Ankara futbolunun kötü günler geçiren kulüplerinden biri olan Gençlerbirliği, Süper Lig'in 11.haftasında namağlup lider Alanyaspor'u Ankara Eryaman Stadında konuk etti. Karşılaşmanın genelinde Alanyaspor'a oranla çok üstün bir futbol sergileyen Kırmızı Karalar, rakibini 2-1 mağlup ederek ilk yenilgisini tattırdı ve hayat öpücüğü niteliğinde bir 3 puanı hanesine yazdırdı.
İlk yarıda, önceki haftalara göre ofansif olarak iyi, defansif olarak da vasatın üzerinde (biraz da Alanyaspor hücumlarının etkisizliğinden kaynaklı) bir Gençlerbirliği seyrettik. İstekliydi… Nitekim, 41.dakikada Berat Özdemir'in etkili ve şık vuruşuyla gelen golle, Gençlerbirliği soyunma odasına 1-0 önde girdi.
İkinci yarıya çıkıldığında, tarafların futbolunda hiçbir değişiklik yoktu. Gençlerbirliği, elde ettiği skor avantajının da etkisiyle kontrollü ve akıllı oyununa, Alanyaspor ise etkisiz, pasif ve üretkenlikten uzak futboluna devam ediyordu
Derken, 75.dakikada Candeias'ın ayağından gelen golle 2-0 öne geçti Gençlerbirliği. Birçok şans faktörünün bir araya geldiği bu gol sonrası, Kırmızı Karalar'da rehavet belirtileri baş göstermeye başladı.
Skor 2-0'a geldikten sonra, ilk önce sağ bek Johansson'un, daha sonra da genç stoper Arda Kızıldağ'ın sebebiyet verdiği iki penaltı şoku yaşadı Gençlerbirliği.
78.dakikada gelişen Alanyaspor hücumunda, Gençlerbirliği ceza sahasına gönderilen uzun topta, rakibiyle birlikte koşan Mattias Johansson sol koluyla topun yönünü değiştirince hakem Fırat Aydınus, pozisyonu VAR'da inceledikten sonra penaltı düdüğünü çaldı.
Spor kanallarında yorum yapan hakem hocalarının bir kısmı bu penaltının doğru olduğunu ifade ederken, bir kısmı da penaltı ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını belirtti. Bana göre, penaltı kararı doğru olsa da olmasa da, bu penaltı Johansson'un hatası sonucu meydana gelmiştir. Vücudunu rakibin önüne koyarak, topun auta çıkmasını sağlaması gerekirdi.
Penaltı atışını Bakasetas gole çevirince skor 2-1'e geldi.
90+2. dakikada, bu kez yine Gençlerbirliği ceza sahasında cereyan eden hava topu mücadelesi sonucu Arda Kızldağ'ın Steven Coulker'e yaptığı hareketi VAR'da izleyen Fırat Aydınus, bir kez daha penaltı noktasını gösterdi.
Genç stoper Arda Kızıldağ'ın Coulker'e olan teması, son derece hatalı bir müdahale ama, bu hatası nedeniyle Arda'yı linçten ziyade bir derece olsun hoşgörebiliriz.
Akabinde, bir kez daha penaltı atışını kullanmak üzere topun başına geçen Bakasetas, Gençlerbirliği kalecisi Kristoffer Nortfeldt'in başarılı kurtarışı sonucu penaltıyı değerlendiremedi ve karşılaşma 2-1'lik Gençlerbirliği üstünlüğü ile sona erdi.
Alanyaspor önünde, Gençlerbirliği takımında her oyuncu üstüne düşeni gerektiği şekilde yerine getirdi. Yalnız, Gençlerbirliği hücum organizasyonlarının kilit isimleri Giovanni Sio ve Bogdan Stancu'nun form grafiklerini biraz yükseltmeleri gerekiyor. Onlar belirli bir form grafiğine ulaşmadan, Gençlerbirliği hücum organizasyonlarında sıkıntı yaşar.
Evet... Yazımın başlığında da belirttiğim üzere Gençlerbirliği, Alanyaspor önünde hayat öpücüğü niteliğinde bir galibiyet aldı. Ancak bu kritik galibiyet, Gençlerbirliği teknik heyetini ve futbolcuları aldatmamalı. Çünkü, son derece etkisiz ve üzerine rehavet çökmüş bir Alanyaspor vardı karşılarında. Gençlerbirliği takımının, hala çok büyük sorunları var. Böylesine rahat bir maçta bile, son 12 dakikada kazanılmış maçı tehlikeye sokmaları, hala takımda çok büyük eksikliklerin olduğunun en somut göstergesidir.
Başkentin süper ligdeki 2 takımı da zor günler geçiriyor ve puan cetvelinin dibine demir atmış durumdalar. Ancak Gençlerbirliği 8 puanla, 2 puanı olan Ankaragücü’ne nazaran yukarılara çıkma açısından daha ümitli.
Gençlerbirliği’nin en büyük şansı üzerinde yoğun bir taraftar baskısı olmaması. Yönetim ve futbolcular üzerinde yoğun baskı oluşturan bir taraftar gücü olmaması futbolcu ve yönetimi strese sokmuyor.
Ankaragücünde ise durum farklı. Bu konuyu daha detaylı olarak kaleme alacağım tabi ki. Ancak, şu gergin ortamı daha çok germemek adına ortamın biraz soğumasını ve herkesin daha mantıklı düşündüğü bir anı beklemek gerek diye düşünüyorum. Şu anda ne söylesek, ne yazsak faydası yok. Çünkü ağzı olanın ağzına geleni tartmadan söylediği, kalemi eline alanın aklına geleni ölçmeden yazdığı bir ortam, takımı daha fazla strese sokuyor.
Yorum Yazın