GİRESUNSPOR - MKE ANKARAGÜCÜ MAÇI SPORANKİ CANLI YAYININDA DEĞERLENDİRİLDİ. İŞTE YAYINIMIZIN LİNKİ
https://www.youtube.com/watch?v=1deo2dXBm5M&t=25s
Maç öncesi Ömer Erdoğan’ın açıklamalarını dinliyorum, sahanın zemininden bahsediyor ve bireysel hata yapmamamız gerekiyor, diyor “Eyvah!” diyorum içimden. Çünkü Ankaragücü takım halinde bireysel hataya en müsait takım. Devam ediyor Ömer hoca, “Giderek yükselen bir ivmemiz var” diyor. Bir “Eyvah!” daha çekiyorum. Çünkü oyunun her geçen hafta ileriye gittiğini de göremiyorduk.
Herkesin bildiği gibi Mustafa Dalcı, camianın yüzde 99’unun tepkisini alan bir isimdi ve gönderilmesi isteniyordu. Ankaragücü/Dalcı ayrılığı gerçekleştiğinde akıllara gelen ilk isim de Ömer Erdoğan olmuştu. Faruk Koca hızlı aksiyon aldı ve camianın yüzde 99’unun neredeyse ortak mutabakatı ile Erdoğan göreve getirildi.
Ömer Erdoğan tercihini en çok mutlu olanlardan birisi de bendim. Yeni kuşağın parlak ismiydi Erdoğan ve kendisiyle uzun vadede planlamalar yapılması gerektiğine inanıyordum.
Ömer Erdoğan’ın başlangıcı da fena olmamıştı. Hakem hataları olmasa daha fazla puan toplayacağı bir dönem geçirirdi. Ama gün geçtikçe biraz zaaflarda ortaya çıkmaya başladı.
Nitekim Giresun deplasmanında hem ilk 11 yanlışı, hem oynanan futbol büyük eleştiri aldı.
Fenerbahçe ilk 11’yle maça başlaması hataydı. Çünkü o 11 ne oyun olarak, ne de oyuncuların yerleşimi olarak tatmin etmemişti. Örneğin Giresun’da ikinci yarıda yaptığı formasyon değişimi ile maça ortak oldu Erdoğan. Oysa ilk yarıya çıkan ilk 11’de bütün veriler “sıfır” dı! Şut çekemeyen, gol beklentisi sıfır olan bir Ankaragücü izledik. Tabii bu görüntü keyif vermedi, taraftarın canını sıktı.
İkinci yarı yapılan değişimlerle savunmanın soluna Mujakiç, stopere Atakan geçti. Hücumda sağ kenara Emre Kılınç, sol kenara Beridze, 10 numara pozisyonuna da Jese geldi.
Ancak Jese daha çok 10 numara gibi değil de, Ali Sowe’a destekçi gibi oynamaya başladı.
Bu yarıda hücumsal anlamda sorun çözülmeye başlandı. Pozisyonlara girildi. Gol atıldı. Daha da atılabilirdi.
Ama burada kesin ve en net sorun artık açık ve net görüldü. Hücumsal anlamda takımda maçı koparacak kalite eksikliği var.
Sağ kenar, sol kenar, on numara ve santrfor eksikliği net olarak gözleniyor. Mevcut kadrodaki oyuncuların hiç biri Ankaragücü’nü ileriye götürecek isimler değil.
Biraz istenen seviyede oyuncular olsalardı, bulunan pozisyonlar gol olur ve maçı koparır gelirdin.
Düşünsenize geride kalan 10 maçta doğru düzgün sıfıra inilip kaç orta yapıldı, kaç tane kaliteli duran top ortası yapıldı, kaç tane heyecan yaratan şut izlendi, kaç tane alkışlanacak hücum varyasyonuna girildi, kaç tane “vay be ne goldü ama !” diyebileceğimiz gol gördük. Göze hoş gelen kaç tane çalım izleyebildik.
Tabii sorunun temel kaynağı, kadro planlamasının ve transferlerin yanlış yapılması. Transfer tercihleri çok sıkıntılı durumda. Nurullah, Oğuz, Pepe, Marlon, Macheda, Diack, Tasos, Pedrinho, Jese verim alınamayan, ya da çok az katkı sağlayan oyuncular. Mujakiç, Radakoviç biraz da Ali Sowe ve Beridze’den katkı alındı. Bir de son gelen 5 transferden.
Transferde bu kadar fire vermek başarısızlığı da getirdi. Burada bu transferleri kim yaptı sorusu akla geliyor. Faruk Koca mı, Emre Yıldız mı, Mustafa Dalcı mı?
Ortak bir mutabakatla yapıldı, bunu biliyoruz. Ama kimler yaptıysa, yeni transfer dönemin de bir zahmet, şöyle kenara çekilsinler. Çünkü o kadar para harcandı ve maalesef bir türlü istenen performansları göremedik.
Ömer Erdoğan’a tekrar dönersek. Kimsenin sınırsız kredisi yoktur. Ama Erdoğan henüz kredisini tüketmedi. Eldeki malzemeye göre bir şeyler yapmak istiyor. Evet şu ana kadar beklenen etkiyi, patlamayı yapamadı. Ama onda bir potansiyelin olduğunu biliyoruz. Şimdi yapılması gereken transfere kadar alınabilecek en yüksek puanı almak için çabalamak. Transferi de hocaya bırakmak lazım. Eminim Erdoğan’ın takip ettiği oyuncular vardır. Özellikle Bundesliga 2 ve Lig 2 pazarına yönelmelerini tavsiye ediyorum. Gerçekten bizim lige uygun maliyetlerde, çok iyi kanat ve forvet oyuncuları var. Bunları en iyi zaten Erdoğan’ın ekibi takip ediyordur. Alınacak santrfor, sağ kenar ve 10 numarayla bu ligi bu sezon kazasız belasız kurtarmanın yoluna gitmemiz lazım.
Şimdi denilebilir ki; “21 transfer yapan takıma halen mi transfer istiyorsunuz?” Evet maalesef takıma halen net transferler lazım!..
Yazıyı Gökhan Akkan ile bitirelim. Fenerbahçe maçında çok kötü goller yedi. Onun moral bozukluğunu hafta boyunca yaşamıştır. Ama Giresun’da müthiş bir Gökhan Akkan izledik. Maçın 1.dakikasından son düdüğüne kadar kalesinde güven veren, devleşen, puanı kurtarmaya kararlı bir Gökhan vardı. Gökhan bu camianın evladı. Zaten maç sonu taraftar da onu özel olarak çağırdı ve bağrına bastı. Bu performansını inşallah devam ettirir. Futbolda klasik bir kural vardır. Atanın, tutanın iyi olacak denir. Tutanı Gökhan Akkan ile halledebilirsek, atanı da transferle çözer ve düzlüğe çıkabiliriz. Gökhan Akkan’ı tebrik ediyorum. 1 puan ona yazıldı!
SUAT ARSLANBOĞA PENALTIYI YEDİ!
Giresunspor – Ankaragücü maçında, Başkent ekibi yine hakem kararlarına kurban gitti. Takdir haklarını rakipten yana kullanan hakem Suat Arslanboğa 5.dakikada Giresunsor ceza sahası içindeki ele çarpma olayında penaltıyı vermedi. Arslanboğa’yı VAR’da uyarmadı. Ancak pozisyona sarı – lacivertli oyuncular neden itiraz etmediler. Onu da anlayamadım. Galiba takıma Orgill gibi penaltı noktasına oturup penaltıyı zorla alan bir oyuncuya ihtiyaç var. Ankaragüçlü oyuncular maalesef pozisyonlarda hakeme karşı hiç gereken girişimlerde bulunmuyor.
SAHA DEĞİL TARLA!
Giresun Çotanak Spor Kompleksi içindeki stadyum son derece modern. Ama zemin adeta patates tarlası. Bu sahada neden bu halde sormak lazım!..
ORHAN SAL
Şu an için yapılabilecek çok birşey yok. Ne olursa olsun kupa arasına kadar beklemek, maç maç ilerlemek ve alınabilecek maksimum puanı alarak araya girmek lazım. Kalan 3 hafta 5-6 puan alınabilirse tüm hava değişir. Ama Hatay ile yapacağımız maç şu havada çok zor. Kasımpaşa deplasmanı sıkıntılı. İçerde dışarda yıllardır yenemediğimiz Trabzon maçından ne kadar ümitlenebiliriz? Bilemedim. Fakat ne olursa olsun, kupa arasına girer girmez çok ciddi bir neşter vurulması lazım. Hatta kalan 3 maç 9 puan (olmaz ama farzı misal) alınsa bile kadro yapısı gözden geçirilmeli ve yola devam edilecekse Ömer Erdoğan'ın scout ekibi tarafından oluşturulan liste üzerinden, devam edilmeyecekse yeni gelecek hocanın listesi üzerinden kadro revizyonu yapılmalı. Bir kez daha düşersek bu sefer dönemeyiz. Cehennemin dibini kesin görürüz. Bursa gibi Eskişehir gibi yok olmanın eşiğine gelebiliriz. Çünkü gerçek borcu harcı hiçbirimiz (Faruk Koca hariç) bilmiyoruz.
Anıl
25-10-2022 16:46