Ankaragücü’nde Mustafa Dalcı’nın istifası ile boşalan teknik direktörlük görevine Ömer Erdoğan getirildi. Sarı – lacivertli kulüpte yeni teknik direktör Ömer Erdoğan oldu.
Öncelikle şunu yazmak lazım ki; Başkan Faruk Koca’nın Dalcı’dan sonra hızla aksiyon alıp, yeni teknik direktörü belirlemesi gerçekten çok iyi oldu. Kaybedilecek 1 saat bile yoktu. Ömer Erdoğan ile anlaşıldı ve haftanın ilk antremanına (pazartesi günü) Erdoğan çıktı. Böylece Erdoğan’la takım dolu dolu 1 hafta geçirecek ve en az 6 antreman yaparak Beşiktaş maçına çıkacak.
Ömer Erdoğan mevcut Türkiye şartlarında takımın başına getirilebilecek en ideal teknik direktörlerden birisidir…
Nedenlerine gelince…
Ömer Erdoğan’ın bana göre en önemli özelliği Alman Ekolünü benimsemiş olmasıdır. Herkesin bildiği gibi, dünya üzerinden sanattan teknolojiye, spordan bilime kadar Almanların başarısız oldukları bir alan, meslek, konu yoktur.
Ömer Erdoğan, 1977 Almanya doğumlu, futbola Almanya’da başlamış ve Alman futbol ekolüyle yoğrulmuş bir spor adamıdır. Çocukluğundan bu yana tuttuğu takımda, bugün bir dünya markası olan Bayern Münih takımıdır.
En beğendiği teknik adamlar Alman Thomas Tuchel, Jurgen Klopp’tur. ve İsviçreli Lucien Favre’ye de Alman Gladbach takımında sempati duymuştur.
Tuchel’in disiplin ve kusursuzluğunu, Klopp’un oyuncularıyla iletişim başarısını ve Favre’nin de gözlemciliğini örnek almıştır.
Tuchel, Klopp ve Hiddink’in yanında staj yapış, bir çok antreman tekniği öğrenmiştir.
Daha önceki yıllarda Bundesliga 2’den teklif almış, ancak istediği şartlar oluşmadığı için kabul etmemiştir. Bir gün mutlaka Bundesliga’da bir takım çalıştırmak hayali vardır. Ömer Erdoğan için Alman disiplini ve çalışkanlığı ile, Türk duygusallığı ve tutkusunun karışımı bir teknik direktör diyebiliriz.
En önemli özelliklerinden birisi analize önem vermesidir. Elbette kendi takımının genel özelliklerini iyi analiz eder. Karşılaşacağı takımın da analizini iyi yapar. Maçlardaki mevcut skora göre hafta içinde antremanlar yaptırır. Örneğin maçta geri durumdayken nasıl oynamak lazım veya öne geçince nasıl oynamak lazım, bunu hafta boyunca oyuncularına işler.
Futbolda “Blok kırma” olarak tabir ettiğimiz; bloklar arası geçişe çok önem verir. Yani takımı topu aldı mı; savunmadan orta sahaya, orta sahadan da hücum hattına direkt geçişi, en kısa zamanda, en kısa şekilde yapmak ister. Yana oynamayı sevmez, rakip blokları dikine delip, direkt kaleye gitmek ve dinamik bir takım yaratmak ister.
Eldeki oyuncularından maksimum verim almayı başarır. Antremanlara çok önem verir. Her oyuncunun, her antremanda %100 verim vermesini ister. Mevcut kadrodaki bir oyuncuyu, hiç beklenmedik bir mevkiye oturtur ve ondan verim alır. Bunu da Jurgen Klopp iletişimi ile ortak karar vererek yapar.
Çok çalışkan olduğunu anlatmaya gerek bile yok. Ama iyi bir ekip kurması ona çok yardımcı olur. Boşta kaldığı zamanlarda, ekibiyle aylarca oyuncu taraması yapmıştır. Çok önemli oyuncuları keşfetmiştir. Hatayspor’a büyük katkı veren Diouf, Münir ve El Kabi başta olmak üzere bir çok oyuncuyu Türkiye’ye getirmiştir. Diouf’u rezerv lig denilen bir ligten bulmuştur.
Diyetisyenine kadar Avrupai bir sistemle çalışmaktadır. Takımındaki oyuncuların koşu mesafelerinin 115 – 120 km’ye çıkarmıştır.
Bursaspor sevgisi de büyüktür ve Bursa’ya yerleşmiştir. Şampiyonluk ipini kucakladıkları Bursa’da Bursaspor taraftarları onu çok sever.
En önemli yardımcısı Özhan Polat adeta sağ koludur.
Ömer Erdoğan’ın Ankaragücü görüşmelerini ilk duyduğumuzdan bu yana, detayları girmeden en doğru bir şekilde, aşama aşama Sporanki’de sizlere ulaştırdım. Bunun içinde Sporanki okurlarını gerçekten çok şanslı olarak görüyorum.
Tabii Faruk Koca / Ömer Erdoğan görüşmelerinde ne konuşuldu bilemem. Ama şundan eminim Ömer Erdoğan’ın Ankaragücü’ne imza atmasındaki en önemli sebep bence “hedef” noktasında ikna olmuş olmasıdır. Erdoğan’ın hedef noktasında çok katıdır. Hedefi olmayan bir yere asla gelmez. Koca, çok büyük hedeflerinin olduğunu, uzun vadede ligde ve kupa da başarı yakalamak istediklerini, Avrupa kapılarına dayanmak istediklerini söyleyerek Ömer Erdoğan’ı ikna etmiştir diye düşünüyorum.
Benim en benimsediğim 4-2-3-1 sistemini benimsemesi de çok önemli. Son 3 haftadır yazıyorum, Sporanki canlı yayınlarımızda söylüyorum. Ankaragücü yumuşak bir takım. Orta sahası çok kırılgan. O yüzden özellikle deplasmanlarda çift ön libero tercih edilmelidir. Erdoğan’ın bu açığı da gördüğünü biliyorum.
Son sözüm de Ömer Erdoğan ile ilgili bir anımdan bahsetmek olsun. Ankaragücü 2.Lige düşmüş. Moralim sıfır. Maça bile gitmek istemiyorum. Ama bir yandan da ayaklarım durmuyor. 2.Ligdeki ilk deplasmanım. Aralık soğuğunda sabah kalkıp, Eskişehir bağlantılı Bilecik’in Bozüyük ilçesine maça gitmişim. Bozüyükspor-Ankaragücü maçı var. Stadyumda basın tribünü filan yok. Devre arasında ısınmak için protokol tribünü içine girdim. Bir anda Bursaspor’dan tanıdığım Ömer Erdoğan gözüme ilişti. Yanına gittim, konuşmaya başladık. Ankaragücü’nün buralarda olmasının çok üzücü olduğunu konuştuk, Bursaspor’un şampiyonluğunu konuştuk. Güzel bir anı olmuştu benim için.
Evet inceledim, araştırdım, gözlemledim ve yazdım.
Şimdi Ömer Erdoğan’ı takip etme zamanı.
MKE Ankaragücü Kulübü, dinamik camiası, ateşli kitlesiyle yeni bir heyecan ve yeni bir meydan okuma arayan Ömer Erdoğan için en ideal kulüptür.
İnşallah hedefe hep birlikte ulaşırız…
ORHAN SAL
İlk maça vardiyam uymadığı için, ikisine deplasman olduğu için gidememiştim. Beşiktaş maçında her Ankaragücüme hemde yeni hocamıza siftah yapacaz.. Haydi hayırlsı..
Alper Çağlar
01-09-2022 00:23