ANKARAGÜCÜ - ADANA DEMİRSPOR MAÇI SPORANKİ CANLI YAYININDA DEĞERLENDİRİLDİ.
İŞTE O YAYINIMIZIN LİNKİ
https://www.youtube.com/watch?v=vLwnMo6RkgU&t=919s
Gerçekten bu kadar badirenin yaşandığı, kaosun olduğu, gelenlerin gidenlerin bitmediği, kaçanların olduğu, istifaların yaşandığı bir sezonu kümede kalarak tamamlamanın, karışık bir sezonu düşmeden bitirmenin derin ve büyük mutluluğunu yaşıyorum.
Ama bu tabii ki, çok büyük bir “buruk mutluluk”.
Ankaragücü adına sezon değerlendirmesi yapacaksak, buna “büyük bir hayal kırıklığı” sezonu diyebiliriz.
Bu kadar siyasi ve mali gücü, imkanları olan bir yönetim; sportif başarıyı yakalayamadı.
Ana başlıkta bir spor kulübünü 4 önemli kriterde değerlendirebiliriz. 1- Sportif başarı 2-Alt yapı 3-Mali durum ve 4-Kurumsal yapı.
Bir kulüpte bunların hepsi bir bütündür ve hiç birini birbirinden ayrı tutamazsınız.
Örnek: Mali gücü kötü bir takım içinde huzursuzluk olur başarı gelmez.
Örnek: Kadro mühendisliğini iyi yapamazsanız başarı gelmez.
Örnekleri çoğaltabiliriz…
Yazının birinci kısmında sportif başarısızlıktan başlayalım. İkinci bölümde ise Alt yapı, Mali yapı ve kurumsal durumu değerlendirelim.
(Bu arada alt yapıyla ilgili cumartesi günü Sporanki’de yaptığımız haberden sonra inanılmaz geri dönüşler aldığımı belirtmek isterim)
BAŞARISIZ TRANSFERLER, BAŞARISIZ KADRO MÜHENDİSLİĞİ!
MKE Ankaragücü 2022 – 2023 sezonunda ne yaptı? Sezonu oynadığı 36 maçta 12 galibiyet, 6 beraberlik ve 18 mağlubiyetle tamamladı. 42 puan topladı. Sezon boyunca 43 gol attı ve 53 gol yedi. Puan cetvelinde 11.sırada yer aldı ve kümede kalmayı son 2 haftada başardı.
Kupa da ise yarı finale çıkıldı. Başakşehir maçıyla final şansı kaçtı.
2022 – 2023 sezonunda kümede kalmaya ve yarı finali oynamaya başarı denebilir mi? Denemez. Bakın son 2 haftaya girildiğinde Ankaragücü halen kümede kalmayı garantileyememişti. Üstelik deprem dolayısıyla 2 takımın düşmesine karar verilmesine rağmen, üstelik daha sezon başında bu ligden düşeceği neredeyse belli olan Ümraniyespor takımına rağmen ve yine üstelik 2022 Aralık ayında Sivasspor’u yendikten sonra, son 2 haftaya kadar sadece 1 galibiyet alabilen Giresunspor gibi mütevazi kadroyla mücadele eden bir takıma rağmen son 2 haftaya kadar garantileyememişti.
Gerçekten çok düşündürücü bir tablo bu.
Tabii burada sevindirici olan bir tek şey var ki; o da başkan Faruk Koca’nın Ümraniyespor maçından önce yaptığı açıklamada “Kupada finale çıksak bile başarısız” diyerek gerçeğin farkında olmasıydı.
Peki Ankaragücü sezona nasıl girdi?
Önce söylemlere bakalım. Başkan Faruk Koca “şampiyonluk” söylemini dillendirdi ve hedefi yukarı çekti. Beklentileri arttırdı. Taraftar gaza geldi. Hiç umudu olmayanlar bile “Bir durun bakalım herhalde bu sefer bir şeyler olacak!” demeye başladı.
Hata aslında burada başladı. Oysa ki, başkan Koca; “Sevgili taraftarlarımız, biz bu sezon lige çıktık. Yeni bir kadro kuracağız. Kulüp olarak büyük mazimiz var. Ama bu sezon acemiyiz. Bizi bu sezon anlayışla karşılayın. Bu sezon hedef kümede kalmak. Bu amacımıza ulaşmak için bize destek verin” deseydi. O zaman bugün camiada farklı şeyle konuşulurdu.
Bugün kimse ağır eleştiriler yapmazdı. “Bu sezon hedefe ulaştık, yeni sezon da daha iyisini yaparız” denirdi.
Ayrıca lige taraftarın sevmediği, bir türlü sevemediği, camianın artık fenomeni haline gelen teknik direktör Mustafa Dalcı ile başlanması, modu otomatikmen düşürdü. Kimse Mustafa Dalcı ile hedefe gidileceğine inanmıyordu.
Ardından flaş olarak değerlendirilebilecek transferler geldi. Real Madrid patentli Jese Rodrigues transfer edildi. Bu transfer, hem Türkiye’de, hem de Avrupa’da ses getirdi. Daha sonra Tasos, Beridze, Macheda, Pedrinho, Pepe gibi bilinen oyuncular transfer edildi. Bu transferlere camiada ve futbol kamuoyunda itiraz olmadı. Şaşalı videolar da, transferlerden sonra gelince herkes mutlu olmuştu.
Ancak lige kötü bir giriş yapıldı ve 3 hafta sonunda teknik direktör değişimine gidildi. 4.Haftadan itibaren Ömer Erdoğan takımın başına geçti. Ardından da 5 tane önemli transfer yapıldı. Tolga Ciğerci, Gökhan Akkan, Malcuit, Emre Kılınç ve Taylan Antalyalı kadroya dahil edildiler. Sezon bitiminde geriye dönüp bakınca iyi ki bu beşli transfer edilmiş diyorsunuz. Ömer Erdoğan’ın gelişi ve yeni transferlerin katkısını göstermeye başlamasıyla takımda bir toparlanma oldu.
Ama takımın içi çok karışıktı. Önce star transfer Jese Rodrigues forma şansı bulamadığı için ayrıldı, sonra Ömer Erdoğan’ın sağ kolu Özhan Pulat yapmak istediklerini yapamayacağını anladığı için ayrıldı. Bundesliga’dan teklif alan takım kaptanı Tolga Ciğerci ile vedalar sürdü. Taraftarın kötü gidişin sorumlusu olarak gördükleri Emre Yıldız taraftarın ağır tepkisiyle karşılaşınca istifa etmek zorunda kaldı. Ve son noktada Ömer Erdoğan huzuru bulacağına inanmadığı için istifa etti.
Takımdaki bütün taşlar zaman içinde yerinde oynamıştı.
Bu arada Dünya Kupası arası için lig yaklaşık 2 ay durdu. Üstüne bir de deprem arası girince yaklaşık 1 ay da öyle duraklama oldu.
Bu gelişmelerin ardından ne Ankaragücü’nün, ne de Türk futbolunun tadı tuzu kalmamıştı.
Erdoğan’ın yerine Sedat Ağçay; “Futbolcular onu istiyor” denilerek takımın başına getirildi. Ama onun macerası da Dalcı gibi 3 maç sürdü. 3 maçta 2 yenilgi alan Sedat Hoca’ya da veda vaktiydi.
Ligin sonu geliyordu, tehlike kapıdaydı. Başkan Faruk Koca’nın son bir atımlık barutu kalmıştı. Onu da Tolunay Kafkas’la kullandı. Nihayetinde Kafkas mayası tuttu ve büyük bir kaos içinde, takımın başına geçen Kafkas, takımı Süper Ligde tutmayı başardı. Kafkas’ın kaybettiği 5 maç Fenerbahçe, Galatasraay, Trabzonspor, Adana Demirspor ve Başakşehir gibi güçlü takımlara karşı oynanan maçlardaydı. Kafkas, kendi takımı ayarında olan takımları yenerek camiaya rahat bir nefes aldırdı.
Ankaragücü; bu sezon yaz transfer döneminde 21, kış transfer döneminde 9 olmak üzere toplam 30 transferle sezonu kapattı. Kiralık gidenleri ve tamamen ayrılanların sayısını bile sayamadık. Yetmedi bir sezon da 4 ayrı teknik direktörle çalışarak yine korkunç bir tabloya imza atıldı. Korkunç diyorum. Çünkü son maçın ardından yapılan basın toplantısında Kafkas’ta aynen “Korkunç” tabirini kullandı.
Sezonun özetini geçtik, sadede gelelim.
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın kulüpte mutlak hakimiyeti var. Ondan onaysız bir şey yapılamaz. Dolayısıyla kulüpteki her artı da, her eksi de başkan Faruk Koca’ya yazar. Sportif başarısızlık varsa bu başarısızlık Başkan Faruk Koca’nındır. Başarısızlığın nedeni ise; yanlış transfer politikası, yanlış kadro mühendisliği yüzündendir. Bu nedenle başkan sezonun muhasebesini iyi yapmalıdır.
Ankaragücü’nde transferleri yapan eski sportif direktör Emre Yıldız’dı. Dolayısıyla Emre Yıldız transferde başarısız olmuştur. Bugün yeni sezonda da Emre Yıldız ile çalışılacak mı yoksa çalışılmayacak mı bilinmiyor. “Emre Yıldız istifa etti” diyenlerde olabilir. Ama şunu biliyoruz ki Emre Yıldız ile bir çok konuda istifasından sonra da çalışıldı.
Üstelik Tolunay Kafkas, son antremanda Emre Yıldız hakkında olumlu ifadeler kullandı. Tolunay hoca; maç sonu basın toplantısında ise elinde çok iyi bir yerli oyuncu havuzu olduğunu, ama yabancılar konusunda yetersiz olduğunu söyledi. Burada soru şu: Yerli transferleri Tolunay Kafkas’ın yapacağını düşünürsek, acaba yabancı oyuncu transferlerini kim yapacak?
BEYAZ SAYFA AÇMA ZAMANI
Başkan Koca, futboldan yana artılardan payını almak istiyorsa artık MKE Ankaragücü Kulübü’nde “BEYAZ BİR SAYFA” açması lazım.
Bu beyaz sayfayı da aynı sistem ve çalıştığı kişilerle açamaz.
Başkan Koca, öncelikle takımdaki her şeyi sorumlusu olacak olan bir “FUTBOL AKLI” bulmalı. Bunu yıllarca defalarca yazdık, yayınlarımızda söyledik. Başkan Faruk Koca’nın bir futbol aklına ihtiyacı var.
Bu akıl bugüne kadar kendini ispat etmiş, gittiği her yere başarı ve hareket getirmiş, futbolu bilen, karakterli, profosyonel, camiaya uygun bir akıl olmalı. Bu futbol aklını çok acil bir şekilde bulup, onun zihninin üzerine kulübü inşa etmesi lazım. Bu profosyonel futbol aklıyla, profosyonelliğe dönüp hedefe öyle odaklanmak gerekli. Yani bir sistem kurmak gerekli. Günü kurtaracak, günlük işler değil, kalıcı bir organizasyona imza atılmalı.
Tolunay Kafkas açıklamasını yaptı. Yola onla devam edilecek.
İşte artık bundan sonra; kulübün futbol aklı ve Tolunay Hoca transferleri ortak bir noktada buluşarak yapmalılar.
Tolunay Hoca yıllarca alt yaş katagorilerinde Milli takım hocalığı yaptı. Onun mutlaka çok büyük bir oyuncu havuzu vardır. Bu konuda şu an en avantajlı teknik adam kendisidir. Bu da transferde Ankaragücü için büyük bir şans olabilir.
Transferde mecbur kalmadıkça asla “kiralık” oyuncu tercihi de yapılmamalıdır. Ankaragücü’nün büyüklüğünün bilincinde olan, kaptanlık bandı yakışacak oyunculara yönelmek gereklidir.
Ve mutlaka ama mutlaka; aidiyeti olan yerli oyunculara yönelinmeli. Beyaz sayfa açılacaksa, buradan başlanmalı.
Devamında ise artık büyük sıkıntılar yaşanan ve üretim sağlanamayan alt yapı ele alınmalı, scout sistemi profosyonel bir yapıya büründürülmelidir. Scout sistemiyle özellikle Almanya, Belçika, Hollanda gibi ülkelerdeki Türk çocukları kulübün bünyesine katılmalı, yurt geneli de derin bir şekilde taranmalıdır.
Yazımın birinci bölümünü burada noktalıyorum. İkinci bölümde ise alt yapı, mali durum ve kurumsal yapıya değineceğim.
ORHAN SAL
Transferler eger tolunay hocayla devam edilecekse ona birakılmalı. Yoksa ligden düşen takımların futbolcuları ucuza gelecek diye alınirsa , bu sezon bir şey yapmayan futbolcularla mukavele tazelenirse yine aynı tas aynı hamam olur. Korkarımki de böyle olacak
Atilla
10-06-2023 22:02