MKE ANKARAGÜCÜ - KARAGÜMRÜK MAÇI SPORANKİ CANLI YAYININDA TARTIŞILDI.
İŞTE O YAYINIMIZIN LİNKİ
https://www.youtube.com/watch?v=Xzluz1CDFgU&t=2811s
Ankaragücü, kendi evinde oynadığı Gaziantep FK maçının ardından Karagümrük takımına da yenilerek korku tüneline girdi.
Böylece kendi denginde 2 takıma evinde kaybeden, bir haftayı da BAY geçen Başkent ekibi, rakiplere yol verirken, kendini ateşe attı.
Maç sonu Ömer Erdoğan’ın istifasıyla gerilim iyice arttı.
Gündem Ömer Erdoğan’ın istifasıysa şuradan başlayalım.
Maç bitmiş basın toplantısını bekliyorum. Ankaragücü soyunma odası, basın toplantısı odası ve hakem odası birbirine yakın.
Basın toplantısı için hocaları bekliyorum. İlk önce Ömer Hoca, gidip yayıncı kuruluşa değerlendirmede bulunacak ve sonra da basın toplantısına gelip bizlerin sorularını cevaplandıracak.
Birden Twitter’da Ajansspor’un bir haberi düşüyor. Haber şu şekilde:
“Ajansspor özel. Ankaragücü’nde oyunculara veda eden teknik direktör Ömer Erdoğan istifa etti”
Allah Allah olaya bak!
Ömer Hoca daha, soyunma odasından çıkmadan olay Ajansspor vasıtasıyla, haberleştiriliyor.
Gerçekten büyük bir habercilik başarısı.
Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacağım.
Soyunma odası kulübün mahrem yeri değil midir?
Daha sonra Ömer Hoca, soyunma odasından çıkıyor ve Yayıncı kuruluşa çok üzgün bir şekilde vedasını açıklıyor.
Ardından da gelip basın toplantısında ayrıldığını bir kez daha kamuoyuna açıklıyor.
Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belli olur derler.
Bu istifa geçen haftadan belliydi.
Başkan Faruk Koca’nın Gaziantep FK maçının ardından söylediği iddia edilen “Hoca takımı bugün sabote etti” şeklindeki sözlerini 2-3 yerden teyit ettirmiştim. Bu söylemler belli ki hocaya da gelmiş ve hoca kulüpte yalnızlaştırılmış.
Hoca ile özellikle yabancı oyuncuların arasının iyi olmadığı da dilden dile yayılıyordu.
Bunu o kadar çok kişiden duydum ki.
Ki Jese Rodriguez'in gidişini de buna yormak lazım.
ÖZHAN PULAT’IN AYRILIŞI İŞARET FİŞEĞİ
Jese'nin gidişinden sonra, MKE Ankaragücü’ndeki kötü sürecin Ömer Erdoğan / Özhan Pulat ayrılığıyla başladığına inanıyorum. Beşiktaş kupa maçında Özhan Pulat sahada değildi. Araştırdığımızda ikili arasında bir sorun olduğu ve Pulat’ın artık devam etmeyeceğini öğrendik. Ancak bu sorun neydi acaba? Çünkü Pulat, Erdoğan’ı bir çırpıda terk edip gidecek biri değildi. Yıllarca omuz omuza vermiş, aynı yoldan yürümüş insanların vedası bu kadar basit olmamalıydı.
Bence Pulat, takım içinde bazı yanlışların yapıldığını ve Erdoğan’ın da buna karşı çıkmadığını gördü ve devam etmek istemedi.
Ömer Erdoğan, samimi tutumları nedeniyle taraftarlar nezdinde çok sempati kazanmıştı. Camia onu seviyor ve güveniyordu. Erdoğan döneminde takım bir çok maçta şapkadan tavşan çıkararak iyi sonuçlar almıştı. Kaybedilen maçlarda da iyi futbol oynanmıştı. Örneğin Adana Demirspor ve Galatasaray maçlarındaki futbol gerçekten mükemmeldi. Ayrıca Beşiktaş gibi, Ankaragücü’ne ters gelen bir takımın elenip kupada çeyrek finale çıkılması da taraftarın gözünde Ömer Erdoğan’ı adeta zirve yaptırmıştı.
Ama elbette hocanın da hataları olmuştu. Mesela Eren Derdiyok gibi bitik bir oyucuyu kritik Beşiktaş maçına alması ve Eren’in basit bir penaltı yaptırmasıyla maçın kaybedilmesi kritik bir hataydı. Gaziantep FK maçındaki kadro tercihi yenilgiye zemin hazırladı. Üstelik takımdan ayrılacağını bile bile kritik Karagümrük maçına çıkması takıma bir yenilgiye daha mal oldu. Hoca’nın bırakacağını bilen topçu maçı iplemedi.
Ve takım içinde belli bir otorite sıkıntısı çekildiği de net belli oluyordu. Karagümrük maçında penaltı kazanıldıktan sonra yaşanan dakikalar bunun en belirgin göstergesiydi. Penaltı için topu Ali Sowe eline aldı. Taylan Antalyalı geldi topu ondan aldı. Bu arada herkes kenara bakıyordu. Ve kenardan Pedrinho’nun atması istenince topun gerisine Portekizli geldi ve o da topu tribünlere gönderdi.
Pedrinho’nun kaçırdıktan sonra sanki topa kendisi değil de penaltı noktası vurmuş gibi, penaltı noktasına bakması da gerçekten rezillikti. Aynı noktadan Borini nasıl penaltı attı, Pedrinho bir izlesin!
Ömer Erdoğan eğer son basın toplantısında soru alsaydı benim sorum bu olacaktı. Merak ediyorum, bir takımın penaltıcısı maç öncesi belirlenmez mi?
Eğer belirlendi de, herkes kafasına göre ben atayım diye topa saldırıyorsa işte orada da teknik direktör otoritesi sorgulanmalıdır. Bu neden önemli? Çünkü penaltıyı atsan, belki de maçı kazanacaksın ve bu kötü sürece girmeyeceksin.
Tabii şu da var; Tolga Ciğerci takımda kalsaydı, penaltıyı gol yapar ve bu sürece girilmeyebilirdi.
FARUK KOCA’YA FUTBOL AKLI GEREKLİ!
Bu yazıyı yazdığım şu saatlerde Ankaragücü’nün yeni teknik direktörü henüz belli olmamıştı.
Ama muhtemelen 1-2 gün içinde belli olur.
Peki değişen bir şey olur mu?
Çok olmaz Ankaragücü kısır döngü ile debelenir durur.
Başkan Faruk Koca, kulüp idaresi anlamında çok iyi birisi. Yapılanmayı çok iyi tamamladı, kulüpte işleyiş ve ödemeler iyi gidiyor. İş adamı ve yöneticilik başarısı nedeniyle bu sistemi oturttu.
Ama ortada şöyle bir sorun var ki, iş hayatı ile futbol ayrı şey değil. Futbol çok farklı bir endüstri ve Faruk Başkan futbolu bilmiyor. Çevresindekilerin yönlendirmesiyle futbol takımını yönlendiriyor.
Bakın halen transferde yanlışlar yapılıyor. Biz sezon başından bu yana takımdaki bitiricilik sorununu görüyoruz ve dile getiriyoruz. İş bitiren, son vuruşu iyi olan oyuncu yok. Ama transfer edilen Oko’ya bakıyoruz, o da iş bitiren golcü bir oyuncu değil.
Sormak istiyorum. Bize net golcü isimler lazımken, sonuca gidebilen kanat oyuncuları lazımken neden yine gol becerisi zayıf, istatistikleri kötü santrfor alındı?
Macheda örneğinden ders alınmadı mı?
Başkan Faruk Koca’nın bence teknik direktör belirlemeden önce bir sportif direktör belirlemesi lazım. Bu sportif direktör kim olur bilemem. Bizim isim vermemiz de doğru olmaz. Ama futbolun içinde olan, işini 10 numara iyi yapan, futbol kültürünü, transfer yapmayı, scoutluğu iyi bilen mutlaka ama mutlaka birileri vardır.
Başkan Faruk Koca mutlaka bu yola girmeli. Girmezse yine takım küme düşecek!
BU SEZON Kİ EN OLUMLU İCRAAT ÖMER ERDOĞAN TERCİHİYDİ
Bakın bu sezon yapılan belki de en olumlu işlerden birisi Ömer Erdoğan’ın takımın başına getirilmesiydi. Yeni neslin önemli hocalarından birisi olan Erdoğan, büyük hatalar yapsa da, kriz yönetme kabiliyeti olmasa da, takımla önemli işler yapmaya başlamıştı. Ancak başkan Koca, Mustafa Dalcı’nın arkasında durduğu kadar Ömer Erdoğan’ın arkasında hiç durmadı.
Oysa Faruk Koca çıkıp “Biz hocamızın arkasındayız. Şartlar ne olursa olsun, sezon bitene kadar kendisiyle yola devam edeceğiz” deseydi. Olaylar bu boyuta gelmezdi.
Futbolcu milleti çok uyanıktır.
Kulüpte işleyişi görür. Bence futbolcularda hocanın gideceğini hissettiler ve kendilerine takıma fazla vermediler.
SONUÇ
Sonuç olarak Beşiktaş ve Konyaspor galibiyetleri nedeniyle konuşulmadı ama hocanın saha dışındaki sağ kolu Özhan Pulat’ın ayrılığı, takımdaki huzursuzluğun göstergesiydi aslında.
Arada transfer başarısızlığı, taraftarın tribünde ve sosyal medyada devreye girmesi, Emre Yıldız’ın istifası, Faruk Koca’nın söylemleri, takımdaki isteksizlik, Ömer hoca’nın saha içindeki sağ kolu Tolga Ciğerci’nin takımdan apar topar ayrılması da huzursuzluğun artık tavan yaptığının göstergesi…
Maalesef yine içimiz kanıyor ve üzülüyoruz.
Ve biz bu süreçte; bizi avcı gibi bekleyen Beşiktaş karşısına çıkacağız.
Dilerim bu hafta her şey rayına oturur.
Yoksa işimiz çok zor!
ORHAN SAL
Sayın Başkan Faruk Koca, sadece yazı yazmak için yazmıyorum. Bunca emek çaba boşa gidiyor.Etrafınızdaki Şüreka daha önceden size “Sarı öküzü”sattırdı.Bu saatten sonra işiniz zor lütfen “Truva atlarını”iyi bilelim.Müsabaka Ankaragücü 0-Karagümrük 2 neticelendi. Almanya’dan geldim ve maçı seyretmek için kışta kıyamette bütün Ankaragücü sevdalıları gibi Eryaman yoluna koyuldum.Fakat maç sonu vücudum ile birlikte gönlüm de üşüdü. Maçı seyrederken bindirilmiş kıtalardan oluşan seyirciler var gibi geldi.Ankaragücü üçten büyüktür.Saygılarımla
Çubukbeyi
05-02-2023 22:33