ANKARAGÜCÜ - BURSASPOR MAÇ SONU YAYINIMIZ... https://www.youtube.com/watch?v=Lmmn05YIH_4&t=92s
Ligin boyu kısaldıkça stres ve sıkıntı da artıyor. Yine maç öncesi yoğun strese girdiğimiz bir karşılaşma oynadık. Maçta da bu stres tavan yaptı.
Rakip kardeş takımımız Bursaspor’du. Öncelikle şunu belirteyim Bursaspor hak ettiği yerde değil. Puan cetveli son derece sıkıntılı görünüyor. Ama küme de kalacaklarına inanıyorum.
Ankaragücü için puan kaybının yaşanmaması gereken bir maçtı. İçeride oynuyorduk ve güç dengeleri Ankaragücü’nden yanaydı.
Fakat transfer yasağının kaldırılmaması ve santrfor transferinin yapılmaması takımdaki dengeyi ve oyun kurgusunu fena halde bozuyordu. Eren Derdiyok’un her geçen hafta daha da düşmesi, ona alternatif bir santrforun olmaması takıma aşırı etkiliyordu.
Mustafa Dalcı, formsuz ve yorgun Eren’in yerine santrforda Cem Ekinci ile başladı. Kenarlara ise Owusu ile Geraldo vardı. Ancak santrfor özelliği olmayan Cem Ekinci bölgesini dolduramadı. Aslında maçın başında Geraldo’nun getirdiği topa yaptığı bir dokunuş vardı. O gol olsa belki kendine gelebilirdi. Ama olmadı. Daha sonra bir pozisyon daha buldu, topu kontrolde zorluk çekti, bir şutu daha var. Bunlar sonuç getirmedi. Zaten daha sonra da sürekli yerini kaybetti. İlk 20 dakikada Owusu’nun da 2 pozisyonu var ki kaleci Erhan başarılıydı.
Bu pozisyonlardan sonra Ankaragücü devre sonuna kadar vasat bir futbol oynadı. Hatta oyunun tüm kontrolünü Bursaspor’a kaptırdı. Yeşil – beyazlılar yaklışık 25 dakika sahanın hakimiydiler. Burada orta sahada tecrübesini her geçen hafta daha da konuşturan, Abdullah’a iyi eşlik edemeyen İshak / Zahid ikilisinden bahsetmek lazım. Zahid ilk yarıda çok ama çok verimsizdi. Sanki ilk kez sahaya çıkmış gibiydi. İkinci yarın o da kendine geldi. Çok sevdiğimiz ve takdir ettiğimiz İshak’da maça kötü girdi ve daha sonrada verimsiz oynadı. 8 numara gibi oynuyordu. Ama o bölgedeki bir oyuncunun yapması gereken pas dağıtma işlerini yapamadı.
Orta saha ve hücum verimsiz olunca futbol da verimsiz oldu.
İkinci yarının başında yapılan 2 değişiklik takımı net ateşledi.
İshak/Şahverdi ve Cem EkinciAriyibi değişikleri cuk oturdu.
Mustafa Dalcı nasıl yanlış 11 ile sahaya çıktıysa, bu yanlıştan bu değişikliklerle döndü. Ariyibi sola, Owusu santrfora geldi.
Ankaragücü devrenin başlamasıyla birlikte tempoyu müthiş arttırdı. Ön de baskı yaptı, rakibi çıkarmadı, rahatsız etti. Golün geleceğin belliydi. Net pozisyonlara da girildi.
Şahverdi kritik pas hataları yapmasına rağmen takıma dinamizm kazandırdı. Ki Ali Kaan'ın girmesiyle de takımın dinamizmi iyice arttı. Çok koşan, pres yapan bu ikili takıma güç katkısı verdi. Ariyibi'de hazır görünmesine rağmen neden yedek bırakıldı anlayamadım. Ariyibi belki de maçı çeviren oyuncu oldu.
Ancak hücuma kalabalık çıkınca savunma güvenliğinde aksama oldu. İşte bu dönemde Bursaspor’un kaçırdığı 2 pozisyon var ki, telafisi olmayan pozisyonlar. Bursaspor bu pozisyonları gol yapsa, Ankaragücü’ndeki bütün ayarlar bozulurdu. Maçı çevirmek imkansız olurdu ve belki de şampiyonluk gidebilirdi.
Ama neyse ki atamadılar… Burada özellikle Pinto'nun kanadından gelmeleri dikkat çekiciydi. Acaba Erzurum'da savunma yönü daha güçlü olan Yasin mi tercih edilmeli diye düşünmüyor değil insan !
İşte özellikle Pedro’nun kaçırdığı pozisyon maçın dönmesine, dengelerin değişmesine sebep oldu. Ankaragücü Ariyibi’nin inat ederek, zorlayarak geliştirdiği atakta frikik kazandı. Topun başına geçen Erdem Özgenç muhteşem bir vuruşla beraberliği sağladı. Bursaspor golün şokunu atamadan bu kez Owusu, Ariyibi’den orta sahaya yakın bir noktadan aldığı topu sürerek, çok şık bir şut çıkardı ve kaleci Erhan’ın solundan ağlarla buluşan top hem 3 puanın, hem şampiyonluğun müjdecisi gibi oldu. Zaten takım ve Owusu gol sevincinde o kadar büyük bir reaksiyon gösterdi ki, şampiyonluk turu atar gibiydiler.
Golün ardından savunma güvenliğini ön plana alan bir takım vardı ve dakikalar eritildi.
Tabii maçta öne çıkan çok ilginç bir olayda taraftarın tepkisiydi. Taraftar ilk yarının son bölümünde ve ikinci yarının belli bir kısmında Mustafa Dalcı’yı ve takımı ciddi anlamda protesto etti.
Şimdi bu protestoların takıma fayda getirdiğini iddia eden bir kesimde olabilir elbette. Ancak ben bu konuda şöyle düşünüyorum. Taraftar protesto eder. Etmeli de ! Ama bu maç içinde olmamalı. Siz sanıyormusunuz ki, takımın kötü oyununu oyuncular bilmiyor, veya hoca görmüyor.
Hayır sizin, benim gördüğümü hoca da görüyor, topçu da görüyor, yönetici de. Ve bir müdehale gerektiği fark ediliyor…
Bursaspor maçının da ilk yarısındaki kadro tercihleri ne kadar yanlışsa, değişikliklerde o kadar yerindeydi.
Zaten değişikliklerle takım tempo yaptı, kazanmak isteğini hem rakibe gösterdi, hem de kendileri inandı. Zaten pozisyonlara da girildi. İşte bu ortamda artık taraftarın yapması gereken tek şey destek vermek olmalı.
Tepkiler; taraftarla takımın arasını açıyor.
Bunu söylerken de maçın ardından müziğin kesilmemesi ve takımın taraftarla bütünleşmeden soyunma odasına gitmesi de yanlış. Burada bir art niyet aramıyorum. Ama şu hassas dönemde bu tür konulara dikkat etmek lazım.
Zaten taraftar da en doğrusunu yaparak, stadı terk etmedi ve kaptan Erdem’de takımı getirdi.
Bu maçta tribünlerin daha kalabalık olması, daha coşkulu olması da sevindirici bir gelişmeydi.
Şimdi artık hedef Erzurum deplasmanı !
Zor bir deplasman. Ama Ankaragücü kolayı zor yapıp, zoru kolaylaştıran bir takım.
Zaten bunun için buralarda değil miyiz !
ORHAN SAL
Orhan bey merhaba Tesbitleriniz gayet yerinde.Maalesef ben protestoları yıllardır Ankaragücü nün yakasını bırakmayan siyasete bağlıyorum.Emin olun protesto eden arkadaşların bir bölümü yönetimle ters siyasi düşünceye sahip kişiler.Artık lütfen bu takımı siyaset üstüne taşıyalım.Saygılar.
Ömer Çelik
21-02-2022 22:54