Dün konuşululanlar:
- Hakemleri 4 saat soyunma odasından çıkarmamışlar. Beyefendi aramasaymış başkan gelene kadar tutacaklarmış.
- Hee, benim de kulağıma geldi, çok ayıp etmişler yav… Ben ikaz ederim onları…
- Başkan “Silahım yanımda olsaydı o hakemi vururdum” demiş ekranda.
- Canı yanmış, ne yapsın adam, hakemi mahkemeye mi versin allaasen…
- Filanca takımın otobüsünü kurşunlamışlar. Maça çıkmayacaklarmış.
- Olur mu öyle şey, adam mı ölmüş? Hükmen mağlup ilan ederiz, ona göre…
- Hakemler kendilerini soyunma odasına zor atmışlar.
- Ama hakemler de çok kötü maç yönetmiş. Adamlar yüzde yüz haklı…
- Rakip takım önde iken devre arasında soyunma odasına kovalamışlar. Engellemeye çalışan bir polis memuru bıçakla yaralanmış. İkinci yarıya çıkamamışlar, bir de hükmen mağlup ilan edilmişler.
- Bu öfke niye ki, ben söylerim bir daha yapmazlar öyle şeyler… Maçı da baştan bir daha oynatırız.
- Falanca takımın başkanı “Hakemleri gördüğünüz yerde sıkıştırın, hesap sorun” demiş.
- Şaka yapmıştır canım, olur öyle şeyler…
- Filanca takımın başkanı “Bu hakemlerle bu lig bitmez. Yabancı hakem gelsin” demiş.
- Doğru söylemiş. Yerli malı haftası mı kutluyoruz?
Bugün konuşulanlar:
- Ankaragücü Başkanı hakeme maçtan sonra yumruk attı…
- Hee, beni de dövdüydü zamanında…
- Vahşet bu… Vandallık…
- İnanamıyorum… Hem de bu ülkede…
- Hakem hatası konuşmak nedir yav? O da insan…
- Tabi tabi, maçtan sonra sadece maç konuşulmalı. Hakem değil.
- Hakemlere kalkan eller kırılsın…
- Ben de bi ara “Hakem düdüğünü assın” diye hırlardım ama pişmanım. Meğer melek gibi adamlarmış…
- Puanı silinsin, yok yok, ligden düşürülsün…
- Kulübün kapısına kilit vurulsun…
- Mevzuatta en fazla saha kapatma cezası var.
- Mevzuat değiştirilsin.
- Hukukta değişiklik geçmişe yönelik işletilemez.
- Neyse ne… Düşürülsün…
- Bunları var ya, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde darbeciler çıkardı.
- Sonra 2. Lige kadar inip geri geldiler ya…
- Ne fark eder, kapatılsın…
- Zamanında şike de yaptılardı…
- İyi de şikeden hapse giren senin başkanın…
- Fetöcüler yaptı onu…
- Maçlarını yönetmeyiz…
- Haydi inşallah… Çok memnun oluruz…
- Sen ne düşünüyorsun?
- Kim yapmış, kime yapmış, nerede yapmış, ne zaman yapmış? Kameralar çekmiş mi?
- Ne yaptığı önemli değil mi?
- Sence?
Anayasamızın ilk cümlesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin, laik, demokratik, sosyal "medya", hukuk devleti olduğu yazar. Sakın karıştırmayın ha, sosyal, hukuk devleti yazıyor, sosyal medya devleti değil. Mahkemeler sosyal medyada kurulmasın.
Nasıl yaparız da bir daha böyle kepazelikler yaşamayız? Önce suçların cezası caydırıcı olmalı… İnsanlar kendi adaletini kendi sağlama ihtiyacı duymamalı. Kurallar herkese eşit şekilde uygulanmalı… Suçun bireyselliği ilkesi göz ardı edilmemeli… Kişilerin hataları kurumlara mal edilmemeli… Ve insanlarımız hiç bir canlının canını yakmayacak kadar insan olmalı… Bu ülkede bunlar mümkün mü? Hayal edebildiğiniz her şey bir gün gerçek olabilir… İnsanı düzeltirsek hepsi düzelir. Ben umutluyum.
Yorum Yazın