Ankaragücü, tam 19 yıldır puan alamadığı İstanbul’un bir semt takımı olan Beşiktaş deplasmanında rakip bulamayınca kendi kalesine de rakip kaleye de goller atarak oldukça ilginç bir sonuç elde etti.
Öyle ki maçı Trabzonspor karşısında olduğu gibi bir macera aranır mı diye korku ile izlemeye başladık. Sakatlar ve cezalılar zaten dar olan kadroda Hikmet hocayı zorlar diye düşünürken, hoca yine tecrübesini konuşturdu ve elindeki malzeme ile yapabileceği en iyi kadroyu çıkardı.
Maçın ilk yarısı Beşiktaş’ın her yere düşmesi ile lehinde karar veren Halis Özkahya’nın anlamsız düdükleri ile zorlaya zorlaya kalemize getirilmesi ile geçti diyebiliriz.
Skoru ikinci yarıya taşıyabilir miyiz diye düşündüğümüz ve ikinci yarı planlarını yazdığımız nokta da, daha ilk dakika hakeme “var” daveti yapan hakem heyeti, uzatmanın uzatmasında yapılan faulü görmedi ve ilk yarı maalesef hiç beklemediğimiz bir gol ile sonuçlandı.
Sakatlardan dolayı hamle oyuncusu şansı oldukça düşük olan Hikmet Karaman, elindeki ofans oyuncularından Badji’yide kaybedince oyun için değişiklikler ile maçı nereye götürür diye düşünürken geçen hafta Gençlerbirliği maçında da gördüğümüz farklı bir ikinci yarı oynadı.
Rakiplerin hesaplarını karıştıran cesur futbolu oynatan Hikmet Hoca, şampiyonluğun en büyük adayı olan Beşiktaş’a adeta bir kâbus gibi çöktü ve oyunu ne kadar istediğini gösterdi.
Takımdaki ruhun teknik heyetten futbolculara kadar herkeste aynı ciddiyette olması gerçekten başarıyı getiren en önemli faktörlerden birisi… Hocanın kendi kalesine iki gol atan Kulusic’i oyunda tutarak oldukça önemli bir hamleyi de yapmış oldu. Maçın içerisin de küçük ama oldukça etkili hamleler bazen sonucu belirleyebiliyor. Bu yapılmayan hamlede takımın özgüveni açısından önemli bir gösterge diyebilirim.
Takım artık yenilgiyi hiçbir şartta kabul etmiyor. Hakemin bütün çabalarına rakibin garip baskı kurma çabalarına rağmen sabırla oyunda kalıp sonuç almak istiyor.
Bu durum başarıyı getiriyor. Beşiktaş şu an ligin lideri ve şampiyonluğa en yakın takım görünümünde ancak bu oyunla ve bu oyuncu grubu ile buralara nasıl gelmişler anlamak mümkün değil.
Böyle bir deplasmanda kendi kalesine 2 gol atıp demoralize olan bir takımın, rakip kaleye de 2 gol atıp maça ortak olması ve galibiyeti kaçıran taraf olarak görülmesi gerçekten büyük bir iş…
Ve bu imza tümü ile Hikmet Hoca’ya ait…
Ankaragücü kaybetmemeye devam ediyor ancak alt taraf ile arasını halen açabilmiş değil.
Bu yoğun maç haftasında sonucu belirleyecek iki maça peş peşe çıkacak. Erzurum mağlubiyeti sonrası işini mucizelere bırakan morali oldukça bozuk Denizlispor ve arkasından 13 hafta sonra kazanan Yeni Malatyaspor maçları Ankaragücü’nün ligdeki kaderini belirleyecek.
Geçmiş yıllarda kazanması gereken maçları kaybeden ve kendini riske atan Ankaragücü, bu maçları kazanarak bu seneyi mucizevi bir şekilde düşme hattı ile arasını açarak bitirmesi en büyük isteğimiz.
Hikmet Karaman 4.döneminde yine efsane olma yolunda ilerliyor. Göreve geldiğinden bu yana yaptıkları gerçekten hem takımı, hem taraftarı hem yönetimi ipten aldı. Dileriz bu başarısı daim olur ve bu camiada vizyonsuz yöneticilerin değişimi ile yeni bir sürece girilir.
Öyle ki başkanın söylediği 30 kişi sayesinde Hikmet hoca tercihine mecbur kalan yönetim, eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu görmüş oldu. Ama ders alırlar mı bir ümidim yok.
Ligde kalma garantilendikten sonra konuşacak çok fazla şey olacağı aşikâr… Ancak şu an tüm camia kalan maçlara odaklanmalı ve oluşan hava puanlar olarak hanemize yazılmalı.
Ankaragücü’nün olduğu yerde umutlar bitmiyor…
UMUT GÜRDAL
Umut bey ve Mercan bey güzel yazmışsın tebrik ederim.
bülent
19-04-2021 09:08