün son kongresiyle ilgili düşüncelerimi sıcağı sıcağına kongrenin ardından yazmıştım. Bu yazıda geriye kalan konulara ve özellikle de Faruk Koca’nın vaadleri üzerine bir şeyler yazmak istiyorum. Son bölümde de Ankaragücü’nün yeni yönetimi hakkında bilgilendirme yapmaya çalışacağım.
Başkent ekibinde kongrenin ardından şimdi artık beklentiler üzerine değerlendirmeler yapabiliriz. Öncelikle yazının sonunda değineceğim gibi gerçekten mali gücü yüksek bir yönetim geldi.
Son yazımda kongredeki Faruk Koca, Mehmet Yiğiner ve Metin Akyüz’ün olgun, yapıcı ve birleştirici davranışlarını övmüştüm. Buradan gidersek Faruk Koca’nın kongredeki kargaşa dakikalarında, divan başkanlığına Mehmet Yiğiner’i önermesi gerçekten kongrenin seyrini değiştirdi. Tabi Mehmet Yiğiner’de yıllarca dernekçilikten gelen bir isim ve kongreyi çok iyi sevk ve idare etti. Söylemleriyle taraftarları sakinleştiriverdi.
Faruk Koca hakkında geçen yazıda unuttuğum bir şey de şuydu; tahriklere kapılmadı. Kendisine sağdan/soldan bir çok sataşma yapıldı. Hatta hakaretler bile oldu. Ama olgunluğunu korudu ve karşılık vermedi. Bakın orda işler karşılıklıya dönseydi, o kongrenin içinden çıkamazdık.
Gelelim vaatlere. Başkan adaylarından Metin Akyüz’ün kongreye gerçekten büyük katkısı oldu. Görevde olmadan, muhalefet yaparak da Ankaragücü’ne katkı verilebileceğine güzel bir örnek teşkil etti Akyüz. Kulübün sahipsiz olmadığını gösterdi. Ancak asıl faydası vaadler kısmında oldu. Faruk Başkan’ın onun söylemiyle alacağı evleri kulübe bağışlaması nereden bakarsanız 15 milyon TL. Demek. Bu rakam küçümsenemez. Bu TFF 1.Lig’deki takımların 1 sezonluk geliri kadardır.
Faruk Koca’nın 19 Mayıs Stadı söylemi de alkış aldı. Kendisinin görevdeyken stadyumun temelinin atılacağını söyledi. Doğrusu bu kanayan bir yaradır. Başkent’in bağrına saplanan hançerdir 19 Mayıs Stadı olayı. Bekliyoruz bu vaadini.
Borçsuz bir şekilde Süper Lige çıkan bir kulüp vaadine çok alkış aldı. Burada şöyle bir durum var. Yeni yönetimin mali gücü yüksek dedik. Tabii Kİ bu yöneticiler kulübe para da aktaracak. Ancak burada can alıcı nokta şudur; bu aktarılacak paralar kulübe borç olarak mı yazılarcak, yoksa hibe mi olacak. Eğer gelecek paralar “borç” yazılacaksa o zaman zengin yönetimin benim nezlimde hiç bir anlamı kalmayacaktır. Ama gelen paralar “hibe” olacaksa o zaman kulüp uçuşa geçer. Bunun cevabı net bir şekilde verilmelidir. Aldığımız bilgiye göre yeni yönetime giriş için 5 milyon TL istenmiş. (Hepsinden değil) Bu parayı veren yöneticiler; firmalarının reklamlarını stadyumun reklam panolarında döndürürler veya Ali Koç örneğinden olduğu gibi formalara yazdırılarsa, böylece verilen paraların kulübe katkısı olmuş olur, borç yazılmaz. Kulüp ve yönetici menfaatine olacak en iyi çözüm budur.
Ve tabii Saray tesisleri. Buraya gitmeyen bilemez. Bu tesisler anlatılmaz yaşanır. Muhteşem bir yerdir. Bir futbol pırlantasıdır. Çok övülen Altınordu’nun İzmir’deki tesislerine ben gittim. Orayla bile kıyaslanamaz. Stadyum, sahalar, kamp tesisi, idari binalar, küçük bir hastane, sporcuların kalacakları villalar, şehirden uzak mükemmel hava her şeyiyle güzel bir tesistir. Bu tesisi Ankaragücü’ne kazandıran heykeli dikilmelidir. Ancak sorun şudur ki; bu kadar devasa büyük bir tesisin aylık maliyeti de bir o kadar büyüktür. Söylenene göre aylık 4 milyon TL’lik bir giderden bahsedilmektedir. Bu maliyet eğer doğruysa, nasıl karşılanır orasını da bilemiyorum.
Gelelim delege sistemine. Ankaragücü’nde son yapılan 400’e yakın delegenin kayıt işlemleri ile ilgili kafalarda soru işaratleri var. Şöyle ki; delege yapısına bakıldığı ve kongrede kaybetme olasılığı olduğu görüldüğü, bunun üzerine apar topar bir partinin ilçe teşkilatından delegeler yapıldığı söylentileri var. Eğer bu tür bir işlem yapıldıysa da gerçekten kabul edilecek bir şey değil. Ankaragücü’nün bu türlü işlere malzeme edilmesini doğru bulmuyorum. Ankaragücü’nün delegesi Ankaragüçlü olmalı diye düşünüyorum.
Tabii biz Başkan Koca’nın bu vaatlerinin takipçisi olacağız. İnşallah sonunda kazanan Ankaragücü olacaktır.
Başkan Faruk Koca’nın samimiyetine inanıyorum ve güveniyorum. Sonuçta dediklerini yaparsa tarihe adı altın harflerle yazılcaktır.
Son olarak Faruk Koca’nın yönetim listesini ve kişilerin kurumlarını buraya yazlım ve tarihe not düşelim.
Faruk Koca
İsmail Mert Fırat (Fırat Life),
Feridun Geçgel (Astor Enerji),
Sezai Kahraman (Gentaş),
Cengiz Kaya (Ak Altın Madencilik) ,
Durali Akpınar (Söğüt İnşaat),
Murat Bayramoğlu (Avukat),
Kamil Karip (MYK Yapı-Mimarlık),
Hüseyin Akgül (Müteahhit),
Fikret Çimen (On Ofset) ,
Yusuf Buğra Tanık (Nata Holding),
Mehmet Şenal (Üntes),
Mehmet Şahin (Akaryakıt),
Hakan Bilgin (Saç Metal Sanayi),
Hakan Saral (Sanko Holding Ankara Dr.),
Soner Kurt (Altim Alüminyum),
Mustafa Başer (Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi),
Gökalp Üstün (Üstün Petrol),
Tan Alar (Hekim),
Caner Camcı (Alper Kağıtçılık),
Harun Oğraş (Müteahhit)
Yorum Yazın