Türkiye’nin başkentinin derbisi anlaşılan spor kamuoyunun hiç ilgisini çekmemiş. Ulusal medya bu derbiden habersiz gibiydi. Yayıncı kuruluş derbiyi maçların en az izlenen saati olan 13.30’a planlamış. Futbol Federasyonu da adeta “şu maç oynansın da bitsin” havasında… Ankara futbolu bunu hak ediyor mu derseniz maalesef ediyor. Takımlarımızın puan sıralamasındaki yerine bakın… Düşme adayı 5 takımın adı sayılıyor, bunların ikisi Ankara takımları… Sadece sportif başarısızlık mı? Bu yönetimlerle bu kulüplerimiz ligin ilk iki sırasında olsa gene ilgi çekmez. İstanbul takımları ilgiyi artırmak için maçlarını “dünya derbisi” olarak nitelendirip dünyayı kendilerine güldürüyor. Bizim kulüplerimiz başkent derbisini bir marka haline getirebilmek için ne yapıyor? Maçtan önce bir demeç bile vermiyorlar.
Maçın favorisi bence Ankaragücü idi. Gençlerbirliği’nin iki stoperi Diego ve Toure’nin yerine genç Arda ve sol bek Halil İbrahim oynadı. Sağ bek Johanson’un yerine hayatında ilk defa Süper Lig maçına çıkan Ömürcan oynadı. Sol bek Polomat biraz üzerine gidince kolay hata yapan bir oyuncu. Saba ve Paintsil gibi etkili kanat oyuncularına, Pinto ve Kitsiou gibi hücuma çıkmayı beceren beklere sahip olan Ankaragücü’nün kale çizgisine inip yapacağı ortalarla Gençlerbirliği savunmasını geçebileceğini düşünüyorduk. Ancak Ankaragücü’nün de enteresan bir kadro tercihi vardı.
Orta sahanın ortasında sol bek Pinto, Atakan ve Ender Aygören ile başladı. Atakan savunmacı bir orta saha oyuncusu. Pinto sol bek olarak iyi, orta sahada yetersiz. Bu maçta çok top kaybeden Ender hücuma katkısı sınırlı bir oyuncu. Bu üç oyuncu ile orta sahada pas yapmak, topu rakip alana taşımak çok zor. Bence doğru orta saha kurgusu Atakan, Lukasiç ve Emre Güral şeklinde olmalıydı. Emre Güral futbolu iyi bilmesine rağmen ceza sahasında ağır kalıyor ve son vuruşları iyi değil. Forvet arkasında oynadığında golde olduğu gibi anahtar pasları atabilecek bir oyuncu. Yerine ileri uçta son vuruşlarda etkili Borven oynasa savunmada 3 eksik oyuncu ile oynayan Gençlerbirliği karşısında skoru değiştirme ihtimali yüksekti.
Buna karşılık Gençlerbirliği orta sahasında Berat Motta ve Murat Yıldırım oynadı. Berat Süper Lig karyerinin en iyi maçını oynadı. Golünü atmakla kalmadı savunmadan oyunu çok iyi kurdu. Orta sahada Motta ile birlikte çok iyi savunma yaptı. Murat Yıldırım da istekli ve etkili oynayınca orta sahada Gençlerbirliği daha diri göründü.
Ankaragücü savunması bu maçta çok hata yaptı. Sarlija fena değildi ama Ankaragücü Pazdan’ı aradı. Atila Turan hücuma hiç katkı sağlayamadı. Başta Stancu olmak üzere Gençlerbirliği forvetleri bu kadar kötü olmasa Erdi’nin hataları pahalıya mal olabilirdi. Goller bariz savunma hatalarından geldi. Gençlerbirliği’nin golünde Kitsiou ve Pinto, Ankaragücü’nün golünde Halil İbrahim çok hatalıydı.
Bu maçın en iyilerinden biri de Gençlerbirliği’nin genç stoperi Arda oldu. Hava toplarının tamamını aldı. Yerden gelen topları da çok iyi kesti. Hava toplarında daha iyi olan Bolingi’nin sahada olmaması işini kolaylaştırdı. Bundan sonra her geçen gün daha iyi olacağını düşünüyorum. Ömürcan ilk kez forma bulduğu maçta başarılı oldu. Önceki maçlarda olduğu gibi takıma yine Gençlerbirliği’nin altyapısından gelen oyuncular sahip çıktı.
Her iki takımın kalecisi de kritik dakikalarla yaptıkları kurtarışlarla alınan puanlarda pay sahibi oldular. Ankaragücü’nde Atakan, Saba ve kaleci Fredrich sahanın en iyileriydi. Maç 1-1 olduktan sonra galibiyete yakın olan taraf Ankaragücü idi. Mustafa Kaplan’ın sahada adeta gezinen Stancu’ya 82 dakika tahammül etmesini yadırgadım. Sonradan oyuna giren Ayite’nin de Stancu’dan farkı yoktu. Sefa’yı rakip kalede tehlike yaratırken görmedik bu maçta.
Mücadele dozu ve temposu yüksek olan derbide hakem Yaşar Kemal Uğurlu iyi bir maç yönetmedi. Karşılıklı çalmadığı 2 penaltı pozisyonu var. Diğer maçlarda çok ucuz penaltılar verildiğinden taraftarlar doğal olarak bir beklenti içine giriyor ancak bence her ikisi için de penaltı çalınmaması daha doğru karardı. İlk yarının sonunda Ankaragücü lehine vermediği serbest vuruş, karşılıklı göstermediği sarı kartlar ve Polomat’ın şutunda top kaleye giderken sakatlık nedeni ile oyunu durdurması hatalıydı. O şut gol olsaydı tam bir skandal olurdu.
Maçın ardından Mustafa Kaplan ve Berat’ın demeçleri Ankaragücü cephesinde çok tepki çekti. Maçın sonunda ne yaşandı bilmiyoruz ama her iki demeç de Gençlerbirliği’nin centilmenliğine yakışmadı. Bir asırdır devam eden ezeli rekabet, ebedi dostluğu zedeleyecek bu tür hareketlerden kaçınmak gerekir. Her iki takımın ligdeki konumundan dolayı yaşadıkları baskı ve derbi heyecanının stresinden kaynaklanan maksadını aşan sözler olduğunu varsayıyorum. Başkent derbilerini hamaset ile değil oynanan güzel futbol ile Türkiye derbisine dönüştürelim.
Karşılıklı verilmeyen iki penaltı derken, maçı bastan sona izledik. Ankaragücü'nün penasltısı verilmedi. Gençlerbirliği'nin penaltı bekleyebileceği bir pozisyon yok. Bunu tek söyleyen kişi de sizsiniz. Gerçekten doğru maçı mı izlediniz acaba
Arda
22-12-2020 20:10