Boluspor maçına çıkılan ilk onbiri Mustafa Dalcı daha önceki haftalarda bozmasaydı ne olurdu acaba?
Çok mu zordu Adana’da, İzmir’de, Samsun’da bu onbirle maça başlamak!
Tabii ki değildi. Ama egolar yüksek olunca böyle oluyor!
Erdem, Samsun’da keyfi kadroya alınmadı. Sonuç bir sürü duran top kullanıldı, hepsi rakibe gitti.
Erdem’i Bolu’da kadroya aldın. Sonuç Erdem daha 6.dakikada fişi çekti.
Erdem’in saha dışı ne yaptığına bakmam. Ama sahada ne yaptığına bakarım. Erdem 37 yaşında lider oyuncu. Elinde Erdem varsa 11’e yaparken tahtaya ilk onun adını yazacaksın!
Peki Sinan, Eren, Akın ilk 11’den neden kesik yedi?
Ben bilmiyorum. Bilen yazarsa ben de öğrenirim.
Akın Alkan maçın adamı. 1-0'ken Kabongo'nun kafa şutunu çıkardı ve maçı çevirdi.
Ankaragücü zorlu Bolu deplasmanında kazandı. Küçümsemiyorum. Çok iyi bir galibiyet. Bu ligde alınan her 3 puan değerli. Rakip fark etmez. Hanane yazdıysan 3’ü olay biter.
Ama Boluspor’un 8 günde 3.maçına çıktığını es geçmeyelim. Rakip yorgundu. Ankaragücü ise dinlenmiş ve zinde çıktı sahaya.
İlk 20 dakika Ankaragücü net üstündü. Gol de geldi. Ama 20’den sonra takım durdu. Defansa çekildi ve oyunu hep kendi sahasında kabul etti. Oysa kontratağa çok uygun silahlar vardı Ankaragücü’nde. Klasik bir 1.Lig maçı olarak ilk yarı kayıtlara geçti. Duran toptan atılan bir gol ve üzerine yatış !
İkinci yarının başında oyun aynıyken, 2.gol geldi.
“Oh nihayet rahat rahat bir maç izleyeceğiz!” dedik.
Ama takım haddinden fazla geri çekilince yine sıkıntı bastı.
Oyun neredeyse Ankaragücü ceza sahası içinde oynanıyordu. Böyle olunca da pozisyonlar veriliyor, rakip penaltı beklentilerine sokuluyordu.
Nihayetinde böyle olunca hakem bir de penaltı yarattı. Allah’tan penaltı kralı Bregu yoktu da kaçırdılar. Yoksa son 10 dakika bize bitmezdi.
Ve sonuçta karşılaşma 2-0 sona erdi.
Bu zor dönemde ilaç gibi bir 3 puandı.
Ama oynanan futbol kimseyi tatmin etmedi doğrusu.
Hangi takım 8 günde 3 maç oynadı anlayamadık! Çünkü Boluspor çok daha diriydi. İkili mücadeleri kazandı. Baskı kurdu.
Ankaragücü ise kontratak oynamaya çalıştı. Ama çıkışlarda bir türlü doğru pas trafiği kurulamadı. O yüzden ataklar daha başlamadan eridi.
Sadece gün kurtarıldı.
Mustafa Dalcı, hafta içinde Radyo Ostim’de Atila Kiper’in programına çıkıp ilk kez konuştu. Ancak söyledikleriyle iletişimsizliği keseceğine, taraftarın daha fazla tepkisini çekti. Söylemleri kimseyi tatmin etmedi.
Tek üzüldüğüm konu bugüne kadar yaptığı işlerle Ankara’ya büyük hizmet veren gazeteci arkadaşımız Atila Kiper’in hak etmediği eleştiriler alması oldu. Normalinde Kiper sorması gereken her soruyu sordu. Ama yanıtlar tatmin etmedi. Camianın Mustafa Dalcı sevgisizliğinin faturası ise işini adam gibi yapan Atila Kiper’e çıktı.
Gelelim bu haftaya. Rakip Keçiörengücü! Öncelikle Ankaragücü taraftarı Keçiörengücü’nü sahaya çıkarken alkışlamalı. Çünkü Ankaragücü halen şampiyonluk potasında yer alıyorsa, bu Keçiörengücü’nün Ümraniye, Bandırma ve Erzurum’a darbe vurması sayesindedir. Zor maç olacak. Keçiörengücü’nün kötü savunması, iyi hücumu var. Etkili ayakları var. Bizden uyarması.
ORHAN SAL
Nadir Gibi Mustafa DALCI da Ankaragücü'ne uymamıştır. Ne yapsa olmuyor, konuşmuyor olmuyor konuşsa aynı şeyleri tekrar ediyor (Sağ kapalıyı, sol kapalıyı, maratonu falan filan) bunlar gereksiz ifadeler, samimi de değil. hepimiz biliyoruz ki Mustafa Dalcı üstün karakteriyle Türk futboluna kazandırılmak isteniyor. Ona bu kadar Ankaragücü tecrübesi yeter, arkasında duranlardan rica ediyorum kendisine başka bir takım bulsunlar biraz da oralarda tecrübe etsin. Ankaragüçlüler birisinden vaz geçmişse ağzıyla kuş tutsa hava civadır. Neden Ankaragüçlülerin istemediği hocalar dayatılıyor anlamıyoruz. Bir Ümit ÖZAT faciası bu takımı 2.Lige kadar götürdü, Ankaragüçlülerin kimyası bozuldu, Ankaralı Z kuşağı Ankaragücünü tanımadı. Sayın yöneticiler olmuyor zorlamayınız. hep beraber batarız yapmayın.
mercan
20-12-2021 13:42