Ankaragücü -Başakşehir maçı Sporanki canlı yayınında değerlendirildi... İşte yayınımızın linkli:
https://www.youtube.com/watch?v=BoGBTyq50hk&t=2811s
Ankaragücü, ligin güçlü takımlarından Başakşehir FK’ya Eryaman Stadı’nda 2-1 yenilerek haftayı puansız kapattı. Bu Başakşehir maçları benim için acayip derecede keyifsiz geçiyor. Bırakın yenilgiyi, yenilginin sonucu bile 2-1 olarak maç başlamadan adeta tescilli !..
İsyan etmemek elde değil !..
Bu makuz talih neden değişmiyor anlamak imkansız!
Maç oynanıyor, skor 1-1. Yanımdaki arkadaşlar “maçı alırız!” filan diyorlar. Ben de diyorum ki, bu skor tehlikeli yine 1-2’ye gidebilir. Ve gidiyor.
Bir kere daha yazayım. Zerre kadar keyif almadığım bir maç oldu. Sivasspor galibiyetindeki kadroda sadece Marlon/Yasin değişimi olmuştu. Marlon Çarşamba günkü idmanda sakatlanmış. Son idmanda da Ömer Erdoğan’a “henüz hazır değilim, bu şartlarda takıma faydalı olamam” demiş ve oynamamış. Kayıp olmadı. En inandığım transferlerden biriydi. Zerre katkı vermedi. Yasin Güreler’e herkes kızıyor. Ama adam daha ne yapsın? Kapasitesi oranında elinden gelenin en iyisini vermek için çabalıyor.
Daha sahada dizilişlere bakarken, Başakşehir’in Tolga/Oğuz katkısıyla golünün gelmesi takımın moralini bozdu. Tolga’nın geriye oynaması, Oğuz’un ağır kalması, Gökhan’ın hazırlıksız yakalanmasıyla, amatör düzeyinde denilebilecek basit yenen bir golle maç başladı.
Bu golden sonra Ankaragücü hücum anlamında maça hiç giremedi. Başakşehir’in istediğini almasıyla, kontrollü oyunu tercih etmesi, topun Ankaragücü’nde kalmasını sağladı. Ama takım ne orta sahada, ne de gol bölgesinde yeterli üretkenliği bir türlü gösteremedi. Tabii bundan Başakşehir’in iğne deliği kadar açık vermemesinin de etkisi vardı. Alanları iyi kapattılar. Ankaragücü takımı ne şut çekebildi, ne derinleme paslarla içeri sızabildi, ne kenarlardan gol bölgesine girebildi.
Tek çare duran toplardı. Bunda da uzun boylu savunma geçit vermedi. Ancak duran topları, genelde ön direğe doğru kullanmak da neyin nesi anlamıyorum. Gücünüz mü yok? Biraz kaliteli orta yapın ki, gole pozisyonu üretilsin, gol üretilsin…
Genel anlamda bu sezonun en önemli 2 eksiği kaliteli orta ve şut çekememek!
Kısaca ilk yarının çöpe atıldığı bir maçtı. İlk yarıda “Evet bu adam hakkını verdi!” diyebileceğimiz bir tane adam yoktu. Özellikle Pedrinho şu an büyük bir hayal kırıklığı gibi duruyor.
Ancak takım savunması anlamında Ömer Erdoğan ile belli bir aşamanın kat edildiği de gözle görülüyordu.
İkinci yarıya önde basan, daha baskı kuran bir şeklide başlandı. Nihayet biraz heyecanlanacak bir oyun izlemeye başlamıştık. Ancak şut anlamında, pozisyona girme anlamında yine üretim yoktu.
Emre Kılıç’ın forma numarasına uygun bir şekilde 54’de gelen penaltıyla ve Tolga Ciğerci’nin golüyle umutlandık. En azından bir beraberlik çıkabileceğini düşünüyorduk. Ancak golden sonra takım anlamsız şekilde geri yaslandı. Tamam kabul ediyoruz. Rakip bizden güçlü. Kontrollü oyun şart. Ama Eryaman’da saha ve seyircinin önünde de bu kadar geri yaslanmak, sadece gol yememek için oynamak olmadı. Bunu Beşiktaş, Alanya ve Sivasspor maçlarında da aynen yaşamıştık. Ömer Erdoğan’ın burada artık çareler üretmesi ve olgun bir futbol oynatması lazım.
Tabii rakibin 1-1’den sonra tempo yükseltecek ve baskı kuracak Serdar ve Deniz gibi 2 önemli silahı oyuna sürerek, maçı çevirdiğini de söylemek mümkün. Nitekim o isimlerden Deniz mükemmel bir şutla golü attı. Bu golü Gökhan Akkan’nın topu çıkarması gerekliydi. Çünkü Deniz topa neredeyse, stat dışındaki AVM’den vurmuştu!
Son 5 dakika ve uzatma bölümlerinde oynanan agresif oyunda işe yaramadı. İş işten geçmişti bile!
Bu agresifliği 1-1’den sonra göstermek gerekliydi.
Burada oyuncu değişiklikleri konusunda Ömer Erdoğan’ı eleştirmek istiyorum. 55’de gol geldikten sonra 72’de Ariyibi ve Zahid oyuna alındı. Ariyibi’yi Ömer hoca sürekli kullanmak istiyor. Ama Ariyibi’nin bu takıma katkı veremediğini artık görmeli. Topları çizgide alıp ezmekten başka bir şey yapmıyor Ariyibi. Bu sezon o kadar maçı var. Ne son çizgiye inip bir orta, ne içeri girip oraları karıştırmak, ne asist, ne gol hiçbir üretimi yok! Tıpkı Zahid gibi. Zahid’in 10 maç yatıp, 1 maç iyi oynamasını mı bekleyeceğiz? Bunu kabul etmek mümkün değil. Parasını alıyorsa katkısını vermek zorunda! Burası sabah gel, akşam git devlet dairesi değil! Burada sahaya çıkıp, takıma katkı vermen lazım. Kimse senin kara kaşına, kara gözüne hayran değil. Camianın beklentisi var.
Ben maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Ömer Hoca’ya “Ariyibi’nin performansını nasıl değerlendirdiği ve 1-1’den sonra kazanmak adına neler yapıldığını” sordum. Ariyibi’nin iyi çalıştığı, bu yüzden tercih ettiğini söyledi. 1-1’den sonra da hücum anlamında gerekenleri yapamadıklarını belirtti…
Yenen 2.golün ardından Jese, Makheda, Atakan girdi. Baskı da kuruldu. Ama bu maçın seyrinde, olması gereken bir durumda. Yenik durumdaki her takım, şuursuz bir baskı kurar.
Jese’yi sanki eskiye göre daha canlı gördüm. Ama kalabalık savunmada Jese’den fayda sağlamak da kolay değil. Macheda yine top alamadı ve kaleden uzak kaldı.
Oğuz Ceylan penaltının ortasını yapan isimdi. Ama çabuk geçilmesi, kolay çalım yemesi takımı çok güç durumlara sokuyor.
Radakoviç ve Mujakiç her geçen hafta üzerine koyacakmış gibi görülüyor. Başakşehir maçında da oldukça iyi oynadılar. Daha çok erken ama, sanki iyi bir ikili bulduk gibi! Gökhan Akkan’ın gollerde hatasının olduğunu düşünüyorum. Ama bariz hatalıdır da diyemiyorum.
Sonuç olarak futbol kalitesi olarak beğenmediğim, mücadele anlamında pozitif bulduğun bir Ankaragücü izledim. Rakibin gerçekten çok güçlü olması, bu mağlubiyeti telöre edebilir. Zaten bu sezon bizim rakibimiz de değiller. O yüzden çok takılmadan, direkt olarak İstanbulspor maçına odaklanmak lazım. Bu maçın telafisi var. Ama İstanbulspor direkt rakibimiz ve kazanmamız gereken bir maça gideceğiz. En basit tabirle rakibimize kaybetmemeliyiz.
Başakşehir maçında Taylan Antalya’lının biraz daha hareketlendiğini, pas trafiğinde yer aldığında gördüm. Emre Kılınç ise özellikle ikinci yarının başından, oyundan çıkana kadar olumlu göründü. Ancak bu bölgede Yunan Milli Takımına giden Tasos’u da değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Ali Sowe'da duvar olan, rakip savunmayı zorlayan görüntüdeydi. Ama ne pozisyona girdi, ne de pozisyona soktu. Kaptan Tolga Milli takımdan formsuz döndü.
Genel anlamda savunmada iyi, hücumda ise yetersiz bir takım izledik.
İlerleyen haftalarda takımın gelişeceğini düşünüyorum..
ORHAN SAL
Yönetim doğru ya da yanlış iyi niyetle elini taşın altına soktu, yeni bir takım kurdu. Büyük hedefler koydu. Ama şunu kabul etmek lazım, şu an İstanbulspor, Ümraniyespor gibi biz de bu ligin seviyesinde henüz değiliz. Umudum var, ama en azından akılcı bir düşünce ile bu sezona nasıl tutunabiliriz ona bakmak lazım. Çünkü maalesef çoğu oyuncumuz bu lig seviyesinin şu an altında. Hocaya ve ekibine bu anlamda çok iş düşüyor. Biz her durumda desteğe devam edeceğiz. Oyuncularımızdan da bu camianın büyüklüğüne yakışır oyun ve mücadele bekliyoruz.
Bahadır
03-10-2022 12:17