Kongre ile ilgili analizlerimin 2.kısmında bazı konulara değineceğim.
Hepinizin takip ettiği gibi yakın zamanda delege sayısı 1600 civarıydı. Ama liste güncel değildi. Vefat edenler bile listede yer alıyordu.
Kongre gününde delege sayısının 2069’a yükseldiğini öğrendik. Yani kısa zaman içinde yaklaşık 400 ilave delege yapılmış. Bu durumdan dolayı salonda Murat Ağcabağ, İsmail Mert Fırat’a tepki gösterdi.
1-2 hafta içinde gerçekleşen bu 400 civarı artışı tabii ki tasvip etmiyoruz. Bu normal bir durum değil. Asla adil değil!
Bu kadar artış kongrenin tamamen seyrini değiştirebilcek bir durum. Böyle bir artışla girilen kongerde muhalif olarak kim aday olursa olsun seçilme şansı asla yok.
Bu konuda Ankaragücü yönetiminin de şöyle oturup, biz ne yaptık diye özeleştiri yapması lazım.
Ancak burada Ankaragücü camiası da kendi içinde bir özeleştiri yapmak zorunda.
2069 delegeden sadece kongreye 1124 delege katıldı. Bunlardan da sadece 888 delege oy kullandı.
Yani kongreye 945 delege gelmedi.
Gelenlerden de 236 kişi oy kullanmadan, salondan ayrıldı ve gitti.
“İddia ederim ama ıspatlayamam” diye klasik bir söylem var.
Evet benim iddiiam şudur; oy kullanmadan ayrılan 236 delege muhalif kanada oy verebilecek delegeydi.
Peki neden oraya kadar gelmelerine ragmen oy kulanmadılar? Ben çıkanların bir kısmına sordum. Oy kullanma yerinin çok kalabalık olduğunu söyleyen de vardı, salonun genel görüntüsüne baktıklarını, oy vermelerinin sonucu değiştirtirmeyeceğini düşünenler de vardı.
Bu yanlış bir davranış!
Oraya kadar gelip, oy kullanmamak olmaz!
Bakın Ankaragücü camiasında şöyle bir sıkıntı var. Delege olmak için bugüne kadar 300-400 kişi çabalamış, gerisi umursamamış.
Delege olanlar da oyunu kulanmadan evini yolunu tutuyor.
Yani?
Bir kısım taraftar; her şeyi, herkesi eleştiriyor. Ama delege olup, kulüp yönetiminde müdahil olmaya çabalamıyor.
Delege olan da salona geliyor ama oy kullanmıyor…
Reelde sayılar hep küçük kalıyor. İşte toplasan 2000 delege. Bunlarında büyük kısmı kim bilmiyoruz!
Ama sanalda bakıyorsunuz, sosyal medyaya binlerce insan, sabahtan akşama kadar durmadan eleştiriyor.
Tabii çok çok istedikleri halde delege olamayanlar da var. Bunları asla bu katagoriye sokmuyorum. Çok duyarlı, kulüpte söz sahibi olmak isteyen, kongreye gelip oy kullanamadığı için içi kan ağlayan binleri bu söylediklerimden ayrı tutuyorum.
Peki soru şu? Camia takımına sahip çıkmıyorsa, sonra istemediğiniz aday seçildiğinde itiraz etme şansınız var mı?
Bakın bu yazıyı okuyan arkadaşlar, ben 2012 yılında kulübe üye olduğumda Amerikan vizesi almış kadar mutlu olmuştum.
Kulübe üye olmak benim için büyük gurur ve onurdu. Bu ayrıcalığı kaçırmayın derim ben.
Ancak kulüp yönetimi de delege olabilme yolunu açmalı. Mesela 2 yönetici referansı var. Bu kesinlikle kalkmalı. Taraftar parasını yatırdıkdan sonra kolayca kulübü üye yapılmalı.
Öte yandan kongreye gelip oy kullanan bir sürü genç kardeşimiz vardı. Bunu gördüm. Bugün onlara, gruplarla hareket edip, mevcut başkan İsmail Mert Fırat’a oy attılar diye camiada büyük tepki var.
Onlara da kızmayın. Bakın 3-5 sene sonra bu genç kardeşlerimizin yaşı büyüyecek, olgunlaşacaklar. İşte o zaman kendi iradeleriyle oy kullanmaya başlayacaklar. İşte o zaman vicdanarının da sesini dinleyerek, objektif bir şekilde oy kullanabilrler.
Kongre izlenimlerim 3.bölümle devam edecek…
ORHAN SAL
Orhan abi ismin ve çabaların olmasa zerre miskal Ankaragücünu takip etmek istemiyorum. Parmağım klavyeye alışmış hergun sporanki ye birkaç kez istemeyerek de olsa giriyorum. Kim oy vermiş kim vermemiş kim eleştirmemis. Vizyonsuz yönetim tam da kendine yakışır bir sportif direktör ile görüşüyormuş.
Hüseyin
02-07-2024 18:13