Bazı maçlar vardır anlatılmaz yaşanır. Ankaragücü-Fenerbahçe maçı işte böyle maçlardan birisi. 3-0’lık muhteşem bir Fenerbahçe zaferi izledik ve sonuçta yine yarı finali gördük.
En son 4 Ekim 2009’da bir Galatasaray galibiyeti vardı. O maçta 3-0 kazanılmıştı. O da büyük keyif vermişti. Fenerbahçe zaferi de gerçekten çok büyük bir zaferdir. Ve yılarca anlatılır.
Hele ki bu işin sonu Kupa şampiyonluğuna giderse işte o zaman bu maç efsane statüsüne girer. Hemen hatırlatalım 1981 Efsanesinde de kupada Fenerbahçe elenmişti.
Ankaragücü, Kayseri’de büyük bir travmayla döndü. O maç hem taraftarın hem de oyuncuların büyük bir travma yaşamasına neden olmuştu.
Ki maç sonu Emre Belözoğlu ayrılma sinyalini vermiş, ancak hem yönetim, hem de oyuncuların talebiyle kararından geri dönmüştü. Camianın da belki de %99’u Beleözoğlu’u ile yolların artık ayrılması gerektiğini düşünüyordu. Ancak oyuncuların özür dilemesi ve gelecek haftalarda bu kötü gidişi tersine çevireceklerinin sözünü vermeleri, hem de yönetimin hocayı tutmak için ısrar etmesiyle Belözoğlu takımda kaldı.
Şimdi yalnız şurayı vurgulamak lazım. Kayserispor maçının sonrasında bir yayın yaptık ve yayın öncesi ben Yusuf Tanık’la konuştum. Yusuf Bey orada bana, Emre Belözoğlu’nu kesinlikle bırakmayacaklarını net bir dille ifade etti. Sonrasında da Sportif Direktör Yılmaz Bal yayınımıza geldi ve yine Emre Hoca’ya destek açıklamasını yaptı. Demek ki kulüpte net bir şekilde Emre Hoca’nın arkasında duruldu ve yola devam edildi. Belki biz bu kararı eleştirdik. Ama bekleyelim bakalım belki de bu daha hayırlısı olacak.
Açıkçası taraftar bu maçta galibiyete çok inanmıyordu. Ancak Ankaragücü bir kupa takımı olarak bu işleri de zaman zaman çok da güzel yapıyordu.
Ben maç sonu bir twett attım. Twette; “Böyle oynayabiliyordunuz daha önce neredeydiniz kardeşim?” yazdım.
Evet gerçekten Ankaragücü takım olarak bu kadar pas yapabiliyorsa, alan daraltabiliyorsa, mücadele edebiliyorsa, savaşabiliyorsa, temaslı oynayabiliyorsa, yardımlaşabiliyorsa, gol pozisyonları üretebiliyorsa daha önce neden bunları yapmadı?
Takım maç mı seçti?
Bunları bilme şansımız yok. Bunları Emre Hoca ve ekibi açığa çıkaracak.
Takımdaki bu müthiş potansiyeli Fenerbahçe maçıyla mı görmeliydik biz. Oysa şu potansiyelin yarısını ligde ortaya koysalardı. Şimdi ligde düşme korkusu yaşamazdık, UEFA hesaplarının içine girmiştik.
Atakan Çankaya'nın yaptığı açıklamaya baktığımızda Kayserispor maçının ardında eski başkan Faruk Koca, tesislere gelmiş ve oyuncularla bir toplantı yapmış. Bu toplantı da konuşulanlar da oyuncuları etkilemiş olabilir. Ama bu kadar da olmaz ki!
Bakın şu Tasos’a! İçinden Messi çıktı.
Bakın şu Mujakiç’e! İçinden Roberto Carlos çıktı. Sahi Kayseri maçından çıkarken yorgunluktan iki dizi birbirine vuran Mujakiç nasıl 3 günde bu kadar sağlam ve diri bir performans sergiledi?
Kitsiou nasıl eski günlerine dönüş sinyali verdi?
Mert Çetin için aylardır bütün camia neden oynatmıyorsunuz diyor. Emre Hoca’nın Mert’e zoraki görev vermesi doğru değildi. Mert Çetin formayı hakkediyordu. Hatta Sincanlı Ertaç ve Atakan’la birlikte takımdaki aidiyet duygusunu güçlendirebilecek oyuncular bunlar. Atakan savaşçı ruhunu yine yansıttı. Ankaragücü için stoper tandeminde doğru ikili Atakan/Mert Çetin olmaz mı? Ya da Atakan’ın dinamizmini, savaşçı ruhunu özellikle deplasmanlarda ön libero da kullanamazmıyız? Bu da ayrı bir soru.
Emre Belözoğlu’nun bu takımda dokunduğu 2 oyuncu var. Ali Kaan Güneren ve Pedrinho. Ali Kaan orta alanda açıkları iyi kapattı. Takıma dinamizm kattı. Kayseri’de ilk 11 başlasa acaba takım 2-0’dan maçı verir miydi? Mesela ilk golde Gökhan Sazdağı o kadar kolay topu getirebilir miydi?
Saponara’da maçın iyilerindendi. Boş alan bulması onu parlattı.
Fenerbahçe orta sahasının dirençsizliği, savunmasının da hatalarıyla Ankaragücü bu maçta adeta yeniden doğdu. Tabii burada böyle bir kadro çıkaran İsmail Kartal’a da teşekkür etmek lazım. İşleri o kadar kolaylaştırdı ki.
Tabii takımda herkeste bu maçta müthiş bir dinamizm vardı. Bu da mükemmel bir zafer getirdi.
Yalnız 1 oyuncuyu es geçmemek lazım. Ali Sowe bu sezon son derece verimsiz. Haftalardır katkı vermiyor. Tam aksine Macheda’da oynadığı her maçta önemli işler yapmaya başladı. Emre Hoca’nın artık Ali Sowe’u kızağa çekmek zamanı geldi bence. Hem yedek kalması onu farklı motive edebilir. Belki kendine getirebilir.
Fenerbahçe ile ilgili de 2 şey yazmadan geçmek olmaz. Taraftarların Emre Belözoğlu’na yaptıkları tezahürat çok çirkindi. Gerçekten o tezahüratı hangi kafayla yaptılar anlam vermek imkansız. Çok büyük ayıp ettiler. Ayrıca Mert Hakan Yandaş diye bir oyuncuları var. Adamdan çirkeflik akıyor resmen! Isınırken tribünlerle küfürleşme, sahada oyuncularımızla dalaşma, maç sonu tüm tribünlere küfür! Bu adam koskoca Fenerbahçe’ye yakışıyor mu? Ali Koç’un yerinde olsam, bu adamı derhal paketlerim takımdan.
Gelelim sadede. Tabi maç sonu büyük bir sevinç vardı ama içimizde de hep bir cumartesi düşüncesi var. Cumartesi günü, İstanbulspor ile çok önemli bir maça çıkılacak. Başkan İsmail Mert Fırat’ta maç sonu soyunma odasındaydı. Kendisine de cumartesi gününün önemini söyledim. Zafer mutluluğu vardı. Başkan “Cumartesi de kazanacağız” dedi. İnşallah diyorum. Kupa zaferini unutmak ve lige hemen dönmek lazım. Çünkü ligin şakası yok ve kimseye Fener’e 3 attın diye ligde 3 puan vermiyorlar.
Geçen hafta birisi Samsunspor maçından sonra “hafta içi 20 bin taraftarı dört büyüklerden başka kimse toplayamaz!” demişti. O futbol cahiline dün Ankaragücü taraftarı, açık kanalda yayınlanan maça rağmen, nasıl toplanıldığını göstermiştir sanırım.
Desteğe devam. Cumartesi günü 20 bin taraftarınla Bastır Ankaragücü!
ORHAN SAL
İstanbul'da doğup büyümüş, İstanbul / Beşiktaş nüfusuna kayıtlı ancak Ankaragüçlü bir futbolseverim.48 yaşındayım.10 yılım Ankara'da geçti.Bu süre zarfında Ankaragücü sevdası beni sardı.Başarı taraftarı değiliz biliyorum ancak zaman hızla akıp geçiyor.Göz açıp kapayıncaya kadar 2030'lar gelir. Ölmeden şu Ankaragücü'müzü bir şampiyon görebilsek. Çok şey mi istiyorum. İddia ediyorum. Şu dünya da bunu en çok hak eden büyük Ankaragücü taraftarıdır.
Devrim Bal
01-03-2024 00:48