Her seferinde okyanusta yüzmek hedefi için sandal ile çıktığımız yolda, derede boğuluyoruz. İşin en ilginci ise her defasında boğulacağımızı bile bile bu sandala binip tekrar yola çıkıyor olmamız.
Uzun yıllardır bu sandalda küreği çekenler sandalı onarmak yerine yüzeysel boya yaparak yola çıktılar. Hâlbuki sandalın yıkık dökük halini dışardan görenler onarım için gerekli desteği ellerinde kürek tutanlara verdiler. Geçmiş yolculuklardan yine ders çıkarmayanlar yine yüzeysel boya yaparak yola çıktılar.
Sonuç ortada, “yine boğulmak üzereyiz”
Bunca sene umut ile bekledim ki! Verilen sözlerin altı doldurulur, kurumsal bir yapıya kavuşur, bir hedefe koşarız diye…
Ancak bu yıl iyice kanaat getirdim.
”Hedefi okyanus belirleyip daha dereyi geçemeyenler ile bu iş olmayacak”.
Bu süreçten bir şey öğrendiysem o da şudur, bu tablonun paydaşları herşeyin farkında ama gelecek için yine değişen hiçbir şeyin olmayacağı. Yine aynı sandal ile aynı şekilde devam edecekler.
Önümüzde Ankaragücü’nün geleceği için çok kritik bir hafta var o yüzden çok uzatmayacağım.
Birileri farkında olmayabilir ama her açından gelecek için yönümüzü belirleyecek bir maç olacak. Her şeyimizi ortaya koyarak bu lige bir şekilde tutunmalıyız.
Daha sonrası için ise bu Sandalı kenara yanaştırıcak. Son 16-17 yılda oluşan ve son 4-5 yıldır ayyuka çıkan yanlış yönetim anlayışından uzak duracak bir vizyona ihtiyaç var. Bu olur mu yine zaman gösterecek.
O kadar çok hayal kırıklığı var ki anlatamam. Yine de camianın haftasonu bu takımı ligde tutmak için stadyuma akın etmesi gerekli. Çıkacak her sonuçta baş başa kalacak olan bizlerin olduğunu unutmayarak dümene geçmeliyiz.
Yine bu dümeni son dakika kıracak Ankaragücü taraftarı olacak.
FAHRETTİN TÜRKCAN