BEŞİKTAŞ - MKE ANKARAGÜCÜ MAÇINI DEĞERLENDİRDİĞİMİZ SPORANKİ CANLI YAYINIMIZIN LİNKİ
https://www.youtube.com/watch?v=cEMwUo5rU9k&t=4403s
MKE Ankaragücü, deprem nedeniyle verilen aranın ardından çıktığı ilk maç olan Beşiktaş maçını 2-1 kaybederek kötü gidişini sürdürdü. Sarı – lacivertliler böylesine kritik bir dönemde oynadıkları son 3 lig maçını da kaybederken, 1’de BAY haftası geçirdiler. Böylece son 4 haftada sıfır çekmiş oldular.
Maç öncesi eş/dost/arkadaş klasiktir, arayıp sordular: “Abi maç ne olur?”
Cevabım net oldu. “Kaybederiz” dedim..
Peki neden? Ankaragücü, Beşiktaş’ı evinde 22 yıldır yenememiş, bu halde mi yenecekti.
Ki kadroları görünce zaten umudum kalmadı.
Şuradan başlayım…
Biraz hafızanızı yoklayın!
Ankaragücü takımı Mustafa Dalcı ile sezona başladı. Konyaspor maçının 30.dakikasından sonra, Hatay’da oynanan Gaziantep FK maçında ve Karagümrük maçında adamlar bizi elek ettiler. Girdikleri pozisyonların haddi hesabı yoktu.
Peki bu nedendi? Savunma bloğunun önünün kalabalık tutulmamasından, dirençsizlikten ve bunlardan dolayı da orta sahanın çok kolay geçilmesinden dolayıydı.
Orta sahayı kolay geçen her takım, Ankaragücü’ne karşı bol miktarda pozisyona girer.
Karagümrük maçının ardından Ömer Erdoğan’ın gelmesiyle bu sorunun çözüldüğünü gördük. Ömer Erdoğan takıma seviye atlatmadı. Beklentilerin gerisinde kaldı. Ama en azından bir oyun şablonu vardı. Ona bağlı kalıyordu. Takımın gücünü biliyordu. Takımın hücumda etkisiz olduğunun farkındaydı. Bu nedenle öncelikli hedefi savunma bloğunu ve önündeki orta saha oyuncularını sağlam tutuyordu. Ki onun döneminde maçlarda, rakiplere öyle aşırı pozisyon verilmedi. Rakipler fazla girecek delik bulamadı.
Ama Beşiktaş maçına baktığınızda yine ilk 3 maçtaki sorunla karşılaştık. Bir anda aynı tas, aynı hamam oldu. Rakip dalga dalga üstümüze geldi. Düşünen ilk 8 dakikada 0-3 olurdu. Veya ilk yarının uzatma dakikalarında 2 gol birden yiyebilirdik. Yenilen 2.gole bakın, orta saha elemanları nerelerde? Yerlerini nasıl kaybetmişler.
Peki takım ilk 3 maçtaki gibi futbol oynayacaktı da o zaman neden Dalcı gönderildi.
Beşiktaş ile oynuyorsan, önce savunma güvenliğini almak lazım. Bu kadar açık verilir mi?
Şimdi maçın sonucuna bakan insan “Vay be Beşiktaş Ankaragücü’nü zor yenmiş!” diyebilir.
Hayır öyle değil!
Beşiktaş daha ilk yarıda ağır bir farkı yakalayabilirdi.
Peki ilk 3 maçla, son maç aynı stilde futbol oynanması neye delalet.
Bilemiyorum artık.
Acaba bu maçlarda kadroyu başkası mı kuruyordu, yoksa taktiği başkası mı veriyordu.
YANLIŞ KADRO, ETKİSİZ TAKIM!
Öncelikle şunu söyleyeyim. Bu camiada Sedat Ağçay’ı en çok seven insanlardan birisi benimdir. Onun yıllarca takıma ne kadar katkı verdiğini en iyi gözlemleyenlerden biriyim. Manisa’da kazanılan şampiyonluktaki coşkusu, daha sonra Eryaman Stadı’ndaki Boluspor maçından sonraki coşkusu, takıma aidiyetini biliyoruz. İçimizden birisi. Bunların hepsinin farkındayız. Ama doğruları da yazmadan olmaz.
Sedat Ağçay, Ankaragücü’nde ilk maça çıktı. Elbette ilk maçta, hem de Beşiktaş ile oynuyorsan sonuca çok takılmamak lazım.
Ama ilk 11 tercihi , sonraki değişiklikler, değişikliklerin dakikalarına baktığımızda Sedat hocam sınıfta kaldı.
Bir kere İstanbul’da Beşiktaş’la oynuyorsan bu kadar yumuşak bir orta saha ikilisiyle maça başlanılmaz. Tabii ki Pedrinho/Zahid ikisinden bahsediyorum. İçeride olur. Ama deplasmanda ikisinin aynı anda, böylesi bir maçta sahada olması çok lüks. İkisinin de savunma yönü çok zayıf. Oysa Taylan veya Dokanoviç ilk 11’de başlamalıydı. Hadi başladın ikinci yarının hemen başında değişiklik yapılmalıydı. Sahi o kadar para verilen Dokanoviç neden oynamadı?
Pedrinho büyük ama çok büyük bir hayal kırıklığı. Hatta balon çıktı. Bakın tıkanan maçta golü onun yüzünden yedik. Taca çıkan pozisyonda gereksiz bir faul yaptı ve devamı gol oldu. Allah şahittir ki, o anda golü yiyeceğimizi anladım.
62.dakikada Beridze, 78.dakikada Pedrinho oyundan çıktı. Sedat Hocam bu ikiliye nasıl bu kadar sabrettin? Bak biz izlerken bayıldık artık! İkisinin de yürüyecek hali yok. Bu adamlara neler oluyor?
Nasıl her geçen maçta daha da geriliyorlar. Ki bu adamlar oynayamamaktan dert yanan oyunculardı.
Oynadınız da ne yaptınız?
Taylan Antalya’nın girmesiyle nispeten takım toparlanma emareleri göstermeye başladı.
89.dakikada 2 değişiklik daha yapıldı. Yeni transferler Oko ve Milson oyuna girdiler. Milson girer girmez şut denedi. Tamam zayıf şutlardı ama sonuçta denedi. Beşiktaş deplasmanında oynuyorsun. En azından 2.devre başında Milson sahaya atılmalıydı.
Hızıyla, çabukluğuyla karıştırdı rakip defansını.
Son 10 dakikalık oyunu baz almayın İnsanı kandırır. Çünkü o bölüme kadar rakip en az 5-6 tane pozisyonu değerlendiremedi.
Kimseye akıl vermek benim haddime düşmez. Ancak Faruk Koca’nın Sedat Ağçay’ı takımın başına tecrübe kazanmadan getirilmesi büyük bir hatadır. Sedat Hocam, önce alt yapılarda, alt liglerde biraz pişseydi de sonra gelseydi daha iyi olmaz mıydı? Hem kulüp, hem de kendisi açısından en iyisi bu değil miydi? Sedat Ağçay’ı severim o ayrı konu. Ama Ankaragücü’nü daha çok severim. Takım zor bir sürece girdi. Düşme hattına yanaştık. Alt taraf yanaştı. Yeniden küme düşmekten korkuyoruz.
Ve Ersun Yanal’lı Alanyaspor ile karşılaşacağız. Üstelik bu takım bize hep ters geliyor.
Sabır, şans ve güç yanımızda olsun.
9 TRANSFER
Ankaragücü 21 transferle kapattığı yaz transfer dönemine 9 transferle de kış transfer dönemini ekledi.
Bu sezon toplam 30 transfer yapıldı.
Böyle bir sirkülasyonda başarı gelme şansı yok.
İşte transfer edilen 9 oyuncu:
1-BEVİÇ SELAD MOUSSİTİ OKO
2-ANDREJ DOKANOVİÇ
3-FELİCİO MENDES JOAO MİLSON
4-HASAN ALİ KALDIRIM
5-ENOCK KWATENG
6-ARDA KIZILDAĞ
7-STELİOS KİTSİOU
8-GÖKHAN TÖRE
9-MATEJ HANUESEK
ORHAN SAL
Ünal Koçer bey merhaba, Sanırım siz son yayınımızı tam olarak izlememişsiniz. Keza o yayında söylenmedik söz, eleştirmedik hiç bir şey bırakmadık. Bu yazıda yazılanların çok daha fazlası, çok daha ağır eleştiriler o yayında yapıldı. Ancak insanlar (sizin için söylemiyorum) yayınlarda karşıdakine hakaret etsin, küfür etsin, tehdit etsin istiyorlar. Bu ülkenin hakim olan dili böyle olduğu için de daha fazla bekleniyor. Ama biz hakaret ederek yayın yapmıyoruz. Biz söylenecek şeyleri daha ılımlı, daha uygun bir dilde ifade ediyoruz. O yüzden zaman zaman farklı anlamlar ortaya çıkabiliyor.Ki Allah'a şükür bizim ne kimseden bir çekincemiz, ne de kimseye bir diyet borcumuz var. Ankaragücü menfaatleri ne gerektiriyorsa, karşımızdaki kişiler kim olursa olsun sorarız veya yorum yaparız. Bu konuda zerre çekincem, korkum, kaygım veya kimseyle bir göbek bağım yok. O yüzden çok çok rahatım. Tek rahat olmadığım konu MKE Ankaragücü'nün kötü gidişi ve adım adım eriyişidir. Gerisi beni asla bağlamaz. Eleştirdiğimiz insanlar bugün buradalar, yarın yoklar. Ama biz ölene kadar buradayız... Başkaları bizden çekinsin. Saygılar.
ORHAN SAL
07-03-2023 15:52