Ümidimiz bitmesin…

Konyaspor maçını beklerken takımın taktik planının yanı sıra takımın fizik ve kondisyon durumunun ne durumda olduğu en çok merak ettiğim konulardan biriydi. Maç bittikten sonra ise bu merak yerini endişeye bıraktı. Çünkü takım fizik ve kondisyon olarak beklediğimin gerisinde bir görüntü çizdi. Bu durumu sıcak başta olmak üzere başka nedenlere bağlayanlar oldu kesinlikle katılmıyorum. Asıl hayal kırıklığım ise antrenman bilgi ve  programına güvendiğim Tolunay Kafkas'ın performansı oldu. Açıkçası bu durumu kamp yorgunluğuna bağlamak doğru gelmiyor o yüzden maksimum iki hafta içinde daha hazır bir takım haline gelmeliyiz. Bunun yanı sıra transferde eksik bölgeler olduğu aşikardı. Ancak maçtan sonra bu eksiklerin tahmin ettiğimiz gibi olmadığını daha ileri derecede olduğunu hepimiz gördük. Sahada oyun sıkıştığı anlarda sorumluluk alarak problem çözen, maç kazandıran, maçın hikayesini yazacak oyuncular maalesef yok.

Önce transfer ile ilgili bir durum değerlendirmesi yapıp diğer konulara daha sonra geleceğim.

Tolunay Kafkas takım toplandığı günden bugüne her verdiği demeçte işleyen sistemden vazgeçmeyeceğini, geçen sezon olduğu gibi üçlü oyunda devam edeceğini üstüne basa basa söyledi. Açıkçası geçen sezon Tolunay Kafkas ismi çıktığında çok sıcak bakmamıştım. Bunun sebebi uzun zamandır kulüp takımı çalıştırmaması, alt yaş milli takımlarda çok başarılı olamaması ve bizim içinde bulunduğumuz kaotik durumdu. Ancak Tolunay hoca 3-4 haftada bu önyargılarımı yıkıp fizik, kondisyon ve mental olarak bitmiş bir takımı kısa sürede belli bir seviyeye getirmişti. Her platformda Tolunay Kafkas'ın sezon boyunca diğer çalışan isimler içinde en şanssız isim olduğunu, devre arası transferler ile güç kazanan değil güç kaybeden bir takım ile taktiğe dayalı kreatif bir oyun beklemediğimi, tempoya dayalı doğru oyun ile bir an önce puana gitmek istediğini, bu yüzden formasyon ve teknik anlamda Tolunay Kafkas'ı eleştirmenin hem haksızlık hem yanlış olacağını söyledim.

Günümüze geldiğimizde ise Tolunay Kafkas'ın geçen sezon mecburiyetten oynattığı aslında işleyen bir sistemin olmadığı, kısa vadede sonuç aldığı tempoya dayalı üçlü oyundan bir an önce vazgeçmesi yada bu oyuna uygun direk oynayacak yedi oyuncu transfer etmesi gerektiğini şimdiden belirtmeliyiz. Ayrıca kadro mühendisliği yapılırken uzun vadede üçlü savunma ile başarılı olmak istiyorsan yaptığın transferler birden fazla formasyonu oynama özelliğine sahip olması gerekli. Bütün bunların yanında kalitede çok önemli. Bir yerden sonra oyuncu kaliteside geride ise sistem işlemez duruma gelir. Teknik direktör kenardan ne kadar müdahale yapsada kısır döngü içinde günlük performanslar ile sonuca gitmeye çalışan bir takım hürriyetine bürünürsün ve sezon içinde büyük sıkıntılar yaşarsın.

Tolunay Kafkas'dan bu sezon daha yaratıcı, futbolun doğrularını yapan, sahada ne yaptığını bilen bir Ankaragücü bekliyoruz. Çünkü bu sezona geçen sezona bakarak daha şanslı ve ipler elinde başlıyor.

Takıma baktığımızda bu sistemde devam edecek ise mutlaka bir tanesi lider ve pas özelliği olan iki stoper, oyunu iki yönü ile oynayan orta saha, santrafora yakın oynayacak serbest forvet arkası, aksiyonu tamamlayan sol bek ve formasyon değişikliği için iki iyi kanat transferine ihtiyacı var. Klasik dörtlü oyuna döndüğünde ise bir lider stoper, bir çift yönlü orta saha, iki iyi kanat oyuncusu toplam dört transfer ile sezonu sıkıntısız tamamlayabiliriz. Şu kalan kısa zamanda naçizane tavsiyem fizibiliteyi daha doğru yaparak net hamleler yapılması yönünde. Bu olur mu hepimiz yaşayarak göreceğiz.

İşin yönetimsel kısmına değinecek olursak yönetim geldiğinden bugüne her zaman yapıcı bir şekilde yaklaşmış, yeri geldiğinde eleştirmiş, doğrusuna doğru, yanlışına yanlış demiş birisi olarak şunu net söylemem gerekli.

 "Benim gözümde yönetimin sportif olarak kendi potansiyelini göstermesi için bu sezon son şansı"

Sebebi ise geldikleri günden bugüne potansiyelinin altında kalarak sportif başarı ile yansıtılmamış, sağlanan kaynaklar doğru değerlendirilmemiş "Ferrari alınacak paraya daha orta sınıf araçlar tercih etmiş" bir resmin karşımda durması. O yüzden bu sezonda geçmişte olduğu gibi bir tablo ile karşı karşıya kaldığımda besledigim ümid maalesef son bulacak.

Yönetim sonra devam eder mi etmez mi? Yönetimden sonrası ne olur bilemem. Ben böyle düşündüğüm için Ankaragücü için daha iyi olacak diye bir kaide, kuralda yok. Ama bugün olan beklentim gelecek için olmayacak.

Yönetim insanlarda bu ümid son bulmadan, bir an önce zaman varken gerekli takviyeleri yaparak yoluna doğru şekilde devam etmesi en büyük beklentimiz.

Başka bir açıdan değerlendirdiğimiz zaman ise bu sezon transfer yapmak, mevcut oyuncu maaş ve diğer giderler için kaynak oluşturmak gerçekten çok zor. Yöneticilere çok büyük işler düşüyor. Camiada birçok kişide sürecin farkında. Bu durum çok ağır eleştirinin içini boşaltırken, maalesef haklı olduğumuz konularında üstünü kapatmıyor. Geçtiğimiz sezon futbol şube için teslim ettikleri kişilerin bu iş için yeterli olmadığına kanaat getirip transferde daha net adımlar atılıp otuz transfer olmasa ve yönetim zor şartlarda bulduğu kaynakları sportif direktör daha iyi değerlendirmiş olsa eminim bugün daha rahat bir transfer sezonu geçirirdik.

Kimseye haksızlık yapmıyorum. Bu yönetim geldiğinde eksi altı puan ile karşı karşıya kalarak geçmiş dönem borçlarına ödenen parayı da unutmadık! Tabi ondan öncekilerin ödediklerini de, ondan öncekilerin ödediklerini de!

Yıllardır bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Belkide bizi en çok yoran yıpratan bu durum.

Sanki bugüne kadar sportif başarı mı vardı diyenler olacaktır. Evet uzun yıllardır bu döngü devam ediyor. Bugün mevcut yönetim üzerinden bir beklenti ve tepkinin oluşmasının en büyük nedeni, bu döngünün kırılacak olması ümidi ve beklentisi ile altının doldurulmadığı büyük vaatler oldu. Belki bu vaatler olmasa bugün bu kadar beklenti olmaz paralelinde bu kadar tepkide meydana gelmezdi.

Transferin bitmesine bir aydan fazla bir süre var. Bir Ankaragücü sevdalısı olarak yönetimden beklentim, isteğim artık sportif olarak koyduğumuz hedeflere ulaşmak için daha profesyonel kişiler ile daha doğru ve net kararlar almanız.

Ayrıca "Bu yönetim başarılı mı başarısız mı" Sorusu ile de çok karşılaşıyorum. Bunu ancak yönetim gittiginde Ankaragücü'nün içinde bulunduğu mali yapı belirler.

Her zaman olduğu gibi bugünde derdim bağcı dövmek değil artık üzüm yemek istiyoruz.

"Lütfen Ümidimizi bitirmeyin"