Ankaragücü - Tuzlaspor maç yayınımız You Tube kanalımızda...
https://www.youtube.com/channel/UCjqarF0On0fDnQQvXMSYshw
Ankaragücü’nde Mustafa Dalcı’nın diplomasının yetersiz olduğu için yaklaşık 5 aydır görev alan Necati Erkmen gördüğü lüzum üzerine geçtiğimiz hafta istifasını vererek takımdan ayrıldı.
Erkmen istifasını sosyal medya hesabından yapığı açıklama ile duyurdu. Tabii yaklaşık 20 yıldır tanıdığım Necati Erkmen hocam kendine özgü naiflikle açıklamasını yaptı ve kendine yakışan bir şekilde veda etti.
Ancak konuyu biraz araştırdığımda duyunca şaşırmadığım bazı gerçekler olduğunu gördüm. Necati Hoca, babacandır, insancıldır, futbolcularla ilişkileri iyidir. Ancak şunu unutmadan hatırlatalım teknik/taktik bilgisi de iyidir. Kimse bilmez ama Necati Erkmen’in profosyonel liglerde şampiyon yaptığı takımda var.
Tabii Necati Hoca’nın lisansının kullanılmasına karar verilip, hocayla anlaşıldıktan sonra ona denen basit anlamda şuydu: “Sen etliye sütlüye karışma. Maç önü ve maç sonu çık 2-3 dakika bir şeyler söyle yeter“ Allah var Necati Hoca’da denileni yaptı. Ekstra bir şeyler yaparak hiç ön plana çıkmadı. Ancak buna bile tahammül edemediler.
Bildiğimiz şeyler vardı. Yine de Necati Hocayı aradım ve neden ayrıldığını sordum. Ama ondan cevap alamayacağımı da biliyordum. Çünkü şunu çok iyi biliyordum. Necati Erkmen’in kafasına silah dayasanız, Ankaragücü kulübü içinden 1 tek kelimeyi, dışarıdan birisine anlatmazdı. Yıllardır tanıdığım hoca buydu. Zaten 5 aylık görev süresinde 1 kez bile arayıp bir şey sormadım. Çünkü biliyordum ki; ondan asla bir tek kelime çıkmazdı.
En son Adana’da oynanan Adanaspor maçının dönüşünde tesadüf takımla aynı dinlenme tesisinde karşılaştık. Ayak üstü konuşurken, yine klasik sözlerine söyledi: “Abi sen her şeyi biliyorsun!” dedi ve ayrıldık.
Veda ile ilgili bazı kaynaklardan aldığım bilgi şu şekilde. Emre Yıldız ve Mustafa Dalcı, Necati hoca’nın bu kadar sessizliğine ve ılımlı davranmasına rağmen bile ondan rahatsız oluyorlar. En son kendisini çağırıp, antremanlara da artık gelme mealinde bir şeyler söylüyorlar. Bunu demek bana göre “tesislerden bile seni görmek istemiyoruz” anlamındadır. Ki bu diplomasını kullandığın ve beyefendi kişiliği olan birisine karşı en hafifi anlamda son derece saygısız bir istektir. Elbette buna Necati hoca karşı çıkıyor. Hatta başka bir iddia Hocaya bunu başkan Faruk Koca’nın bile bilgisi olmadan söylüyorlar. Necati Hoca başkana konuyu açıyor, başkanın tavrını gördükten sonra da istifa ediyor.
Burada Necati Erkmen’i dik duruşundan dolayı tebrik ediyorum.
Ankaragücü ligin kalan kısmında yine bir pro lisansı olan hocayla anlaşarak yoluna aynı sistemle devam edecek.
İTE KAKA , ZORLAYA ZORLAYA GELEN GALİBİYET
Maça dönersek. Zor maç olacağı, hatta sezonun en zor maçlarından birisi olacağı muhakkaktı. Owusu, Ariyibi, Eren ve Pinto yoktu. Yani takımın hücum gücü çökmüştü.
Böylesine önemli 4 eksikle maça yine de en ideal 11 ile çıkılmıştı. Eldeki malzemeye göre çıkarılması gereken kadroydu. Pinto’nun yerinde Yasin Güreler oynadı. Santrforda Cem Ekinci başladı. Kenarlarda da Murat Uçar ve Aatıf.
Maça Aatıf beklediğim gibi başladı. Oldukça istekli, hareketli ve insiyatif alan bir Aatıf vardı. Yorulmadan bir gol bulursak iyi olur düşüncesindeydim. Ancak takım bir türlü yeterli organizasyonu, pas bağlantısını, hücum etkinliğini sağlayamıyordu. Oysa Zahid gibi topla ilişkisi iyi, Ali Kaan gibi hücumu besleyen 2 orta saha oyuncusu da sahadaydı. Buna bir de İshak Çakmak’ı dahil edebiliriz. O da zaman zaman pas trafiğine etken bir oyuncuydu.
Ancak takım maalesef durgun ve gol beklentisini son derece zayıf bir şekilde mücadelesini sürdürdü. Ve ilk yarı boyunca bir varlık gösteremedi. 45 dakika bu kötü oyuna sabreden taraftar da ilk devrenin uzatma bölümünde takımı protesto etmeye başladı.
Taraftar deyince hemen ilk notumuzu düşelim. İlk yarıdaki kötü futbola taraftar da kötü tezahürat ederek katkı verdi. Her tribünden ayrı ses geldi. Her grup ayrı bağırdı. Tribündeki taraftar fark edemiyor. Ama bu tür durumlarda ses dağılıyor ve bir uğultu duyuluyor. Bunun da takıma faydadan çok zararı oluyor.
İkinci yarıda bir 10 dakika durgun geçen maç, taraftarın da devreye girmesiyle oldukça hareketlendi. Ankaragücü 55’den sonra topu ceza sahasına bir şekilde ite kaka getirdi. Ama sağlam hücum organizasyonu olmayınca, girilen pozisyonlarda sağlıklı ve net olmadı. Hep karambol zorlandı. Tabii bir de en büyük silah hava toplarına yönelindi. Buna da Ankaragücü’nü çok iyi tanıyan Hakan Kutlu önlem almıştı.
Böylesine kötü oyun organizasyonunu olan bir takımın golü de elbette karambolden gelecekti. Ki karambolleri beklemeye başladık. Özellikle son 15 dakikada, 10 kişi kalıp ceza sahasına yığılan rakip karşısında oldukça önemli karambol pozisyonları da yaşandı. Ancak bu pozizyonların hepsinde çekilen şutlar ama öyle, ama böyle rakipten döndü ve çizgiyi geçmedi.
Artık uzatma dakikaları oynanıyordu. Belki de son şanstı. Erdem sihirli sağ ayağı ile kullandığı kornerde son vuruşu yapan Alperen Babacan oldu ve yine top adeta ite kaka, zorlana zorlana, girmek istemeye istemeye ağlarla buluştu.
Tam da bu maça yakışır bir final golü olmuştu.
Zaten bir Tuzlaspor maçından da farklı bir şey beklenemezdi.
Ankaragücü ve doğal olarak Mustafa Dalcı, bir kez daha günü kurtardı.
Ama Dalcı sürekli istifaya davet edildi.
Maç bitti yine arkada yine çok büyük soru işaretleri kaldı. Yasin Güreler’e taraftar maç için tepki göstermemeliydi. Bu tepki tüm takıma sirayet eder. Ama Yasin Güreler’in taraftara yönelik el hareketi doğru değildi. Profosyonelliğe aykırıydı. Bakalım taraftara el hareketi yaptı diye gönderildiği ballandırıla ballandırıla anlatılan yardımcı hocadan sonra, yine taraftara el hareketi yapan Yasin Güreler için nasıl bir yaptırımda bulunulacak.
Öte yandan takımın transfer ihtiyacı net bir şekilde gözler önünde. Sivasspor maçının ardından, Tuzlaspor maçında da görüldü ki, transfer lazım. Sol beke, uzun lig maratonunda Erdem’in alternatifi olarak kulübede duracak sağ beke, ve çabuk bitirici bir santrfora ihtiyaç var.
Öte yandan halen oynatılmayan Hasan Hüseyin ve Lukasik’in eğer gönderilmeyeceklerse takıma bir şekilde monte edilmeleri lazım.
Cenaze için ülkesine giden, ama dönmeyen Owusu’nun durumu ne olacak çözüme kavuşması lazım.
Ligde 1 BAY haftasını da çıkarırsak kaldı 17 maç. İniş başladı. Görülüyor ki Başkan Faruk Koca tüm tepkilere rağmen hocayla yola devam edecek ve lig bu karmaşa içinde bitirilecek.
Bu maçı da kazasız geçtik. Bakalım Kocaeli’nde haftaya ne olacak?
ORHAN SAL
Futbolsuz ve zorla alınan üç puan harika.Hakem Ahmet Yazar ın ilk sarı kartı aldığı pozisyonda direk kırmızı kart olması gerekirdi. Suat hoca GÖRMEZDEN geldi.Bizi avuttu. Topçularımız maalesef topsuz alanlarda pozisyon almıyorlar.Rakip arkalarında saklambaç oynuyorlar.
coşkun
09-01-2022 15:03