Teknik direktör Fuat Çapa ile yolların ayrılmasının ardından, geçtiğimiz hafta teknik ekibe katılan Mustafa Dalcı yönetimindeki ilk maçına çıkan Ankaragücü, Süper Lig'in 10. haftasında Ankara Eryaman Stadında Trabzonspor'u konuk etti.
Yeni teknik direktörü Abdullah Avcı önderliğinde yeni bir maceraya atılan Trabzonspor karşısında, geçtiğimiz haftalara oranla daha dengeli ve ne yaptığını bilen bir oyun ortaya koyan Ankaragücü, buna rağmen 45+1. dakikada Trabzonsporlu Lewis Baker'in frikik golüne engel olamayarak sahadan 1-0'lık mağlubiyetle ayrıldı.
Karşılaşmanın ilk yarısında belki de sezon başından bu yana en iyi defansif performansını sergiledi Ankaragücü. 45+1.dakikada Lewis Baker'in attığı nefis frikik golüne kadar rakip yarı alanda en ufak bir boş alan bulamadı Trabzonspor. Bir başka deyişle, kendi yarı sahasında çok iyi yerleşen bir Ankaragücü vardı sahada.
Ancak Ankaragücü, ilk yarıdaki defansif becerisini hücuma yansıtamadı.
Hücumsal anlamdaki bu eksikliğin en büyük sebebi, takımın başında ilk maçına çıkan Mustafa Dalcı hocanın takımı ileriye taşıyacak oyuncuları (Paintsil ve Adzic) yedek kulübesinde başlatmasıdır. Bu oyuncuların yerine, sezon başından beri hemen hemen hiç forma giymemiş Orkan Çınar'ın, böylesine zor bir maçta sahaya sürülmesi de - bana göre- hücum bölgesinde sıkıntı yarattı.
Sezon başında 10 numara transferi olarak takıma katılan Alper Potuk'un, transfer olduğu günden beri fiziksel yeterliliğini geliştirememesi de Ankaragücü hücumlarını olumsuz etkiliyor.
Alper Potuk'un bu etkisizliğini (ve isteksizliğini) gördükçe gözlerime inanamıyorum. Nerede Eskişehirspor'daki güçlü, dirençli ve istekli Alper Potuk, nerede şimdiki Alper Potuk! Rakibin fiziki müdahalelerine en ufak bir direnç gösteremiyor. Üflesen düşecek! Camdan bebek gibi!
Alper Potuk'un mutlak ve mutlak bir surette fizik gücünü geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, genç yaşta futbolu bırakan futbolcular kervanına katılabilir. Dost acı söyler!
Karşılaşmanın ikinci yarısında, ilk yarının aksine rakip kaleye gitmeye "çabalayan" bir Ankaragücü vardı sahada. Lakin bu eylem, tırnak işaretiyle de belirttiğim üzere sadece çaba ile sınırlı kaldı. İkinci yarıda da, mutlak diyebileceğimiz bir pozisyon yakalayamadı Ankaragücü. Gol vaadeden akınlar da, bazı oyuncuların ciddiyetten uzak hareketleri nedeniyle heba oldu.
Örnek vermek gerekirse, oyuna sonradan dahil olan Joseph Paintsil, maçın 90+4.dakikasında son derece umut vadeden bir akını laubali bir vuruş sonucunda (egoistçe) harcadı.
Paintsil bilmelidir ki, futbol bir takım oyunudur ! İyi bir takım oyuncusu kendine oynayan değil, takımı için oynayan oyuncudur.
Ankaragücü-Trabzonspor maçında, Ankaragücü adına gözüme en çok çarpan oyuncu Atakan Çankaya oldu. Hem ofansif, hem defansif olarak görevini layığıyla yerine getirdi. Ankaragücü takımının dinamosuydu desek yalan olmaz herhalde.
Ankaragücü adına en çok hayal kırıklığına uğradığım oyuncu Börven oldu. Aslında, sadece Trabzonspor maçı özelinde değil, transfer olduğu günden bu yana performansıyla hayal kırıklığı yaratıyor Börven. Sosyal medya platformlarında yayınlanan maçlarını ve gollerini izlemesek, bu adamın Norveç'in gol kralı olduğuna yönelik çok derin şüpheler oluşur zihinlerde. Nitekim, son maçlarda da 90 dakikayı tamamlayamadan oyundan alınıyor. Kendisine bir an önce çekidüzen vermesi gerekiyor.
Sonuç olarak Ankaragücü, karşısında son derece etkisiz bir Trabzonspor bulmasına rağmen, yanlış oyuncu tercihleriyle sahaya çıktığı bir maçı daha kaybetti.
Bu yazımı yazdığım dakikalarda, Trabzonspor maçında takımın başında sahaya çıkan Mustafa Dalcı hocanın, daimi olarak Ankaragücü teknik direktörlüğüne getirildiğine yönelik bazı haberler dolaşmaya başladı.
Hakkında verilen bilgilere göre, Mustafa hoca iyi niyetli, çalışkan, çok bilgili bir teknik adammış. Tecrübe eksikliğini de zaman içinde giderir elbette. Ancak ben olsam, bu zorlu sürecin ağırlığını taşıyabilecek tecrübeli bir teknik adam ile anlaşırdım. Malum, Süper Lig'in 10 haftası geride kaldı ve Ankaragücü takımının galibiyeti yok.
Lakin, genel kurul yapmaya hazırlanan Ankaragücü yönetiminin, böyle tecrübeli bir teknik adamın maliyetini karşılayacak ekonomik gücü var mı? Orası muamma!
Haaaa.. bu arada sorayım! Yoksa yönetim, benim gibi, bu sezon da ligden düşme olmayacağına mı inanıyor da bu kadar rahat davranıyor?
Burak kardeşim haklısın.Börven e oyunda kaldığı sürede kaç top geldi.Sadece bu maç değil oynadığı bütün maçlarda.Atakan,şahverdi ortada,emre güral forvet arkasında olsa pozisyonlara girebiliriz. Hocanın futbolcuları tek yönlendireceği husus,pozisyon almalarını sağlamak.topçular sanki saklambaç oynuyor.
Süleyman
30-11-2020 21:08