SPORANKİ CANLI YAYININDA İSTANBULSPOR - MKE ANKARAGÜCÜ MAÇI DEĞERLENDİRİLDİ...
https://www.youtube.com/watch?v=qr-0YCW7bBo&t=1061s
Takım İstanbulspor deplasmanına giderken aklımda 3 puan harici bir düşünce yoktu. Ömer Erdoğan takımın başına geçtiğinden bugüne oynadığı karşılaşmalarından hiç birinde mağlubiyeti hak edecek bir futbol ortaya koymamıştı. beşiktaş Ankara'ya geldiğinde form olarak en zirve olduğu dönemini yaşıyordu. Ömer Erdoğan'ın ilk karşılaşması olmasına rağmen rakibe tempo olarak karşılık veren, beraber oynayan, bu maça kadar skor üretemeyen takımın iki gol bulması ve belki penaltı kararı olmasa 3 puan çıkaracağımız bir maçta mağlup olduk. Özellikle Alanyaspor karşılaşmasında bırakın beraberliği Ariyibi o pozisyonlardan sadece birini skora çevirebilse galibiyet kaçınılmazdı.
İki haftada iyi oyun karşılığı gelmeyen puanlar biz dahil bütün camia üzerinde bir baskı oluşturdu. Sivasspor karşılaşması öncesi bir hafta boyunca bu karşılaşmadan aksi bir sonuç çıkar ve milli araya bu şekilde girersek nasıl bir tablo ile karşılaşacağımızı düşündüm. Tabi ki bu baskıyı en çok hisseden hiç şüphesiz teknik ekip ve futbolcular oldu. Maç başladı golü erken bulduk. Golü erken bulmanın psikolojisi ile takım skoru korumak için bekleyen bir oyun ortaya koydu. Özellikle maçın ikinci yarısı oynanan oyun bu baskının en çok hissedildiği süreç oldu. Sonuç olarak bu önemli virajı 3 puan ile geçerek milli araya daha rahat girdik.
Ömer Erdoğan takıma ilk geldiği gün söylediğim "Ömer Erdoğan en az kayıp ile takımı bir an önce milli araya atma derdinde". Bunun sebebi çok açıktı…
Üç etap kamp gören takımın henüz fiziki olarak belli bir seviyeye gelmemesi. Bu tezimin en büyük destekçisi ise herhangi bir takım ile kamp geçirmeyen Tolga Ciğerci'nin beşiktaş karşılaşmasında diğer isimlere göre daha hazır bir görüntü çizmesi oldu.
Milli ara sonrası nasıl bir takım izleyeceğimizi merak ederken, ilk rakip ligin güçlü ekibi İstanbul Başakşehir'di. Rakip ligde yoluna namağlup devam ederken kalesinde henüz gol görmemişti. Ayrıca Avrupa'da İskoçya'nın gedikli kulübü Hearts'a 4 gol, İtalya'nın güçlü ekiplerinden Fiorentina'ya 3 gol atarken kalesini yine gole kapatmıştı.
Maçta ilk yarı rakibini ceza sahası içinde top ile hiç buluşturmamış, aksine rakip ceza sahası içinde top ile daha çok buluşan, topa daha çok sahip bir görüntü içinde olan Ankaragücü vardı. Ancak Ömer Erdoğan bireysel bir hata sonucu yenilen gol ile devre arasına mağlup girmeye engel olamamıştı. Maçın 55. Dakikasında gelen penaltı golü bu sezon Başakşehir'in yediği ilk gol olurken bizide umutlandırmıştı. Yenilen golden hemen sonra Emre Belözoğlu'nun yaptığı iki hamle maçı o dakikadan sonra Başakşehir'e çevirdi. Sahada topa daha çok sahip olan bir Başakşehir olsada yine rakibe pozisyon vermeyen bir Ankaragücü vardı. Hepimiz haftayı puan ile kapatacağız diye düşünürken, Deniz Türüç'ün senede bir defa attığı spesifik bir gol ile o haftayı puansız kapattık.
Maç sonunda rakibin Başakşehir olduğunun unutularak bazı ağır yorumlar dikkatimi çekti. Bu yorumlara katılmamak ile beraber takımın mücadelesini beğendim. Kadro seçimini ve değişiklikleri kendi penceremizden eleştirebiliriz. Ancak en azından 1 puanı hak ettiğimiz bir karşılaşma oynadık diye düşünüyorum. Rakip teknik direktörün maç sonu Ankaragücü'nün mücadelesinden bahsetmesi bu durumu destekledi.
Bu hafta İse İstanbulspor karşılaşmasında olası puan kaybının hiç bir şekilde izahı olamazdı. Kadro kalitesi düşük ama Osman Zeki Korkmaz yönetiminde lige renk katan ve önemli işler yapan bir ekip olan İstanbulspor. Pozisyon futbolu oynayan, temaslı oyunu seven, aynı zaman saha içinde bir çok varyasyonu deneyen ve bunda başarılı olan bir ekip. Özellikle kenar oyuncularının bu oyunlarda rolü çok önemli.
Maçtan önce rakibinde kadro kalitesini ön plana alarak, Ömer Erdoğan'ın genel felsefesi olan bizimde özlediğimiz "en iyi savunma hucumdur" futbolu ile sahada olacağını düşünmüştüm. Ancak hoca bu oyunu tercih etmeyerek geçen 4 haftada yaptığı gibi alan daraltarak, bloklar arası boşlukları kapatarak, rakibe pozisyon vermemeyi amaçlayan, hızlı hücumlar ile sonuca gitmeye çalışan bir oyun anlayışı ile maça çıktı.
İki takım adına dengede başlayan karşılaşmada Emre Kılınç ile golü bulan taraf olduk. Daha sonra Ali Sowe ve Emre Kılınç ile bulduğumuz net pozisyonları değerlendiremedik ve soyunma odasına rakibe net bir pozisyon vermeden 1-0 galip girdik. İkinci yarı 50. Dakika rakip korneri kullandıktan sonra kazandığımız top ile hızlı bir hücum şansı yakaladık ama Ali Sowe bu pozisyonu deyim yerinde ise harcadı. Bundan üç dakika sonra organize olduğumuz bir pozisyonda Beridze ile yine net bir fırsattan yararlanamadık. Dakika 55'i gösterdiğinde İstanbulspor Oğuz Ceylan'ın hatasında Ethemi ile eşitliği yakaladı. Golden önce Pedrinho ve Tolga'ya yapılan müdahalelere rağmen gol verildi. Bu dakikadan sonra hepimizin aklına bu kadar fırsatı değerlendiremediğimiz Alanyaspor karşılaşması geldi. Acaba yine aynı sahne ile karşı karşıya kalacakmıyız stresi ile maçı takip ettik. Beridze ile bir pozisyondan daha faydalanamazken 66. Dakikada Ömer Erdoğan'dan Jese hamlesi geldi. Oyuna girdikten sonra istekli tavırları ile bizi umitlendiren jese, 90+1'de Tolga'ya yapılan faul sonrası oyunu hemen başlatan Zahid'in pasında top ile buluşup Ali Sowe güzel bir asist yaptı ve kritik galibiyette büyük rol oynadı. Ali Sowe gol katkısı vermesine rağmen eleştirilerin odağında oldu. Çok eleştirilecek bir oyun oynamadığını, özellikle sistem içinde verilen görevi yerine getirdiğini düşünüyorum. Son vuruş becerileri ilerleyen haftalarda teknik ekip katkısı ile belli seviyelere çıkacağını söyleyebilirim. Ali Sowe son vuruş becerisi yüksek bir oyuncu olsaydı mevcut fiziki durumu ile yaptıkları düşünüldüğünde zaten farklı liglerde olurdu. Bende isterim Antalyaspor'da olan Wright gibi komple bir forvet olsun ancak şuan kadroda Sowe ve Macheda var.
Maçın adamı ise şüphesiz Mujakic oldu. Yasin'in olduğu bölgeye çok yardım etti. Doğru pozisyon aldı. Zamanlamaları ve çıkışları doğru yaptı. Ömer Erdoğan'ın dokunuş yaptığı net belli oldu. İlk haftalarda pozisyon almada olan eksikliklerini geliştirmiş. Şimdilik Radakovic ile iyi bir uyum yakalamış görünüyor.
Benim için asıl hayal kırıklığı Pepe oldu. Transferi açıklandığında orta sahaya seviye atlatacak bir transfer demiştim. Bunun nedeni henüz ortada Taylan ve Tolga ciğerci transferlerinin olmaması. Pedrinho transferinden sonra Pepe'nin gelmesi, Zahid-Pepe-Pedrinho orta sahası ile Mustafa Dalcı'nın pasa dayalı bir oyun oynayacağını düşündürmesi oldu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Mustafa Dalcı Karagümrük maçında süre vererek bambaşka bir oyun içinde değerlendirdi ve 45 dakikada kendi oyun yapısına uygun bir oyuncu olmadığını anlamıştı. Pepe bireysel olarak kötü bir oyuncu değil. Pasa dayalı pozisyon futbolu oynayan, sete hücum eden takımlarda fayda sağlayacak bir oyuncu. Ama şu an oynadığımız oyunda mevcut fizik durumu ile performans alacağımız bir oyuncu değil. Özellikle bir kaç sefer baskıda top kaybı yapması endişe verici oldu. İlerleyen süreçte oyuncu ile ilgili nasıl bir karar verilir yaşayıp göreceğiz.
Bu maç özelinde Ömer Erdoğan'a yapacağım eleştiri bu tarz maçlarda topa sahip, daha cesaretli, daha çok sete hücum yapan, daha çok organize atak girişiminin olduğu, oyunu daha çok domine eden bir oyun ile sahada olmamız. Ömer hoca inandığım bir teknik direktör bu sancılı süreci en az kayıp ile risksiz bir şekilde geçmek istiyor hak veriyorum. Ancak en azından kendi kalibremiz olan maçların belli bölümlerinde Ömer Erdoğan kendi oyununu bize izlettirmesi gerekli. Kadro zaman zaman bu oyunu oynayabileceğinin sinyallerini bize gösteriyor.
Bir diğer eleştiri konusu ise Oğuz Ceylan ile ilgili. Bazen sık hata yapan oyuncuların kulübede teneffüs etmeye ihtiyacı vardır. Oğuz iyi niyetle mücadele veriyor ancak yaptığı hatalar maalesef skora eksi yansıyor. Kevin Malciut hazır ise ilerleyen haftalarda degerledirilmesi gerekli. Kevin Oğuz'a göre atak sonlandırmada daha başarılı bir bek. Napoli, Lille gibi takımlarda gösterdiği performansın yarısını gösterdiği takdirde ligde faydalanacağımız bir oyuncu. Sol bek için ise Marlon'un sakatlık sonrası mental olarak da hazır duruma gelmesi gerekli. Çünkü Yasin ile o bölge tıkanıyor.
Son olarak Faruk Koca ile Ömer Erdoğan arasında bir kontak oluştuğunu düşünüyorum. Faruk Koca, Mustafa Dalcı'ya oluşturduğu konfor alanın yarısını kimseyi dinlemeden Ömer Erdoğan'a oluşturur ise dönüşü Ankaragücü menfaatine olacaktır. ilerleyen dönemlerde oyuncu tercihleri yapılırken şartlar dahilinde Ömer Erdoğan'ın istediği oyunculara yönelicegi kanaatindeyim. Son 5 transferde bunu destekler nitelikte bir oluşum.
Şimdilik 3 puanın keyfini çıkaralım. Bu takımın daha iyi yerlere geleceğinden şüphem yok. Umarım yanılmayız…
Fahrettin abi tespitler doğru. Takipteyim seni. Cumartesi de izledim abi.
Hasköy Eren
10-10-2022 13:50